Oktay Cansın EMİRAL
Almanya’nın ZDF isimli televizyon kanalında 3 yıldır süren , politik ve magazinsel konuları mizahi bir dil ile ele alan programın sunucusu Jan Bohmermann ,Tayyip Erdoğan hakkında yazdığı şiiri okuyunca kızılca kıyamet koptu!..Almanya’daki programa ara verildi, Türkiye’de ise gazeteler konuyla ilgili tepki yazılarıyla doldu taştı.
Okunan metnin şiir olmadığını , hakaret ve aşağılama yazısı olduğunu ileri süren kişilerin çoğu her ne hikmetse muhalif yazar ve gazeteci.
Merakımı yenemeyip şiirin altyazılı videosunu izledim. İlk anda şiirin bende oluşturduğu düşünce ;ülkemizde yapılan sanatın entelektüel boyutunun, bilgi çağını yakalamış ülkelerdeki sanatçıların yapmış olduğu sanatın entelektüel boyutundan çok geride kalmış olduğuydu.
Türkiye’de mizah yapan kişiler genellikle insanları güldürmeye çalışırken onların yaptığı eylemlerden hareket ederler.Jan Bohmermann ise burada kendisini ortaya koyuyor ve okuduğu şiir biz kabul etsek de etmesek de küresel sivil toplumun demokratik üyeleri için sanatsal bir anlam taşıyor.Bunu anlamlandıran ise Tayyip Erdoğan’ın dünya kamuoyunda haber olan iç siyasi uygulamaları.
Şiirin ZDF kanalında okunmasının ardından Türkiye makamları harekete geçiyor ve Jan Bohmermann hakkında suç duyurusu yapılıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel konuya müdahil oluyor ve yasal süreç başlıyor.Programa ara veriliyor ve şair ülkesini terk ediyor.
Bu olaylar serisinin anlamlandırmak çok zor olsa da , benim anladığım Jan Bohmermann adını sanat tarihine altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.Bu olayda kaybeden ; Tayyip Erdoğan ,Angela Merkel ve onun gibi teknik siyaset yapan sahte entelektüellerdir.
Bu olguyu net bir şekilde anlayabilmek için Daniel Bell’in ‘’Bilgi Toplumu Kuramı’’hakkında bilgi sahibi olmak ve endüstri ötesi toplumlarda yaşanan entelektüel mücadelelerin neler olduğundan haberdar olmak gerekmektedir.
Bilgi Toplumu: Sağlık, eğitim, araştırma, devlet hizmetlerinin ve ileri teknoloji endüstrilerinin hızla yükseldiği, bilgisayarlaşma ile yeni ekonomik modellerin geliştiği, bilim ve bilişsel değerlerin güç kazandığı , tüm sektörlerde ekonomikleşme davranışının yerini sosyalleşme davranışına bıraktığı, liyakatin ön plana çıktığı ,paranın ve malın yerini bilgi aldığı toplumlar olarak tanımlanmaktadır.
Bilgi toplumu hakkında tanımlandığı günden itibaren dünyanın sosyolojik gündeminde kalan tartışma konusu ise entelektüelliğin teknik alanda mı ;yoksa edebiyat ve sanat alanında mı daha ön planda olması gerektiği üzerine olmuştur.
Jan Bohmermann ZDF kanalından okuduğu şiir ile sadece Tayyip Erdoğan’a değil tüm dünyada yaşayan sahte entelektüellere savaş açarak edebiyat ve sanatın gücünü göstermiştir.
Bilgi toplumunda kültürel ilerleme ve insanlığın ortak mirasını korumak adına yapılacak entelektüel mücadele , sanat ile edebiyat alanında ön plana çıkmalıdır.
Yıllardır ‘’ bir şiir okudum diye beni cezaevine attılar’’ söylemi ile mağduriyet bildiren ve bu propaganda ile başarı kazanmış bir siyasetçinin, iktidara geldikten sonra ise gayet teknik bir siyasetçiye dönüşmesini toplum olarak yadırgamamız için önümüzde de çok ciddi sorular bulunmaktadır.
Dünyanın gelişmiş 17. ekonomisi olan ülkemiz, insani gelişmişlik sıralamasında niçin 92. sıradadır?
Bunun en basit cevabı ;sanat ve edebiyat başta olmak üzere sosyal gelişmeyi sağlayacak alanların kaderine terk edilmesi ve kamu kaynaklarından yeterince destek verilmemesidir ;çünkü siyasal iktidar entelektüel düşünceyi tutkuları karşısında mücadele edilmesi gereken azılı bir katil olarak kabul etmektedir.Siyaset tarihini bilen ve siyasetin tekniğini kavrayan kişiler insani gelişmişlik göstergeleri düşük olan bir toplumu idare etmenin sağlayacağı kişisel ekonomik çıkarların artacağını iyi öğrenmişlerdir.
Şeffaflığın, açıklığın, hukukiliğin, ekonomikliğin önemsenmediği toplumlarda siyasetçiler; gizli kapaklı, kanunsuz, saça serpe işler yapsalar da kimse karşı çıkamaz ; çünkü insani gelişmişliği yerlerde sürünen toplumların bireyleri kamu yönetimindeki ilkelerden haberdar değillerdir. Onlar için önemli olan sağlık hizmetlerinin ve eğitimin kalitesi değildir ,önemsedikleri şey ölüm korkusudur.İnsani gelişmişlik göstergeleri bakımından üst sıralarda olan toplumlar da ölümden korkarlar ; fakat oralarda hayat önemsenir ve yabana atılacak kadar ucuz değildir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2022
19.04.2022
8.04.2022
22.05.2021
16.03.2017
18.01.2017
8.02.2016
27.09.2016
2.02.2016