Münir AKTOLGA
Zamana yayılarak gelişen bir tür “iç tarihsel devrim”[1] sürecinin sonunda Osmanlı’nın devamı olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, devraldığı mirasın ruhuna uygun bir şekilde egemen Devlet Sınıfının yönetiminde yeniden örgütlenen antika bir yapı idi. Bu arada tabi, “aynı binada oturan farklı etnik, dini-mezhepsel kökenlere sahip insanların ancak merdivenlerden inip çıkarken karşılaşarak selamlaştıkları”[2] eski yapıya, “yeni bir ulus -“Türk ulusu”- yaratmak için”, toplum mühendisliği faaliyetiyle “yönetenlerin yönetilenleri yeniden şekillendirmesi” çabası da ekleniyordu...
Peki ne oldu sonra? Sonra, her şeye rağmen, varolan Osmanlı artığı o kabukların içinde, zamanla (tıpkı bir yumurtanın içindeki civciv gibi) kapitalist üretim ilişkileri zemininde yeni bir sistem -toplum- şekillenmeye, oluşmaya başladı. 1950 lerden itibaren gün yüzüne çıkmaya başlayan ve günümüze kadar zamana yayılarak gelen bir süreçti bu. Türkiye toplumunun tarihsel gelişimine uygun kendine özgü bir burjuva devrimi süreci... Cumhuriyeti, Batı medeniyetini-kültürünü egemen kılmaya çalışan bir “iç tarihsel devrim” olayı olarak görürsek, aşağıdan yukarıya doğru gelişen Anadolu kapitalizmi de bunun diyalektik anlamda inkarı oluyordu...[3]
Türkiye’de gelişen burjuva devrimi sürecinin diyalektiği...

Kemalist Cumhuriyeti, “Yönetenler” ve “Yönetilenler”den oluşan bir A-B sistemi olarak ele aldığımız zaman buradaki “Yönetenler” (A) “Atatürkçü-laikçi” Devlet Sınıfı olup, “Yönetilenler” de (B) bunun dışında kalan “Halk”ı ifade eder. Sistemin içinde, onun diyalektik anlamda zıttı-inkârı olarak gelişen yeni-burjuva-kapitalist Türkiye ise (şekilde A’-B’) tıpkı ana rahminde gelişen o çocuk gibi “Yönetilenler” sınıfının, yani “Halk”ın içinden -ana rahminden- çıkıp gelendir.
Burada en önemli nokta, şekilde B ile gösterilen “Yönetilenler” sınıfıyla, bu sınıfın ana rahminde, onun diyalektik anlamda inkârı olarak gelişen “yeni Türkiye” (A’B’) arasındaki ilişkidir. Bu ilişkiyi, sürecin diyalektiği açısından anne ile çocuğu arasındaki ilişkiye benzetmiştik!..
Burada “Yönetilenler” (B) Osmanlı artığı “Reaya”nın Cumhuriyet dönemindeki uzantılarıdır. “Türktür”, “Kürttür” (asimile olanların dışında diğer halkların soyu zaten geniş ölçüde Osmanlı zamanında kurutulmuştu!), ”Alevidir”, “Sünnidir”, Batı ve İslam kültürüyle yoğrulmuş geniş halk kitleleridir bunlar. Yeni Türkiye’nin temsilcisi olan güçler (A’B’) ise, “Osmanlı’nın Reaya”sı (Cumhuriyet’in “Halk’ı”) diyebileceğimiz bu potansiyelin içinden, kültürel-duygusal kimliklerinden vazgeçmeden, ama bunun yanı sıra süreç içinde “anayasal vatandaşlık” anlayışıyla bilişsel bir üst kimlikle de varolarak -bir tür “tarihsel uzlaşma” anlayışı içinde- çıkıp gelmeye çalışanlardır... (Aynen bir yumurtanın içinden çıkmaya çalışan o civciv gibi!). Ancak, nasıl ki bir çocuğun kendi kişiliğiyle annesinden bağımsız bir unsur olarak gelişebilmesi için biraz zamana ihtiyaç varsa, aynı şey toplumsal düzeyde de geçerlidir. Hele hele Türkiye gibi antika Devletçi bir sistemin egemen olduğu ülkelerde bu süreç daha da karmaşık bir hal alıyor...
“İki aşamalı” devrim teorisinin diyalektiği...
Unutmayalım, burada adımlar “Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi” sayılan Osmanlı artığı antika Devletçi bir sisteme karşı atılıyor (Aynı durum Osmanlı artığı bütün o Arap ülkeleri için de geçerlidir!). Bu nedenle, “Tanrı’nın yer yüzündeki gölgesi-temsilcisi” olarak bilinen, kendini yüzyıllarca böyle kabul ettirmiş olan bir sisteme karşı, ilk aşamada, işe kendisine gene Tanrısal güç atfedilen bir mesih yaratıp ona “biad” ederek başlanır (bu şekilde, bir reaksiyonla Devleti ele geçirme hareketi olarak başlanır); ya da bir süre sonra süreç bizde olduğu gibi bu yöne evrilir… Bütün bunları daha önceki çalışmalarda şöyle açıklamışız[4]:
“Açın bakın, tarihimiz boyunca Devlete karşı direnişlerin nasıl oluştuğuna ve geliştiğine bakın; eğer vaktiniz yoksa da, şu an yaşadığımız olaylara, sürece, etrafınıza bir bakın, sonra da biraz düşünün tabi, nedir bütün bunların anlamı diye! Babai İsyanları’ndan Şeyh Bedreddin olayına, Şah Kulu’ndan, M.Kemal’e ve Erdoğan’a kadar bizde “sisteme karşı” bütün muhalefet hareketleri daima kendisine MESİYANİK bir lider yaratarak, onun açtıgˆı bayrağın altında gelişmiştir (“bizde” derken buna sadece Türkleri değil, Kürtleri de dahil ediyorum, anlaşılıyor her halde!!.)
NEDEN Mİ diyorsunuz? Çok açık aslında: Kendisini “Tanrı’nın yer yüzündeki gölgesi”, “Tanrı adına bütün mülkün -‘kul’ adı verilen insanlar da dahil- sahibi“ olarak gören katı merkeziyetçi bir sisteme karşı ancak gene tanrısal bir güce dayanarak mücadele edilebilirdi de ondan!..
İşte, bu nedenledir ki, bizde Devlet’e karşı yürütülen bütün sınıf mücadelelerinin hepsi de, daima, “Tanrı tarafından gönderilen bir MESİH’in” açtıgˆı bayragˆın altında gelişmiştir!.. Bunun başka yolu yoktur!.. Liderin egosuyla falan alakası yoktur bunun!.. Çünkü, ilk aşamada “lider” istemese dahi, birlikte hareket ettigˆi insanlar, bir süre sonra onu MESİH olarak algılamaya başlayınca o da bu sıfatı bir şekilde kimliğine eklemleyecektir!.. Bu, kişilik oluşturma süreçleri “kul” statüsünden öteye geçememiş insanların varolan sistemin “kutsallıgˆına” olan inançlarından kaynaklanmaktadır!.. Çünkü, kutsal-tanrısal olarak varolan bir şey, gene ancak Tanrı tarafından gönderilen bir „kurtarıcının“ etrafında toplanarak degˆiştirilebilirdi (bugünkü Türkiye gerçeğini daha iyi kavrayabilmek için bu satırları daha bir dikkatli okumanızı öneririm!..)
Sistemin içindeki reaksiyona dayalı muhalefetin nabzı böyle attıgˆı için, onunla etle tırnak usulü birlikte gelişmeye çalışan yeni topluma ilişkin sivil toplum potansiyeli de -en azından başlangıç döneminde- bu kültürün etkisi altında büyür ve gelişir... Çünkü, bir noktaya kadar bu onlar için de bir avantaj gibidir!.. Kendisini, „degˆiştirilmesi mümkün olmayan tanrısal bir güç“ olarak gören bir sistemin, gene tanrısal bir araçla alaşağı edilmesi fırsatına kim hayır diyebilirdi!!.[5]
İşte “Devlet”, işte “paralel Devlet”, işte “sivil toplum”, ve işte bir kere daha “Yeni Türkiye”!.. Aşağıdaki şekil bütün bunların hepsini bir arada gösteriyor. Bir tür siyasi pusula gibi!.. Kim nerede duruyor, piyasadaki aktörleri yerine oturtarak burada açıkça görebilirsiniz!.. Tabi bu arada siz kendinizi de bulacaksınız bu şekilde!.. Nerede durduğunuzu belirleyin yeter!..
Öyle bir Devlet ki bu, antika bir ahtapot mübarek!!. Ya da “yedi kocalı Hürmüz” gibi!!. Tam diyorsun ki, “tamam, artık Kemalist “Beyaztürk“ Devlet Sınıfı iktidardan indirilmiştir, Türkiye, yeni Türkiye’yi (şekilde A’B’) inşa sürecine girmiştir”, bir de bakıyorsun, aynı Devletin başka bir kolu çıkıyor karşına!..[6] „Osmanlı’da oyun çoktur“ lafı boşuna çıkmamış anlaşılan!..

Türkiye’de iki yüz yıldır bir kültür ihtilali süreci yaşanıyor demiştik…
Devlet, kendisini ve toplumu “Batılılaştırıp değiştirerek kurtarma” güdüsüyle “İttihatçılık” denilen kendine özgü bir jakoben toplum mühendisliği faaliyetine soyunmuştu!.. Yukardaki şekilde ortaya koymaya çalıştığımız tablo bunun ürünüdür. İşte, birbiriyle içiçe “iki toplum”, “iki Devlet”- “iki Türkiye” gerçeği bu sürecin sonunda ortaya çıkmıştır…
Ama bütün bunların yanı sıra, aynı tablonun içinde o “eski Türkiye’nin” diyalektik anlamda inkarı olarak onun içinden -onun ana rahminden- çıkıp gelmeye çalışan bir “yeni Türkiye” gerçeği de var (A’B’)!.. Az önce “iki Türkiye’den” bahsetmiştik, alın işte size bir Türkiye daha (!) aynen o matruşkalara benziyor durum!!.
Evet, yukardaki tablo Türkiye toplumunun tarihsel gelişme çizgisine işaret ediyor; ama peki bu tablo sadece Türkiye’ye mi özgüdür?.. “Arap baharından”, Arap ülkelerinde gelişen burjuva demokratik devrimi süreçlerinden bahsettiğimi anlamışsınızdır sanırım!..
Sürecin diyalektiği üç aşağı beş yukarı buralarda da aynıdır. Çünkü, ne de olsa buralar da son zamanların moda deyimiyle “eski Osmanlı toprağıdır”, aynı tarihsel diyalektik işlemiştir buralarda da!.. Ama arada, sürecin gelişme aşamalarına ilişkin bazı farklar da var tabi...
Evet, buralarda da “Yönetenler” özünde aynı kökten gelen bir Devlet Sınıfı olup, buralarda da gene Devlet’e bağlı bir kapitalizm ve Devletçi burjuvazi yaratılmaya çalışılmıştır. “Yönetilenler” de üç aşağı beş yukarı gene aynıdır buralarda da, yani, modern kul-“Reaya” statüsüne sahip bir halk kitlesidir. Ve, buralarda da gene, sürecin diyalektiğine uygun olarak, aşağıdan yukarıya doğru çıkıp gelmeye çalışan “yeni bir toplum” vardır ortada. Ancak, Türkiye’deki gelişmelerle kıyaslanınca, burjuvazi buralarda henüz daha çok zayıftır… Bu nedenle, buralarda yeni bir toplumun inşası her şeyden önce yeni üretim ilişkilerinin gelişmesiyle mümkün hale gelecektir… Türkiye’nin görevi bizzat kendisinin de yaşadığı -yaşamaya devam ettiği- bu süreçte onlara yardımcı olmaktır…
[1] Bu konuyu “Bilişsel Tarih ve Toplum Bilimleri Açısından Osmanlı’dan Bu Yana Türkiye’de Kapita- lizmin Gelişme Diyalektiği” ve “İttihatçılık Nedir” adlı çalışmalarda geniş olarak ele almıştık. http://www.aktolga.de/z9.pdf - https://www.aktolga.de/z12.pdf
[2] Bui fade K.Karpat’a aittir…
[3] Bu konu da gene aynı çalışmalarda bütün ayrıntılarıyla ele alınmıştır…
[6] Bunları da daha önce, “Devleti ele geçirirken Devlet tarafından ele geçirilerek-Devletleştirilerek” kendilerini “Türkiye’nin zencileri” olarak ifade etmeye başlayan “Siyahtürk” Devletçiler olarak tanımlamıştık!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları














































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023