Mümtazer TÜRKÖNE
Selahattin Demirtaş'ın İstiklal Marşı'nı “ırkçı bir dayatma” olarak mahkûm etmesine öncelikle İslâmcıların bir cevap vermesi gerekirdi.
Sahi nereye kayboldular? Doğrudan Mehmet Akif'i ideolojik olarak bugünü geçmişe bağlayan en sağlam halkalardan biri olarak benimsemesi gereken İslâmcılardan bahsediyorum. Mehmet Akif kuvvetli bir şairdir, ama aynı zamanda Cemaleddin Efganî-Muhammed Abduh çizgisinin en güçlü halkalarından biridir. O kadar ki, II. Meşrutiyet döneminde çıkan Sırat-ı Müstakîm dergisinde yüklendiği aslî görev Abduh'un makalelerini Türkçeye çevirip onun fikirlerini yaymaktır.
Milliyetçilik Türkiye'de adı üzerinde bir “hareket” olarak kabul gördü; Ziya Gökalp gibi aynı zamanda sosyoloji geleneğini başlatan deniz-derya bir mütefekkire dayanmasına rağmen, dar bir zümrenin dışına çıkan bir fikir birikimi oluşturamadı. Sol düşüncenin teorik arka planının zayıflığı ve bir iki şiir ve şarkı-türkü ile kendini ifade etmesi ve evrensel düşünceyi moda gibi gelip geçici bir heves olarak takip etmesi rekabetçi, dolayısıyla verimli bir gelenek oluşmasını engelledi. Kur'an'ın “oku” emrinden hareketle düşünceyi ciddiye alan geride sadece İslâmcılar kalmıştı; bu yüzden gaybubetleri hemen fark ediliyor. Ali Bulaç dışında, halâ İslâmcı kalan ve düşüncelerini cesaretle ifade edebilen kimse kalmadı. İsmail Kara'nın kalın İslâmcılık ciltleri, son 13 yıldır raflarda sadece süs niyetine duruyor.
Selahattin Demirtaş'ın Mehmet Akif'e attığı çamura, “oradaki ‘ırk', aslında ‘ırk' anlamına gelmez” türünden cahilce karşılıklarla yetinilmesi, işi bilen İslâmcılar'ın ya artık kalmadığını ya da susmayı tercih ettiğini gösteriyor. Mesele önemli: Demirtaş'ın lafına cevap verecek evsafta İslâmcının kalmaması, sadece İslâmcılık için değil Türkiye için bir eksiklik. Bu cevabı veremeyenler IŞİD'in vahşi nihilizmine nasıl alternatif oluşturacak.
Akif'in “Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl” mısraı gibi iki yerde geçen “ırk” kelimesi bal gibi “race” anlamına gelen bildiğimiz “ırk” kelimesidir. Türkçede ırk kelimesi hiçbir zaman başka bir anlamda kullanılmamıştır. Ancak bu mısradaki “ırk” kelimesi “Türk ırkı”nı değil, tek tek bütün Müslüman ırkları kapsamaktadır. Herkesin gözünden kaçar: İstiklal Marşı'nda tek bir kere bile “Türk” kelimesi geçmez. Yine orada geçen “millet” kelimesi, bütün Müslümanları içine almakta, yani bugün kullandığımız “ümmet” anlamına gelmektedir. Merak edenler Şemsettin Samî'nin lügatine baksın; orada “millet” kelimesi aynı dine inananları, “ümmet” kelimesi ise amorf toplumların veya “kavim” kelimesinin karşılığıdır. Bu kullanım 1940'lı yıllara kadar devam etmiştir.
Mehmet Akif'in İstiklâl Marşı'nda kullandığı “ırk” kelimesinin ideolojik bağlamını, Cemaleddin Efganî'nin “Vahdet-i ırkiyye ve lisan birliğinin hakiki mânâsı” başlıklı makalesinde bulabilirsiniz. Efgani bu makalede İslâmcılık ile uzlaşan bir milliyetçilik teorisi geliştirir. Cehalet ve gerilik içinde çırpınan ve Batı karşısında yok olma tehlikesi ile karşılaşan Müslümanların güçlenip-ayağa kalkmak için önce milliyetçiliği keşfetmeleri gerekir. Tek tek kendi kültürüne, diline ve millî kimliğine sahip çıkan Müslüman ırklar, İslam birliğinin de sağlam unsurları olacaktır. Bu yüzden her ırkın kendi ırkına sahip çıkması, onu geliştirip-koruması ve sonra İslâm çatısı altında birbiriyle yardımlaşarak Batı işgaline karşı direnmesi gerekir. Efgani'nin bu makalesi 1913'te önce Türk Yurdu'nda yayımlanmış, Türkçü-İslâmcılar da bu tezi, Türkçülükle İslâmcılığı telif etmek için kullanmışlardır. Efgani'nin Nişantaşı'ndaki konağının 1897'de ölümüne kadar, en sıkı müdavimlerinden biri Türkçü şair Mehmet Emin Yurdakul, Paris yıllarındaki dostu ise Ahmet Ağaoğlu'dur.
Kısaca “ırk” bildiğimiz “ırk”, sadece Mehmet Akif sadece ayırım yapmadan bütün Müslüman ırkların ırkçılığını yapıyor. “Irk diye bir şey var mı?” sorusu abes. 1921 yılında herkes olduğuna inanıyordu.
Biz asıl “İslâmcılar nereye kayboldu?” sorusuna dönelim. Ali Bulaç, “üçüncü nesil” dediği bugünün İslâmcılarının “ganimet kültürü” ile özdeşleşmelerini eleştiriyor. İslâmcılığı tedavülden kaldıran demek ki, teori değil basit ve alelade gerçekler. Devam edelim. [email protected]
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025