Mümtazer TÜRKÖNE
Efsane eninde sonunda, düşmanlardan kurtulmak için daracık bir alana sıkışmayı ve bu dar alandan çıkış için gösterilen insanüstü çabaları anlatıyor. Yakup Kadri, Kurtuluş Savaşı’nda tarihin karşımıza çıkardığı en olumsuz şartları ilk defa bu efsane ile özetledikten sonra Ergenekon, mutlaka kurtarıcılara ihtiyaç duyacak bir vatan ideali olarak dağarcığımıza yerleşti. Ancak zamanı gelince bu dar sığınaktan çıkmak ve kurtuluşa ulaşmak gerekiyor. Asker sanıklar yolu buldu ve çıktı, peki ya Saray iktidarı?
Yargıtay’ın dün verdiği karar, belli ki uzun bir sürecin sonu olacak. Dava yerel mahkemeye iade edildi, usulden ve esastan bozma sebepleri dikkate alınarak nihaî karara varılacak; ancak siyasî sonuç artık kesinleşmiş durumda. Ergenekon defteri kapandı, sadece isim yıprandı; kurtarıcılar ihtiyaç hasıl olduğunda başka isim aramak zorunda kalacak ve muhtemelen kolayca bulacak. Olanları unutmayalım.
2007 yılı, Türkiye’de Askerî darbeler silsilesinin son ve en cılız halkasına tanık oldu. Bugünün iktidarına 27 Nisan e-muhtırası verildi. Hukuk tarihimize benzersiz bir garabet olarak geçen 367 krizi de üstüne eklenince çözüm seçimlerin yenilenmesi ile, demokrasinin içinden bulunup çıkartıldı. Sonrasında süreç tersine işlemeye başladı. Vesayetin kurumları ve araçları demokratik yollarla tasfiye edildi. 2010 yılında yapılan referandum, 50 yıllık vesayetin sonunu getirdi.
Günlerimiz, aylarımız ve yıllarımız medyada tefrika edilen duruşmaların yüksek tansiyonunun gölgesinde Ergenekon tartışmaları ile geçti. İlker Başbuğ’un LAW silahı için, “bu bir borudur” sözlerini, Oruç Reis fırkateyninde kuvvet komutanlarını yanına alarak aydınları hizaya çekmesini unutmamız pek mümkün değil; “İrtica ile mücadele eylem planı” altındaki imzanın gerçek olup olmadığı tartışmasını da. Savcılara “bu belgenin sahte olduğunu ispatlama görevi” verilmesi de öyle.
Yargıtay’ın dün verdiği karar, yeni iktidar ve güç dengeleri arasına yerleştirildiği zaman zihinleri karıştırabilir. Ergenekon iddialarının gündeme geldiği 2007 yılından itibaren Türkiye’de, devletin derinlerine bağlanan faili meçhul cinayet son buldu. Şiddet, bir iktidar tekniği olarak devreden çıktı. Bütün bu yargılamalar boyunca ortaya dökülüp saçılanlar, benzerlerine gelecekte cesaret edilmesini engelleyecek kadar yıpratıcıydı.
Ana muhalefet partisi Lideri, kendisini bu davanın avukatı, bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Başbakan da savcısı sıfatıyla, görülmekte olan davayı siyasî zemine taşıdılar. 2011’den sonra bugünün iktidar tekeli, adım adım Ergenekon’un enkazı üzerine inşa edildi. Sonunda sivil iktidar, aynı dar alana gelip takıldı kaldı. Türkiye dönüp dolaşıp gücün hukukuna yeniden teslim oldu.
İsme çok fazla takılmamak gerekiyor; murad edilen devlet içinde sivil-asker bürokrasiye tanınan ayrıcalık ve yetkilerin, devletin derinlerinde ülke çıkarlarına aykırı bir iktidar odağı oluşturmak için kullanılması. Asker bilhassa 27 Mayıs’tan aldığı güç ile bu iktidar odağını fasılasız tam 50 yıl elinde tuttu.
Bugün aynı güç merkzini, sandıktan çıkan iktidar, yolsuzluk iddialarını savuşturmak için koltuk değneği olarak kullanıyor. 17/25 Aralık’tan sonra, millî ordumuza kumpas kurulduğu birden farkedildi ve yeni bir iktidar koalisyonu ortaya çıktı. Ergenekon davası, bu işbirliğinin mutabakata varılan sonucu olarak tamamlanıyor.
Peki Ergenekon’dan çıkıldı mı?
Cihet-i Askeriye’nin işi tamam, sivil iktidar ise hâlâ o daracık boğazda çıkış yolunu bulabilmiş değil. “Paralel cadı avı” üzerinden bu işbirliğinin bir müddet daha devam etmesi mümkün; ama içerde yatanların, “Ergenekon savcısı”nı sıkıştığı yerden çıkartmak için yardım eli uzatması pek akla uygun değil Ergenekon, başı belâda olanların sığındığı bir yer olarak hâlâ mevcut, ama bu sefer çıkış pek mümkün değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025