Murat AKSOY
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Güney Amerika gezisinden dönerken uçakta yanına aldığı gazetecilere yaptığı açıklamalardan birisi de ABD’nin Kürtler yaklaşımına ilişkindi.
Erdoğan PYD’yi, YPG’yi “terör örgütü” olarak gördüğünü ve ABD’nin de böyle bakmasını istiyordu. Erdoğan aynı açıklamalarda ABD’ye; “Sayın Obama’nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi tam Cenevre’deki görüşmeler sırasında kalkıyor, Kobani’ye gidiyor. Kobani’de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz? Ben miyim senin ortağın, yoksa Kobani’deki teröristler mi?” sorusunu sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sorusuna ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü cevap verdi. Bakanlık Sözcüsü John Kirby; “Türkiye’nin, YPG ile ilgili endişelerini anlıyoruz. Ancak YPG, İŞİD ile mücadelede en başarılı güçlerden biri. Biz onları terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.
Türk Dışişleri, ABD’den gelen bu cevap üzerine bir ilki gerçekleştirdi ve ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’u konuta çağrılıp, sözcünün açıklamasından duyulan rahatsızlık ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devam eden günlerdeki sert çıkışlarına rağmen ABD; PYD ve YPG’ye bakışında geri adım atmadı.
ABD’NİN DESTEĞİ YENİ DEĞİL
Karşılıklı yapılan açıklamalardan çıkan sonuç çok açık; ABD’nin Suriye’de –ve Ortadoğu’da- işbirliği konusunda Türkiye’den ziyade PYD ve Kürtlere daha yakın.
ABD’nin bu pozisyonu, Erdoğan ve AKP kanadında tepki çekse de, yeni bir durum değil. Ancak Erdoğan’ın bu durumu yeni, gibi sunması ve ABD’ye meydan okuması açık biçimde tabana mesaj vermekten başka bir şey değil.
Nitekim PYD konusunda var olan fikir ayrılığı Ocak ayının son haftasında Türkiye’yi ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden tarafından hem Başbakan Ahmet Davutoğlu hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede ifade edildi. Hatta bu durumundan duyulan rahatsızlık,iktidara yakın medya tarafından Biden eleştirilerek ifade edilmişti.
ABD’nin bu tercihi, yeni olmadığı gibi pek çok açıdan çok şaşırtıcı değil.
Şunu da görmek gerekiyor ki, ABD Kürtlerden önce Türkiye’ye IŞİD’le mücadele konusunda işbirliği çağrısı yaptı ama bu teklif reddedildi. Bu ret, Türkiye’nin Suriye’de Esad sonrasına müdahil olma şansını da sıfıra indirdi.
ABD’nin PYD ve YPG’ye olan desteği, IŞİD’e karşı başlatılan mücadelede Türkiye’nin reddettiği ortaklığı bu yapıların doldurmasından kaynaklanmaktadır.
ABD’nin PYD ve Kürtlere olan desteğin arkasında önemli bir neden de; Arap Baharı’ndan sonra Mısır, Libya ve Suriye’de ortaya çıkan tablodur.
Bu tablonun özeti, siyasal İslam’ın yükselişi ve Batı’yı “terör” üzerinden tehdit etmesidir. Nitekim Batı’nın Suriye’de Türkiye ile yollarını ayırmasının temel nedeni de budur.
ABD ERDOĞAN’A TARAFINI SEÇ DİYOR
ABD’nin PYD’yi desteklemesi, Esad’lı bir geçişe razı olmasının nedeni bu yapıların seküler yapılar olmasıdır.
Siyasal İslamcılığın terör üzerinden Batı’yı tehdit ettiği dönemde Batı’nın Ortadoğu’da bu örgütleri desteklemesini beklemek de hatalı olur.
ABD’nin PYD konusundaki kararlı tutumu, esas olarak Erdoğan’a da “tarafını seç” mesajıdır.
Erdoğan ve AKP iktidarının IŞİD ile arasında var olan ve artık saklanamayacak hale gelen ideolojik bağı kesmediği ölçüde Batı’nın gözünde “olağan şüpheli” olmaktan kurtulamayacaktır.
SAVAŞ, SAVAŞI ÇIKARANLARIN SONU OLUR
Erdoğan ve AKP’nin PYD’yi terör örgütü görmelerinin, Suriye’de yaşananlara bir etkisi yoktur.
Erdoğan'ın Suriye’de etkili olmanın yolunun askeri müdahaleden geçtiğini söylemesi bu gerçeğin kabulüdür.
Erdoğan,Türkiye’yi Suriye'de savaşa sokmayı kendisi ve çevresinin geleceği için bir fırsat görüyor alabilir ama Suriye’de karşılaşılacak bataklık, ilk önce bu savaşı çıkaranları yok edecektir.
MURAT AKSOY / HABERDAR
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018