Murat AKSOY
Son haftalarda Kobani’de IŞİD’in PYD’ye yönelik saldırıları çözüm sürecini bir kez tartışmamıza vesile oldu. Başta hükümet ve Cumhurbaşkanı’nın PKK’ya, PYD’ye hatta BDP/HDP’ye bakışını yaptıkları açıklama ve konuşmalarla açık biçimde gördük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin bakış açısı, birlikte sorun çözmek, birlikte yaşamak, kardeşlik gibi değerleri içermiyor. Tersine farklı olanı kendine benzetme, sindirme, gerekiyorsa yenme ve bastırma üzerine kurulu.
Çözüm süreci ve gerçekler
Başladığı günden bu yana kategorik AK Parti ve Erdoğan karşıtları dışında, çözüm sürecine yönelik yapılan yapıcı eleştirileri dahi “çözüm karşıtlığı” olarak okuyan hükümet ve hükümetin organik aydınları var. Son dönemde yaşananlar karşısında hala her şey yolunda diyorlarsa, “birşey bildiklerindendir”.
Gezi sürecini “çözüm karşıtlığına” indirgeyen bakış karşısında demokratikleşmenin önemine, çözüm sürecin hızlanmasının da, geri çekilmenin de ancak demokratikleşme ile mümkün olduğunu vurguladık. Hatta o dönemde; “Kısa vadede demokratikleşme konusunda adım atılmazsa Erdoğan ve Öcalan istese dahi, çözüm süreci ilerleyemez. Çünkü, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da tarihin akışı hızlandı ve bu hız hükümetinkinden çok hızlı” diyerek olası tehlikeye dikkat çektik. Bunu sadece ben değil, konuyla biraz ilgili olan, en azından özgür vicdana sahip olan herkes söyledi.
Otoriterleşen rejim sorunu çözmez, bastırır
Ancak önce Gezi, sonra 17-25 Aralık süreçleri ile AK Parti hükümeti Türkiye’yi demokrasi yolundan hızla tek adam rejimine ve otoriterleşme yoluna soktu. Gündelik hayatın her alanına sızan anti demokratik uygulamalar, kraldan çok kralcılar eliyle yeni boyutlar kazandı.
Kabul edelim ki otoriterleşen rejim, sorun çözmez; sorunu bastırır, yok sayar ya da yönetmeye çalışır.
Esad gitsin de ne olursa olsun
Suriye’de tüm enerjisini Esad’ın gitmesine harcayan AK Parti hükümeti, radikal İslamcı örgütlerle ilişki kurmaktan, onları desteklemekten beis görmedi. AK Parti, bu örgütleri sadece Esad’a karşı değil PYD’nin Haziran 2012 sonunda Rajova’da ilan ettiği özerkliğe karşı da kullandı. Hatta çok uzak olmayan bir zamana kadar PYD’ye karşı sadece IŞİD’i değil Barzani'yi de kullandı.
AK Parti’nin bu tercihine PKK, 25 Nisan 2013’te başlattığı geri çekilmeyi 9 Eylül 2013’te durdurarak cevap verdi.
AK Parti hükümeti içerde demokratikleşmeden uzaklaşma, Ortadoğu politikasını kısa vadede Esad’ın gitmesine üzerine kurunca; Ortadoğu’da hızlanan tarihin kurbanı oldu. Türkiye hızla dünyada yalnızlaşırken, içerde kadim sorunları ağırlaşmaya devam etti.
Çözüm artık sadece Diyarbakır’dan geçmiyor
AK Parti’nin “Suriye’de oldu bittiye izin vermeyiz” çıkışı ile başlayan süreç, bugün “oldu bitti” olarak tanımlanan “Rojova’nın özerkliği” çözüm sürecinin ana referansı oldu.
Son haftalarda gücünü Irak’tan Suriye’ye kaydıran IŞİD, Kobani’yi hedef seçti. Irak’tan Suriye’ye yönelmenin IŞİD açısından stratejik önemi nedir çok bilmiyoruz ama AK Parti hükümetinin IŞİD ve PKK’ya bakışı konusunda pozisyonunu ayırt edebiliyoruz.
Gerek Türkiye içinde gerekse Irak ve Suriye’de IŞİD eksenli yaşanan tartışmalarda ortaya çıkan sonuç şudur; AK Parti demokratikleşme konusunda adım atmadıkça ve Kürt kimliğini hak ve özgürlük temelinde tanınmadıkça Kürtlerin, Kürt siyasi hareketinin talep çıtası bölgedeki konjonktür gereği sürekli yükselmekte ve üniter devlet içinde çözüm giderek zorlaşmaktadır.
IŞİD’e karşı mücadelede PKK’nın uluslar arası alanda giderek meşru bir aktöre dönüştüğü dönemde Türkiye’de Kürt sorununun çözülmemesi kaçınılmaz olarak başka arayışları gündem getireceği açıktır.
Devletin yapmadığı Kürtler yapıyor
BDP/HDP’lilerin geçen yıldan bu yana güçlü biçimde ifade ettikleri; “devletin haklarımızı tanımasını beklemeyeceğiz, kendimiz bu hakları kullanacağız” mealindeki sözler bölgede Kürtçe okul başta olmak üzere yaşanan gelişmeleri açıklar niteliktedir.
Artık şunu serinkanlılıkla konuşmak ve tartışmak durumundayız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Kürtler son yıllarda hızla bir uluslaşma süreci yaşıyorlar. Öcalan bir kurucu baba olarak ortada duruyor. Gerçekten çözüm süreci, Kürt sorununun üniter yapı içinde çözülebilmesi için önemli çabalardan biriydi. Ama bizatihi hükümet, başlattığı bu projeyi, yönetenlerin bireysel gelecekleri ve iktidarını biraz daha uzun tutmak için harcamaktan çekinmiyor.
Güneydoğu’da yaşanan geç uluslaşma kaçınılmaz olarak yerel yönetimlerin güçlendirilmesi üzerinden federasyon tartışmasını gündeme de getirebilir.
Öcalan ve CHP
Bölgede tarih bu kadar hızlanmışken, hükümetin çözüm süreci konusundaki ayak diretmesinin, bir anlamda kendine olan güvenin arkasında yatan ne olabilir?
Bu sorunun en güçlü cevabı, Öcalan’ın son tahlilde tutuklu bir mahkum olması olabilir. Hükümetin İmralı’daki görüşmelerin tıkandığı her noktada bu halin devreye girdiğine kuşku yoktur.
Türkiye’nin içine düştüğü açmazdan çıkışı, ancak siyasetle mümkündür. Bunun için ana muhalefet partisi CHP’ye büyük sorumluluk düşmektedir.
CHP’nin Kürt sorununu demokratik zeminde, anayasal vatandaşlık temelinde çözüm parametrelerini koyması ve BDP/HDP hattıyla kuracağı siyasal ilişki sadece Kürt sorununun çözümü için değil Türkiye’nin demokratikleşmesi için de elzemdir.
Sonuç olarak Türkiye’nin dilemması siyasal alanın daraltılması ile genişletilmesi arasındadır.
@murataksoy
Teşekkür:
Önceki gün dünyaya gelen oğlum için arayan, mesaj yollayan, aramalarına cevap veremediğim herkese çok teşekkür ediyorum.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018