Murat AKSOY
31 Ekim, sadece Meclis'e dört kadın milletvekilinin başörtüleri ile girmesi açısından değil; CHP'nin başörtülü vekiller konusunda gösterdiği olgunluk açısından da tarihi bir gündü. İtiraf etmek gerekiyor ki, CHP'den böyle bir olgunluğu bekleyenler sınırlı idi.
Parti içindeki ulusalcı kanat, 1975 yılında yazılmış Meclis İçtüzüğü'nün 56. maddesi gerekçe gösterilerek başörtülü vekillere karşı çıkılması gerektiğini açıklamıştı. Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da 'parti adına' yaptığını ifade ettiği konuşmasında; hukuki gerekçe bulamayınca 'Meclis geleneğini koruma' adı altında başörtülü vekillere karşı çıkacaklarını söylemişti.
Hiç biri olmadı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği basiretli liderlikle, Yeni CHP'ye doğru, farkında olmadan ya da bilinçli bir tercihle büyük bir adım atılmış oldu.
Türkiye'nin bir tabusu, Meclis çatısı altında normalleşme sürecine girerken, bu konuda geleneksel Kemalist tavra sahip CHP de, toplumsal talepleri dikkate alma yolunda büyük bir ilerleme kaydetmiş oldu.
KILIÇDAROĞLU'NUN LİDERLİĞİ
CHP'nin başörtülü vekiller karşısında gösterdiği olgun ve özgürlükçü tavrın önemli bir sonucu da parti içinde oldu.
Aylardır partiye katılıp katılmayacağı tartışılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, CHP'ye katılımını resmileştirecek ziyaret gerçekleşti. Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ve İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Sarıgül'ü ziyaret ettiler.
Başörtülü vekillerin Meclis'e gireceği güne denk getirilen bu ziyaret karşısında tepki vermesi beklenen ve bunu parti içi muhalefete dönüştürmeyi planlayanlar; CHP'nin başörtülü vekiller konusunda gösterdiği özgürlükçü tavır ile açığa düştüler. Yani CHP aynı gün iki önemli kazanım elde etmiş oldu.
Kılıçdaroğlu, başörtüsü konusunda özgürlükçü tavır sergiledi ve kendisine rakip olabileceği gerçeğini bile bile Sarıgül'ü partiye davet etmekten çekinmedi.
PM'de 10'a karşı 44 oyla partiye geri dönen Mustafa Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir adaylığı da resmiyet kazandı. 9 Kasım'da rozet takma töreni ile de süreç sonuçlanmış olacak.
Şimdi herkes, başta Baykal olmak üzere parti içindeki Sarıgül karşıtlarının tavrını merak ediyor. Çünkü bu ekibin, 31 Ekim'de yani başörtülü vekillerin Meclis'e katılmasına CHP'nin verdiği tepki öncesi planları başka idi.
31 Ekim öncesinde Sarıgül'ün partiye katılması konusunda muhalefet bayrağı açmayı düşünen Baykal ve ekibi, bu düşüncesinden vazgeçmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz aylarda Kılıçdaroğlu'na istifa resti çeken Baykal istediği sonucu alamadı. Baykal ve ekibi PM toplantısı dahil son ana kadar Sarıgül'ün partiye katılımına karşı çıktı. Ancak sonuç değişmedi.
Bakalım bundan sonra parti içi hizip devam mı edecek yoksa parti başarısı için el ele verip çalışacaklar mı?
ÖNCE KAZANSIN LİDERLİK SONRA
Sarıgül'ün partiye katılması kuşkusuz sadece İstanbul değil sonraki süreçte CHP Genel Başkanlığı ile ilgili senaryoları da gündeme getiriyor.
Her yerde Sarıgül'ün, seçimi kazansa da; seçimi kazanamayıp da CHP'nin 2009'da aldığı oyu geçmesi halinde ilk fırsatta CHP Genel Başkanlığı'na aday olacağını konuşuyor. Hatta başta bazı sermaye grupları olmak üzere farklı çevrelerin Sarıgül'ü desteklediği ve bu senaryoyu satın aldıkları da ifade ediliyor.
Herkesin düşündüğü, konuştuğu bu konunun Kılıçdaroğlu tarafından bilinmemesi ihtimal dahilinde değil. Kılıçdaroğlu'nun içi bu konuda rahat ve özgüvenli. Bu konuyu konuştuğum parti yöneticilerinin ortak görüşü şu; 'Sarıgül önce İstanbul'u kazanıp rüştünü ispat etsin. Genel Başkanlık sonraki süreç.'
Yani Sarıgül'ün önünden genel başkanlıktan önce İstanbul sınavı var. Önce bu sınavı geçmesi gerekiyor.
AK PARTİ VE SORUNU
CHP'nin başörtüsü konusundaki yapıcı ve özgürlükçü tavrının, Türkiye'nin normalleşmesine önemli bir katkı sağlayacağı açıktır. AK Parti'nin makro düzlemde başlattığı değişim ve sivilleşme sürecinin, CHP yenileştikçe hız kazanacağı da.
Ancak AK Parti'nin son dönemde mikro alanda siyasal tercihleri ile makro alandaki iradesi örtüşmüyor. Makro alandaki değişim, mikro alanda yerini muhafazakârlığa bırakıyor. AK Parti makroda demokrat, mikroda muhafazakâr bir parti olarak karşımız acıkıyor.
AK Parti'nin mikro alandaki tercihlerde de Türkiyelileşmesi ve toplumun tüm farklılıklarını kucaklaması gerekiyor. Hükümet tüm Türkiye'nin, Başbakan da tüm Türkiye'nin Başbakanıdır. Ve Türkiye dilinden kültürüne, dininden yaşam biçimine kadar farklı alanlarda heterojen bir toplumdur. Kemalizm toplumu homojenleştirme projesiydi başarısız oldu. Yeni Türkiye'nin 'Yeni Kemalizm'e ihtiyacı yok.
Son iki gündür yurt sorunu nedeniyle kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalması bir zorunluluktan kaynaklanıyor ise çözümün bir yolu bu zorunluluğu ortadan kaldırmaktır. Yok eğer bu, bireysel tercih ise yapılması gereken saygı duymaktır. Aksi yönde bir siyasal hamle AK Parti'yi Türkiyelileştirmediği gibi yalnızlaşmasına da yol açacaktır.
twitter.com/murataskoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018