Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
20 nisan cuma Taraf’ta Murat Belge’nin “Bir açıklama” başlığı altında basından yakınması beni de dürttü. Murat, söylemediği bir sözün söylenmiş gibi bir gazeteci tarafından yayımlanmasıyla bu sözün nasıl üstüne yapıştığından haklı olarak yakınıyordu.
Benzer durumlarla geçmişte fazlasıyla karşılaşmıştım, onları hatırladım. En sonuncusu yakın geçmişte internet ortamında benimle ilgili tümüyle uydurma bir montaj-haberdi, bu arada onu da açıklayayım istedim.
Cezaevinden çıktıktan sonra 1900’lü yıllar boyunca gazeteciler için haber değeri yüksek ilginç bir odaktım; yurtdışıyla, dönüşümüzle, gördüğümüz işkenceyle, cezaevi yaşantımızla, mali durumumla ilgili; bundan sonra sosyalizmin geleceğiyle ilgili; siyasi gelişmelerle ilgili sayısız sorular yöneltiliyordu. Sırf gazeteler, dergilerle yaptığım röportajları biraraya getirsem kalınca bir kitap olur.
Bu söyleşilerin birçoğu, benimle söyleşi yapanın ya konuyu anlamadığı için bilmeden ya da bilerek yapılan çarpıtmalarla dolu olurdu. Başlangıçta bunları düzeltmek için çabalar harcıyordum ama bir süre sonra yoruldum, bir faydası da olmuyor, düzeltmelerim gazetede yer almıyor, yayımlanan söyleşiler yayımlandığı gibi kalıyordu. Yanlış ifadeleri ancak bir başka söyleşide düzeltebiliyordum. Söylediklerimi, fikirlerimi tam ifade ediyor olmasa da içinde maddi hata olmadıkça yayımlananı artık düzeltmeye çalışmıyordum.
Bir örneği aktarmak istiyorum.
O tarihlerde ilk özel televizyon olan Star’da Ahmet Altan ve Neşe Düzel “Kırmızı Koltuk” adlı ilgi çeken bir söyleşi programı yapıyorlardı ve beni de davet etmişlerdi. Türkiye televizyonlarına ilk kez bir “komünist” çıkıyor ve konuşuyordu. Uzunca bir söyleşiydi, kamuoyunun kafasına takılan her konuda akıllıca ve çarpıcı sorular sorulmuş ve ben de hepsine net yanıtlar vermiştim. Başarılı bir söyleşi çıkmıştı sonunda.
Fakat henüz bu program televizyonda yayınlanmadan önce, söyleşiyi izlemiş olan Cumhuriyetgazetesi muhabirinin verdiği haber bu gazetede “Nabi Yağcı (Haydar Kutlu) ‘bize en yakın parti ANAP’tır’ dedi” şeklinde çıkmıştı. Oysa o söyleşide ben, “ekonomi politikası, dışa açılma ve serbest piyasa açısından varolan partiler içinde ANAP’ın en yakın olduğunu” söylemiş ama ANAP’ı demokrasi ve siyasi özgürlükler açısından eleştirmiştim. Bu haberin bu gazetede çıktığı gün partimizin (TBKP) İstanbul İl Kongresi vardı, tahmin edebileceğiniz gibi hayli ateşli tartışmalara neden olmuştu bu haber!
Fakat hakkını yemeyeyim, itirazım üstüne Cumhuriyet gazetesi benimle tam sayfa geniş bir söyleşi yaptı ve orada doğrusunu açıklamış oldum. ANAP iktidarında tutuklanıp, iki buçuk yıl cezaevinde kalmış, yargılanmış, öncesinde poliste (Mehmet Ağar dönemi) işkence görmüştük; Böyle bir iktidar partisini nasıl “en yakın parti” görebilirdim. Ama intikamcı, önyargılı da bakmıyordum, Özal’ın ekonomi politikasını ise yetersiz de olsa desteklenmesi gerekli bir politika olarak gördüğüm için televizyonda bunu söylemekte tereddüt göstermemiştim.
Düzeltmeme rağmen “Bize en yakın parti ANAP” dedi lafı üstüme yapışıp kalmıştı.
Bu verdiğim örnek sayısız çarpıtmalardan yalnızca bir tanesidir. En yakın bir başka örnek ise internet ortamında yayınlanmış olan ve bir arkadaşımın bana göndermesiyle gördüğüm bir yalan üstünedir. Buna artık çarpıtma da denemez apaçık yalan haberdi. Üstünde durmaya değmez gördüğüm için yanıt bile vermemiştim ama geçenlerde bu yalanı bilen bir arkadaşım “tarihe öyle geçer, açıklasan iyi olur” deyince yeri geldiğinde yazarım demiştim. Murat’ın yazısı bu olayı hatırlamama vesile oldu.
Üç yıl kadar önce AK Parti’nin halen de süren “Siyaset Akademisi”ne onların ifadesiyle “ders vermek” üzere davet edilmiştim, tereddütsüz kabul etmiş ve iki ildeki bu derslere konuşmacı olarak katılmıştım. Kalabalık ve son derecede canlı bir dinleyici kitlesine seslenmiştim. Bana yöneltilen pek çok ilginç soru olmuş ve hemen her konuda görüşlerimi apaçık, olduğu gibi aktarmıştım. Benim için bu sunumlarım AK Parti tabanını tanımak açısından da öğretici olmuş ve gözlemlerimi, düşüncelerimi o tarihte köşemde yazmıştım.
Aradan üç yıl geçtikten sonra bu olayı bir düzenbaz tamamen tersine çevirerek, Siyaset Akademisi’ne benim öğrenci olarak katılıp, dersleri başarıyla bitirdiğim için Tayyip Erdoğan’ın elinden bir de sertifika aldığım şekline sokup, montaj-haber yapıp internet ortamında yayınlamış, birileri de doğru olup olmadığını bana sormak gereğini bile duymadan bu düzenbazlığın aracılığını yapıp, bu yalanı bazı adreslere servis etmişti.
İnsan ne kadar çok görmüş olsa da “bu kadarı da olmaz” dedirten örneklerle karşılaşıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012