Mümtazer TÜRKÖNE
Özgür Özel’i televizyonda her görüşümde, gözümde hep ilkokuldaki sınıf mümessilleri canlanıyor. Sözlüye kalktığında ağırlığını verdiği ayağını sıklıkla değiştiren, gözleri hep ezberlediği satırların kitaptaki sayfasına takılmış vaziyette duyguyu askıya alan biri. Elinde tebeşir, teneffüste yaramazlık yapanları, derste konuşanları tahtaya yazan, öğretmene saygısını abartarak gösteren iyi aile çocuğu; gerçekte ise sınıfın en yaramazı.
Öğretmenler en haşarı öğrenciyi dizginlemek için sınıf başkanı yaparlar. Yetki ve sorumluluk vermek, yerinde duramayan enerji dolu yaramazın en tesirli ilacıdır. Üstelik yaramazlıkta usta biri, haşarı tipleri gözünden tanır, takip ve şikâyet eder. Özgür Özel, karizmatik bir lider havası vermiyor, vermeye niyetli de görünmüyor. Ancak gözünden hiçbir şey kaçmıyor. Şeffaf bir yansıtıcı gibi, olan biteni teferruatından arındırarak önümüze berrak bir şekilde koyuyor. Halkı öğretmeni belleyen bir siyasetçi profili hiç de fena bir fikir değil.
Ana Muhalefet liderini, at iziyle it izinin birbirine karıştığı şu kaotik ortamda gerçeğin nerede durduğunu anlamak için hep aynı istikameti gösteren bir pusula olarak takip edebilirsiniz. Bizim gibi sıradan fanilere göre önüne çok fazla bilginin geldiği, bunları danışmanlarıyla bir süzgeçten geçirip ayıkladığı ve vardığı sonuçları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaştığı anlaşılıyor.
KAOSUN SACAYAĞI
Ankara’nın foseptiği doldu ve ortalığa saçıldı. Ortalığı pislik götürüyor. 70’li yılların gecekondu semtleri gibi lağım suları yeşilimtırak rengi ve pis kokusu ile sokakların ortasından akıyor. Özgür Özel, paçasını sıyırmış çorabının içine sokmuş, burnunu tutarak bize olan biteni anlatmak yerine vardığı sonucu özetliyor. Siyasetin gündeminde sağlam bir yer edinen iki kovuşturma, zaten didik didik ediliyor.
Ortada bir darbe iddiası dolaşıyor ama iktidarın Saray kanadı bu iddiayı ciddiye almadığını usulünce ifşa ediyor. İpin ucu koyuverilmiş. Mafya kendince operasyon çekmiş. Böyle durumlarda ifşaat değil tehdit ve şantaj iş görür; demek o merhale geçilmiş artık mafyanın da atacak mermisi kalmamış. Kamuoyu, önüne gelen sonuçları kavradıktan sonra, sebeplere eğilecek ve bir hükme varacak. Kamu kurumlarına, bürokrasiye operasyon çekebilecek kadar profesyonel bir mafya örgütlenmesi varsa, bu adamlar bütün gizli dehlizleri ateşe vermeden sükûnet bulmaz. Böylesine büyük taşlar yerinden oynadıktan sonra, bu koca taşların altına yerleşip iş gören bütün akrepler-çiyanlar deşifre olurlar.
Nefes kesen, heyecanlı bir gündem merak duygusunu peşine takmış sürüklüyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine imkânsız bir kurguya rastlayamazsınız. Aksiyon dizilerine, filmlerine ne hacet? Peki ya ülkenin gerçek gündemi? Hayat pahalılığı, kemer sıkma politikası, dizginlenemeyen enflasyon, emeklilerin içler acısı durumu?
Özgür Özel, yerinde duramayan adam profiline rağmen sabırlı ve temkinli bir tavırla polemiklere dahil olmuyor. Sadece elindeki tebeşirle tahtaya konuları yazıyor. Vardığı hüküm de kesin: “Eğer hukuka dönersek neler oluyor, nasıl okumalı sorularına gerek kalmaz” diyor, son skandal için. Muhalefet lideri olarak asıl itirazını anayasa gündemine yapıyor.
SİS BOMBASI OLARAK YENİ ANAYASA
İktidar kanadı, muhtevaya dair tek bir şey söylemeden yeni anayasa gündemini canlı tutmaya çalıştı. Kanalizasyon patlayınca, bu çabalar da boşa gitti. Muhalefet yeni anayasa gündemine, “mecburen hukuka dönüş getirir” düşüncesiyle prensipte karşı çıkmamıştı. Anayasa Mahkemesi ile AİHM kararlarının uygulanmadığı bir ülkede yeni anayasa yapma iradesinin inandırıcılığı esaslı bir sorundu. Mevcut anayasa kurallarına, hem de her anayasanın varlık sebebi olan temel haklarla ilgili hükümlere uyulmazken yeni anayasayı neden yapasınız? Özel, malumu ilam ediyor ve anayasa tartışmasının “gündeme sis etkisi” yapmak üzere icat edildiğini söylüyor. Şeffaf ve etkili bir duruş. Muhalefet bu hükmü verdikten sonra anayasa gündemi artık ilerlemez.
Gözden kaçırmayalım. Kanalizasyonun patlaması, AK Parti’nin kurduğu müesses nizamı -aralarındaki ilişki ne olursa olsun- mafyaya devleti teslim etmeye niyetli olmadığını gösterdi. İster kibir, ister özgüven, isterse “inceldiği yerden kopsun” pervasızlığı olsun mafya operasyonu deşifre edilmiş oldu. Altında kim kalır? Sabırla izlemek lâzım.
Biz de paçalarımızı sıyırıp, burnumuzu tutup, Özgür Özel’in yaptığı gibi bir süre daha lağım suları arasında yaşam savaşı vermeye, ayakta kalmaya ve kendi irademize sahip çıkmaya mecbur durumdayız.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025
30.08.2025