Mustafa Karaalioğlu
Sahadaki durumun sıkıntılı ve gergin olması bir yana toplamda Türkiye’nin Suriye politikası açısından anahtar önemde bir görüşme olacağını söyleyebiliriz. Gayet tabii Erdoğan, Putin’den istediğini alamazsa her şey bitmiş olmayacak ama karşılıklı atılacak her adım veya ileri/geri hamle sonrası için bağlayıcı olacak.
İstanbul’da ya da Moskova’da olması, Putin’in gelmesi ya da Erdoğan’ın gitmesi krizin büyüklüğü yanında artık fark etmezdi. O kadar ki askerimizi şehit eden girişimin bir numaralı faili olmasına rağmen Rusya ile görüşme zaruriydi, bugün de olacak budur.
Mesele sonuç alabilmek… Mesele riski azaltmak… Mesele Türkiye’nin Rusya karşısında yaşadığı hayal kırıklığını bir parça olsun giderebilmek.
Görünen o ki Rusya artık sadece İdlib’de değil Suriye’deki bütün harici güçlerin ülkeden ayrılmasını istiyor ve bunu planlıyor. Açıkça bunu dile getirmiş olmaları bir yana, Türk askerlerine yönelik askeri operasyonlarla da bu niyeti gerçekleştirme yolunda adım atmaya başladılar. Türkiye içinse, İdlib Suriye’de tutunmak ve önceki harekat bölgelerindeki konumunu muhafaza etmek için hem sembolik hem de stratejik önem taşıyor.
İki ülkenin niyetleri ve yaklaşımları böyle olunca aradaki makasın ne kadar açılmış olduğu da görülür. Bugünkü görüşme, makasın iki kanadını biraz olsun yaklaştırırsa başarılı sayılmalıdır. Erdoğan’ın ziyaret öncesi sık sık “ateşkes” sağlanmasını hedef olarak ortaya koyması da bu beklentiyi yansıtıyor. Önce ateşkes, ardından Soçi mutabakatının revize edilerek de olsa ayakta tutulması ve en nihayet Türkiye ile Rusya arasında sahada fiyaskoyla sonuçlanan ilişkilerin masada onarılması… Tabii, onarıma Rusya’nın da ihtiyacı olduğunu varsayabiliriz.
Ne var ki bu varsayım Ankara için temel mesele olan mülteci akınında Avrupa’dan daha önemli bir partner olması gereken Rusya’nın işbirliğini garanti etmiyor. Mültecilerin ne kadar olduğu, ne kadar olacağı ve kimin başına kalacağı Putin’in umurunda hiç olmadı, şimdi de değildir. Türkiye’deki Suriyeli mülteci hacmini artıran bütün katliamlar ve işgallerde birinci derece rol oynamasına ve dolayısıyla probleme kaynaklık etmesine rağmen şimdiye kadar Türkiye tarafından sorumlu da tutulmadı. Bugün masadaki senaryolardan birisi olan İdlib’in boşaltılması ve sivillerin sınırımızda bir bölgeye tahliyesi fikri ateşkesin şartı haline gelirse mesele daha da içinden çıkılmaz hale gelecek demektir. Tahminen 3 milyona yakın yeni mülteci Türkiye içinde olmasa da hemen sınırımızda bize emanet edilmiş olacaktır. Bu aynı zamanda onların bir daha asla Esad rejimi altında yaşamayacakları anlamına da gelecektir.
Şunu da unutmayalım, ortada bir tane Soçi mutabakatı yok. İkicisi de var ve Rusya onun kapağını bile açmış değildir. 17 Eylül 2018’de İdlib için yapılan mutabakatın şartları yerine gelmediği gerekçesiyle Türkiye’yi suçlayan Rusya’nın, 22 Ekim 2019’da Barış Pınarı’nı bitiren ikinci Soçi mutabakatından doğan sorumlulukları hâlâ ortada duruyor. YPG/PYD, Rusya’nın kontrol bölgesinde cirit atmaya ve onlarla birlikte çalışmaya devam ediyor. Yani, Putin’in Suriye’de hiçbir şekilde Türkiye varlığı istemediğini gösteren bir kayıtsızlık örneği olarak ortada dolaşıyor.
Aralarındaki güvenin kurşunlandığı iki ülkenin lideri, zor bir günde, yükü ağır bir masaya oturacak.
İyi ve soğukkanlı bir müzakereye hiç bugünkü kadar ihtiyacımız olmamıştı. Umarız da öyle olur…
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025