Mustafa Karaalioğlu
Sanılanın aksine uluslararası sistemin etkilenme, yenilenme ve değişim eşiği çok yüksektir.
Dışarıdan saldırılar karşısında kolay etkilenmez; kriz, salgın hatta bazı savaşları bile savuşturma gücü vardır. İnsanlığı ürküten ve endişelendiren büyük çapta vakaların, küresel sistemi rutin ve doğal değişiminden daha derin etkilemediği çok kez görülmüştür. İkinci dünya savaşı büyük bir istisnaydı veya Demirperde’nin yıkılışı... Ancak, “eskisi gibi olmayacak” dediğimiz şey uluslararası güç sıralaması ve kudret lisanslarından pay almak ise bunun için iyi dilek ve temennilerin ötesinde çaba gerekir.
Birçok mali krizden sonra, -mesela 2008 mortgage yıkımı ya da Çin’in yıllar içinde yükselişi gibi- hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sloganı şiddetle yükselmesine rağmen görüldü ki herşey eskisinden daha katı ve kuvvetli olmaya devam etti. İkinci dünya savaşından sonra dünyayı önce internet sonra da akıllı telefonlar kadar değiştiren bir gelişme veya kriz veyahut felaket olmadı… Kaldı ki o değişimden de sadece hazır olanlar ve değişimi yönetebilenler istifade etmiştir.
Krizden fırsat umanlar için karamsar sayılabilecek bu özete rağmen bütün dünyayı eve kapatan, çaresiz bırakan ve şoka uğratan corona salgınının değişim gücünü küçümsemek mümkün değildir. Bazıları için en azından ulusal planda gerçekten hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağı ve kötüleşeceği şimdiden bellidir. Kişisel olarak da hiç şüphesiz gündelik hayatta ve iş şeklimizde yeni alışkanlıklar edineceğiz. Mesele bu büyük felaket sonrasında kartların yeniden karılacağı, yeni fırsat alanları ortaya çıkacağı ve en nihayet dünya sıralamasının değişeceği varsayımında düğümleniyor. Birçok lider gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu fırsata talip olanlar arasındadır. Cumhurbaşkanı, virüs sonrası daha büyük ve daha güçlü bir ekonomi hedefini anlatıyor.
Bir ülkenin ve tabii Türkiye’nin dünya ligindeki sıralamasının yukarılara taşıması, ekonomisini büyütmesi, daha fazla ihracat yapması elbette mümkündür. Salgın gibi olağanüstü durumlar buna konjonktürel fırsat sunabilir ama esasen eğer büyümek istiyorsanız bunun için coronaya da gerek yoktur.
Eğer, evrensel normlara sahip güvenilir bir hukuk sistemi varsa…
Eğer, iyi işleyen bir demokratik kurumlar tablosu varsa…
Eğer, bugünü ya da ilk seçimi değil geleceği hedefleyen bir ekonomi yönetimi varsa…
Eğer, modern ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi varsa…
Eğer bütün siyasi ve bürokratik faaliyetler şeffaf ve hesap verebilir ise…
Eğer, gelişen teknolojik alanlara ve illa da dijital sektörlere yönelik ar-ge ve stratejik tercihler planlanmışsa…
Eğer, fikir özgürlüğü ve sosyal medyada konuşup yazmak hürriyeti varsa…
Eğer, hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün insanlarıyla aynı hedefe yürüyorsa…
Eğer, ülke her önemli konuda ikiyi bölünmüş değilse…
Ve eğer ülkede işler liyakat ve ehliyet prensibine bağlı yürütülüyorsa, o ülke elbette büyüyecektir. Üretimini artıracak, ihracatını geliştirecek, icat ve patent sayısını çoğaltacaktır.
Ama şartları değiştirmeden, ülkedeki bütün kurumları ve anlayışı koruyarak, sadece bazı ülkelerin yaşadığı travmaları izleyerek kimse hiçbir şeyin eskisi gibi olacağını ummasın.
Eldeki verilerle Corona sonrası dünyada olacak olan şudur: Kriz sürecinde ekonomilerine büyük kaynak aktaran ve çarkları durdurmayan ekonomiler daha da büyüyecektir. Krizi yeni bir zihniyet ve vizyon değişimi fırsatı olarak görmeyen ve zaten kaynakları sınırlı olan ülkeler ise yerinde sayarsa bile kendilerini şanslı kabul edecektir.
Çünkü, fırsat piyango bileti değildir; bir matematiği vardır ve en nihayet iki kere ikinin dört ettiği gerçeği hiçbir şartta değişmeyecektir… Sanılanın aksine uluslararası sistemin etkilenme, yenilenme ve değişim eşiği çok yüksektir. Dışarıdan saldırılar karşısında kolay etkilenmez; kriz, salgın hatta bazı savaşları bile savuşturma gücü vardır. İnsanlığı ürküten ve endişelendiren büyük çapta vakaların, küresel sistemi rutin ve doğal değişiminden daha derin etkilemediği çok kez görülmüştür. İkinci dünya savaşı büyük bir istisnaydı veya Demirperde’nin yıkılışı... Ancak, “eskisi gibi olmayacak” dediğimiz şey uluslararası güç sıralaması ve kudret lisanslarından pay almak ise bunun için iyi dilek ve temennilerin ötesinde çaba gerekir.
Birçok mali krizden sonra, -mesela 2008 mortgage yıkımı ya da Çin’in yıllar içinde yükselişi gibi- hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sloganı şiddetle yükselmesine rağmen görüldü ki herşey eskisinden daha katı ve kuvvetli olmaya devam etti. İkinci dünya savaşından sonra dünyayı önce internet sonra da akıllı telefonlar kadar değiştiren bir gelişme veya kriz veyahut felaket olmadı… Kaldı ki o değişimden de sadece hazır olanlar ve değişimi yönetebilenler istifade etmiştir.
Krizden fırsat umanlar için karamsar sayılabilecek bu özete rağmen bütün dünyayı eve kapatan, çaresiz bırakan ve şoka uğratan corona salgınının değişim gücünü küçümsemek mümkün değildir. Bazıları için en azından ulusal planda gerçekten hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağı ve kötüleşeceği şimdiden bellidir. Kişisel olarak da hiç şüphesiz gündelik hayatta ve iş şeklimizde yeni alışkanlıklar edineceğiz. Mesele bu büyük felaket sonrasında kartların yeniden karılacağı, yeni fırsat alanları ortaya çıkacağı ve en nihayet dünya sıralamasının değişeceği varsayımında düğümleniyor. Birçok lider gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu fırsata talip olanlar arasındadır. Cumhurbaşkanı, virüs sonrası daha büyük ve daha güçlü bir ekonomi hedefini anlatıyor.
Bir ülkenin ve tabii Türkiye’nin dünya ligindeki sıralamasının yukarılara taşıması, ekonomisini büyütmesi, daha fazla ihracat yapması elbette mümkündür. Salgın gibi olağanüstü durumlar buna konjonktürel fırsat sunabilir ama esasen eğer büyümek istiyorsanız bunun için coronaya da gerek yoktur.
Eğer, evrensel normlara sahip güvenilir bir hukuk sistemi varsa…
Eğer, iyi işleyen bir demokratik kurumlar tablosu varsa…
Eğer, bugünü ya da ilk seçimi değil geleceği hedefleyen bir ekonomi yönetimi varsa…
Eğer, modern ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi varsa…
Eğer bütün siyasi ve bürokratik faaliyetler şeffaf ve hesap verebilir ise…
Eğer, gelişen teknolojik alanlara ve illa da dijital sektörlere yönelik ar-ge ve stratejik tercihler planlanmışsa…
Eğer, fikir özgürlüğü ve sosyal medyada konuşup yazmak hürriyeti varsa…
Eğer, hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün insanlarıyla aynı hedefe yürüyorsa…
Eğer, ülke her önemli konuda ikiyi bölünmüş değilse…
Ve eğer ülkede işler liyakat ve ehliyet prensibine bağlı yürütülüyorsa, o ülke elbette büyüyecektir. Üretimini artıracak, ihracatını geliştirecek, icat ve patent sayısını çoğaltacaktır.
Ama şartları değiştirmeden, ülkedeki bütün kurumları ve anlayışı koruyarak, sadece bazı ülkelerin yaşadığı travmaları izleyerek kimse hiçbir şeyin eskisi gibi olacağını ummasın. Eldeki verilerle Corona sonrası dünyada olacak olan şudur: Kriz sürecinde ekonomilerine büyük kaynak aktaran ve çarkları durdurmayan ekonomiler daha da büyüyecektir. Krizi yeni bir zihniyet ve vizyon değişimi fırsatı olarak görmeyen ve zaten kaynakları sınırlı olan ülkeler ise yerinde sayarsa bile kendilerini şanslı kabul edecektir.
Çünkü, fırsat piyango bileti değildir; bir matematiği vardır ve en nihayet iki kere ikinin dört ettiği gerçeği hiçbir şartta değişmeyecektir…
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları


















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
22.11.2025
17.11.2025
15.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025