Nermin ALPAY

Nermin ALPAY
Nermin ALPAY
Tüm Yazıları
NASIL GEÇTİ HABERSİZ….
2.01.2012
4776

 Bir yıl daha geçti. Gözlerimi kapatıp, “geçmiş yıllardan farklı olarak bu yıla damgasını vuran neydi?” diye hatırlamaya çalıştığımda aklıma gelen olayları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Dünyada bir “Arap Baharı” yaşandı. Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Bahreyn, Ürdün ve Yemen'de halklar meydanlara dökülerek iktidarları salladı. Arap Yarımadasında, Kuzey Afrika’da yaygınlaşan bu halk hareketlerine diktatörlerin kanlı müdahalesi, “demokrasi havarisi” Amerika’yı ve Avrupa’yı harekete geçirdi. Petrol aşkı, (pardon, demokrasi aşkı demeliyim,) nedeniyle, halkların haklı mücadelesine sonsuz desteklerini esirgemediler.

Ama; beni en çok Amerika’nın kalbi Newyork’ da, Borsanın ve paranın merkezinde; Wall Street’de başlayan eylemler heyecanlandırdı. Sosyal medyadan ( facebook, twitter vs..) haberleşen binlerce kişi, bir anda

Wall Street’i işgal ettiler. Eylem dalga dalga Amerika’nın birçok eyaletine yayıldı. Avrupa’ya sıçraması gecikmedi. Londra’da, Kopenhag’ta binlerce kişi, kapitalizmin açgözlülüğüne karşı yürüdü. Yönetenler ve halk arasında açılan derin uçuruma karşı; Ceo’lar,( şirket yöneticileri) milyar dolarlık yaşamlarını sürdürürken, kendilerine dayatılan kemer sıkma politikalarına karşı, farklı ülkelerde halkların bir araya gelmesi, birleşen sermayeye karşı sosyal ağlarda örgütlenmesi, 2011 yılının en önemli olayıdır. Çünkü; geleceği bu başkaldırmalar şekillendirecek.

Türkiye’ye gelince;Bizler halimizden o kadar memnunuz ki, ne Tahrir, ne Wall Street… “bir elimizde ayna, bir elimizde cımbız…” 

Türkiye, hareketli bir yıl yaşadı. Önce “Yetmez ama Evet” anayasasını oyladı, sonra da Milletvekillerini seçti. Ve o milletvekillerinin yaptıkları ilk önemli iş, kendi maaşlarına ve gelecekteki emekliliklerine zam yapmak oldu. Emekliler de ilaç başına 3TL. ödeyerek onlara katkıda bulunacaklar.

Daha ne olsun. Memnunuz halimizden.

Hukuktaki adaletsizliklere gelince; Böyle devam ederse, tutuklanan gazeteci sayısı 12 Eylül’ü aratmayacak. Fransızları “düşünceye ceza kesiyorlar” diye eleştiriyoruz ama biz bunu hep yapıyoruz.

Yıllardır topla tüfekle çözemediğimiz “Kürt Sorununu” yine “dededen kalma yöntemle” çözmeye çalışıyoruz. 2009 yılında “Kürt Açılımı” ile gelen barış umudu da 2011 yılında yok oldu. Atalarımız bir şey yapmadı ama “Dersim’de binlerce insanı katledenler kimlerdi? Yapılan tek iyi şey Başbakan’ın Dersim halkından özür dilemesiydi. Öyleyse neden Enver ve Talat Paşaların sorumlu olduğu katliamı 1915 olaylarını üstleniyoruz? Onların utancını bugüne taşıyarak, gelecek kuşakları bu utançla yaşamaya mahkum ediyoruz. Özür dilemeye başlamışken artık gerçekten temiz bir sayfa açmanın zamanı gelmedi mi?

 

Akçakoca,tüm bunlardan uzak, tam bir sahil kasabası formatında; kendi iç heyecanlarına dönük bir yıl geçirdi.

 

Akçakoca Kent konseyi kuruldu. Ve nerdeyse bütün yıl kent konseyi ile hasbıhal olduk. Kent gönüllüleri bir araya gelerek, kentin sorunlarını konuşmaya çalıştık. Yeni yıla girerken açılışı yapılan Özkök Kültür Evi’nde sergiler, söyleşiler yapıldı. Yalnız kış aylarında ısıtma yeterli olmadığı için mekan verimli olarak kullanılamadı. 2012 yılında ısıtılmasını, gündüzleri

Kitap okuma seansları düzenlenmesini umuyor ve diliyorum.           

Kent Konseyi’nin düzenlediği Kültür sanat şenliği yeterli desteği alabilseydi, Akçakoca’nın geleceğinde önemli bir yer tutabilirdi.

Çünkü yapılmak istenen fikir çok güzeldi; tüm köyleri içine alan, tamamen yerel, özgün bir geleneksel festival olmaya aday olabilirdi. Bence hala umut var.

Kent Konseyi’nin ve hayvan severlerin çabalarıyla Akçakoca Geçici hayvan barınağı yapıldı. Ama sorunları bir türlü bitmedi. Yeterli çalışan tahsis edilemediği için yazın hayvanlar sıcaktan, kışın da soğuktan perişan oldular. Yazın, Yüce Konfeksiyon güneşlik, kışın da, Yeşim Albayrak hanım rüzgarı kesecek branda yapılması için hayvanseverlere destek verdiler. Hayvan dostları sorunları dile getirmekten, Belediye Başkan’ı sorunları dinlemekten bıktı, usandı. Hayvan dostları, Haytap- Dohayko temsilcisi, 2012 yılında barınağın üstünün kapatılmasını, kısırlaştırma yapılmasını ve yeterli çalışan tahsis edilmesini umut ediyorlar ve ellerinden geleni yapıyorlar. Ben şahsen, sağlıklı olarak orada tutulan hayvanları görmek bile istemiyorum. Onları öyle çaresiz görünce, insanlığımdan utanıyorum.

Akçakoca’da beni üzen en önemli olay ise; neredeyse asırlık çınar ağaçlarının kesilmesiydi. Bu üzüntümü dile getirdiğim için Belediye Başkanı Fikret Albayrak’ı o kadar çok kızdırmış olmalıyım ki, olumlu olarak yazdıklarımı da yok sayarak beni muhalif ilan etti.

Yazılarımı özgür bir biçimde yazabildiğim Yerel Haber Gazetesi aracılığıyla

Akçakoca’nın birçok sorununu dile getirme şansımız oldu. Habercilikte objektif olmaya çalıştık. Çevre sorunlarından, hayvan haklarına kadar

Birçok konuda kamuoyunu bilgilendirdik. Kent konseyini en çok biz eleştirsek de, yine kent konseyinin yaptığı tüm işleri halka biz duyurduk.  Çuhalı Plajındaki sorunların giderilmesi için plajın belediyeye verilmesi gerektiğini yine biz yazdık. Sarıyayla su havzasında  kesilen ağaçların sularımızı bulandıracağını, kesimin durdurulması gerektiğini manşete taşıyarak, kamuoyunu, belediyeyi ilk biz uyardık. Cevabını ise aylar sonra aldık. Ve bu gecikmenin bedelini, her yağmur yağdığında çamurlanan sularla ödüyoruz.     

Ve tüm bunların dışında; aramıza katılan yeni insanlar, bebekler oldu. Aramızdan ayrılanlar oldu. Gelenlere sevindik, gidenlere üzüldük.

Geçen bir yılın ardından hayatta en önemli şeyin “YAŞAMAK” olduğunu düşünüyorum. Barış içinde; tüm canlılarla uyum içinde yaşamak.

Hayat değerli bir armağandır. Kendinizi sevin ve her canlının en az kendiniz kadar can taşıdığını unutmayın. YENİ YILDA GÖNÜLLERİNİZ SEVGİ VE HOŞGÖRÜYLE DOLSUN.

 

Nermin Alpay

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar