Murat AKSOY

Devlet deniz yemeyen domuz
6.02.2015
1781

 Başta CHP olmak üzere muhalefetin seçim bildirgelerinde ekonomiyi ön plana çıkarması AKP’nin tüm ezberlerini bozdu. Muhalefetin ekonomide devleti değil halkı referans alan seçim bildirgeleri, ekonomide devletçiliğe sığınan AKP’yi açığa düşürdü. Daha iyiyi önermek yerine suni bir ‘kaynak’ tartışması ile gündemi değiştirmek isteyen AKP bunda da başarılı olamadı.

 ADI KONULMAMIŞ KRİZDEYİZ

 Ancak deniz bitti. Devlet deniz, yemeyen domuz anlayışının sonuna gelindi. Hukukun ortadan kaldırıldığı, demokrasinin yerini tek adam rejimine bırakmaya başladığı ortam ekonomiyi de vurdu. Sadece yabancı sermaye gelişi durmadı, yerli sermaye de ülkeden kaçtı. Son bir yıl içinde ülkeden kaçan yerli ve yabacı sermaye 15.1 milyar dolar. Enflasyon, işsizlik, büyüme gibi makro alanda pek çok olumsuz veri var karşımızda. Adı konulmamış bir krizin içindeyiz.

 AKP ekonomideki tüm başarısını Kemal Derviş'in yaptığı ekonomik programına bağlı kalmasına borçlu. 2007’den sonra hiç bir yapısal reform yapılmadığı için Türkiye yerinde sayıyor.

 RANT YARAT, YANDAŞA DAĞIT

 Bunun nedeni AKP’nin ekonomide yapısal reformlar yerine devletçiliğe yönelmesidir. Devletçilik kabaca iktidarın yarattığı rantı/kaynağı kendi yandaşlarına dağıtmasıdır.

 Ve bu sadece AKP’ye özgü değildir. Geçmişte de böyle idi. Ancak AKP’nin geçmişten farkı bunu daha büyük oranda ve denetimsiz yapmasıdır. İhalelerden sosyal yardımlara, kamu personelinden taşeronluk üzerinden işe alınanlara kadar her alanda AKP’lilik temel kriter oldu.

 HER GECE BİR KANALDA

 Medya bundan farklı mı?

 Bugün geçmişten farklı bir medya yok. Geçmişi hataları tekrarlanıyor. Sadece devletin resmi kanalı AKP’lileştirilmekle kalmadı, devlet imkan ve sermayesi ile medya kuruldu. İşi, haber vermek değil propaganda yapmak. AKP’yi kamusal alanda ‘en iyi’ savunan yazar ve yöneticiler bu kanallarda farklı programlar yaparak karşılıklarını alıyorlar, bir değil 2-3 maaş alıyorlar. Gezi sonrası bu süreç ivme kazandı.

 Keşke tüm medya çalışan arkadaşlarımız hak ettikleri maaşları zamanında alsalar, daha iyi yaşasalar. Bundan elbette mutlu olurum. Devletin kaynakları ne yazık ki, gazetelerin mutfağındakilere değil kamusal alanda AKP'yi en iyi savunanlara sunuldu.

 Persona Non Grata belgeselinde maaş artışlarıyla anlatmak istediğim buydu. Ki, çevremizde buna çok örnek isim var.

 Belgeselde söylediklerim üzerine gelen tepkilere gelince. Keşke bu hassasiyeti atılmam dahil olmak üzere belgeselde anlatılanlar, Gezi’de ortaya çıkan hak ihlalleri, yolsuzluk iddiaları, hukuk ihlalleri karşısında da gösterselerdi.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar