Murat AKSOY

ABD KÜRTLERİ NEDEN DESTEKLİYOR?
14.02.2016
1260

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Güney Amerika gezisinden dönerken uçakta yanına aldığı gazetecilere yaptığı açıklamalardan birisi de ABD’nin Kürtler yaklaşımına ilişkindi.

Erdoğan PYD’yi, YPG’yi “terör örgütü” olarak gördüğünü ve ABD’nin de böyle bakmasını istiyordu. Erdoğan aynı açıklamalarda ABD’ye; “Sayın Obama’nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi tam Cenevre’deki görüşmeler sırasında kalkıyor, Kobani’ye gidiyor. Kobani’de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz? Ben miyim senin ortağın, yoksa Kobani’deki teröristler mi?” sorusunu sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sorusuna ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü cevap verdi. Bakanlık Sözcüsü John Kirby; “Türkiye’nin, YPG ile ilgili endişelerini anlıyoruz. Ancak YPG, İŞİD ile mücadelede en başarılı güçlerden biri. Biz onları terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.

Türk Dışişleri, ABD’den gelen bu cevap üzerine bir ilki gerçekleştirdi ve ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’u konuta çağrılıp, sözcünün açıklamasından duyulan rahatsızlık ifade edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devam eden günlerdeki sert çıkışlarına rağmen ABD;  PYD ve YPG’ye bakışında geri adım atmadı.

ABD’NİN DESTEĞİ YENİ DEĞİL

Karşılıklı yapılan açıklamalardan çıkan sonuç çok açık; ABD’nin Suriye’de –ve Ortadoğu’da- işbirliği konusunda Türkiye’den ziyade PYD ve Kürtlere daha yakın.

ABD’nin bu pozisyonu, Erdoğan ve AKP kanadında tepki çekse de, yeni bir durum değil. Ancak Erdoğan’ın bu durumu yeni, gibi sunması ve ABD’ye meydan okuması açık biçimde tabana mesaj vermekten başka bir şey değil.

Nitekim PYD konusunda var olan fikir ayrılığı Ocak ayının son haftasında Türkiye’yi ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden tarafından hem Başbakan Ahmet Davutoğlu hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede ifade edildi. Hatta bu durumundan duyulan rahatsızlık,iktidara yakın medya tarafından Biden eleştirilerek ifade edilmişti.

ABD’nin bu tercihi, yeni olmadığı gibi pek çok açıdan çok şaşırtıcı değil.

Şunu da görmek gerekiyor ki, ABD Kürtlerden önce Türkiye’ye IŞİD’le mücadele konusunda işbirliği çağrısı yaptı ama bu teklif reddedildi. Bu ret, Türkiye’nin Suriye’de Esad sonrasına müdahil olma şansını da sıfıra indirdi.

ABD’nin PYD ve YPG’ye olan desteği, IŞİD’e karşı başlatılan mücadelede Türkiye’nin reddettiği ortaklığı bu yapıların doldurmasından kaynaklanmaktadır.

ABD’nin PYD ve Kürtlere olan desteğin arkasında önemli bir neden de; Arap Baharı’ndan sonra Mısır, Libya ve Suriye’de ortaya çıkan tablodur.

Bu tablonun özeti, siyasal İslam’ın yükselişi ve Batı’yı “terör” üzerinden tehdit etmesidir. Nitekim Batı’nın Suriye’de Türkiye ile yollarını ayırmasının temel nedeni de budur.

ABD ERDOĞAN’A TARAFINI SEÇ DİYOR

ABD’nin PYD’yi desteklemesi, Esad’lı bir geçişe razı olmasının nedeni bu yapıların seküler yapılar olmasıdır.

Siyasal İslamcılığın terör üzerinden Batı’yı tehdit ettiği dönemde Batı’nın Ortadoğu’da bu örgütleri desteklemesini beklemek de hatalı olur.

ABD’nin PYD konusundaki kararlı tutumu, esas olarak Erdoğan’a da “tarafını seç” mesajıdır.

Erdoğan ve AKP iktidarının IŞİD ile arasında var olan ve artık saklanamayacak hale gelen ideolojik bağı kesmediği ölçüde Batı’nın gözünde “olağan şüpheli” olmaktan kurtulamayacaktır.

SAVAŞ, SAVAŞI ÇIKARANLARIN SONU OLUR

Erdoğan ve AKP’nin PYD’yi terör örgütü görmelerinin, Suriye’de yaşananlara bir etkisi yoktur.

Erdoğan'ın Suriye’de etkili olmanın yolunun askeri müdahaleden geçtiğini söylemesi bu gerçeğin kabulüdür.

Erdoğan,Türkiye’yi Suriye'de savaşa sokmayı kendisi ve çevresinin geleceği için bir fırsat görüyor alabilir ama Suriye’de karşılaşılacak bataklık, ilk önce bu savaşı çıkaranları yok edecektir.

MURAT AKSOY / HABERDAR

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar