Okay GÖNENSİN
Her ülkenin kaderini ve hayat seçeneklerini önce coğrafi durumu belirler. Bizim coğrafyamız da bize yüz yıldır üç seçenek veriyor.
Birinci seçenek Ortadoğu’nun parçası olmak. Bunu Cumhuriyet başından reddetti. Ortadoğu’nun parçası olarak kalmanın ne anlama geldiğini tarih kitapları bol bol yazıyor.
1917’den itibaren Sovyetler Birliği seçeneği ciddi bir seçenek oldu. Ama Soğuk Savaş başladığından itibaren bu seçenek de hayatımızdan çıktı.
Ülkemizin nefes ve hayat alanı, gelişme imkanlarının açılması için standart talepleri uzun zamandır Avrupa’yı göstermektedir.
Doğrudur, Türkiye için Avrupa Birliği uzun ve inişli çıkışlı bir macera olmuştur. 1971 ve 1980 askeri darbeleri Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırmış ve Avrupa’da sürekli soru işaretleri yaratmıştır.
Bu soru işaretleri devam etmektedir. En azından bir süre daha edecektir. Ama 1960’lardan itibaren hemen bütün sivil siyasi iktidarlar Avrupa Birliği üyeliğini birinci seçenek olarak Türk halkının önüne koymuşlar ve Türk halkını buna göre yönlendirmişlerdir.
En önemli hamle de Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde gerçekleşmiş, Türkiye’nin tam üyelik adaylığı başvurusu Birlik tarafından kabul edilmiş ve bunun gereği görüşmeler başlamıştır. O dönemde Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak adına önemli reformlar yapılmış ve halkın umudu daha da yükselmiştir.
Avrupa Birliği ile ne zaman bir sorun ortaya çıksa ortaya “İslamofobi” tartışması da çıkmakta ve bu mesele başka konuların gizlenmesi için kullanılmaktadır.
Avrupa’da bir İslamofobi olduğu, son günlerde ırkçı ve radikal dalganın yükseldiği de doğrudur. Ama Avrupa’da Türk halkının büyük çoğunluğunun Müslüman olmasının Birlik açısından ciddi bir avantaj olduğunu düşünenler de az değildir.
Konunun, “Bizi bu halimizle alın yoksa biz gideriz” noktasına gelmesinin Türkiye’ye, Türk halkına bir fayda sağlamayacağı da çok açıktır.
Avrupa rüyasını bitirmek veya bitirmemek için halka sormak da mümkündür. Ama halka “Avrupa bizim kötülüğümüzü istiyor, aslında bizi sevmiyor, hatta bölünmemize sıcak bakıyor” diye sorduğunuz zaman alacağınız cevap başkadır. “Avrupa Birliği’nin demokrasi standartlarını istiyor musunuz yoksa boş mu verelim” diye sorduğunuz zaman da alacağınız cevap başkadır.
“Tamam mı devam mı” diye halka sorulabilir ama doğru cevap alabilmek için de soruyu doğru sormak gerekir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2017
8.02.2017
7.02.2017
6.02.2017
4.02.2017
3.02.2017
30.06.2017
5.02.2017
3.02.2017
1.02.2017