Oktay Cansın EMİRAL
Türkiye ekonomisinin içerisinde bulunduğu daralma dönemini atlatması için gerekli olan yabancı sermaye girişlerinin 15 Temmuz Darbesi’nden sonra kesilmesi sonucunda dolar yükseliş trendini hızlandırdı ve rekor üzerine rekor kırıyor.
13-14 Aralık’ta yapılacak Amerikan Merkez Bankası (FED) toplantısında faiz oranının arttırılması beklentisi çok kuvvetli bir ihtimal olarak gerçekleşirse doların TL karşısındaki değeri az bir süre içinde 4 TL’ye ulaşması sürpriz olmayacak.
İktidar partisinin ekonomik sorunlara dair yaptığı açıklamaları değerlendirdiğimizde, söylenenlerin ne anlama geldiği ne ekonomistler ne de halk tarafından tam olarak kavranamamaktadır. Örneğin, Nihat Zeybekçi’nin değerlendirmesi şöyle: ‘’Doların yükselişi ekonomimizde kalıcı tahribat yapmayacak.’’
Kalıcı tahribat söylemi neyi ifade ediyor, ne anlama geliyor bilen yok, anlatılmak istenen ise şu olsa gerek: ‘’Devalüasyona hazır olun.’’
21. yüzyıl Türkiye’sinde darbe artık olmaz, buna kimse kalkışamaz şeklinde düşünenlerin 15 Temmuz’da ters köşeye yattıkları gibi devalüasyon olmaz zannedenler de artık bu ülkede her türlü musibetin olağan olduğunun farkına varması gerekir.
Maalesef ki toplumsal düzenin ve ekonomik yapının sorunsuz işlemesini sağlayacak araçların başında gelen ‘’siyasal kültür’’ olgusu toplumumuzda yeterince önemsenmemektedir. Sosyal hayatın zorlu şartları ve siyasi iktidarın ayrıştırma politikalarının bireyler üzerinde yarattığı korku duygusu, vatandaşların kolektif olarak hareket etmesinin önündeki başlıca engeller olarak sürdükçe toplumsal fayda yaratacak ‘’siyaset kurumunun’’oluşması mümkün değildir.
Demokratik gücü bütünleşmiş sivil topluma sahip olan ülkeleri öncelikle tercih eden küresel sermayenin; toplumsal kaynakları gereksiz ve başarısız yatırımlar ile çarçur edilen ülkelere yönelmeyeceği gerçeğinden hareket ederek düşündüğümüzde, ülkemizde döviz sıkıntısının şiddetlenerek devam edeceği yadsınamaz.
Doların Türk lirası karşısında sürekli değer kazanmasına karşılık T.C. Merkez Bankası’nın faiz arttırımı ve piyasaya dolar satışı yapmasının ekonomiyi uzun vadede daha çok yıpratacağı bilinse de, hiçbir şey yapamamış olmanın sorumluluğundan sıyrılmak amacıyla uygulanmaktadır; fakat yine de yeterli miktarlarda müdahale yapılamadığı için kur düşmemektedir. Bu durumun en bilindik sebeplerinin bir diğeriyse, her sene sonunda hesaplanan üretim ve tüketim miktarları farkını anlatan ‘’cari açık’’ kavramının hesabında başvurulan ‘’Ali Cengiz Oyunu’’ ile cari açığı düşük gösterme çabaları yer almaktadır.
Örneğin, bir yıllık milli üretimimizden yılsonuna kadar 10 TL fazla tüketim yapmışsak yıl içerisinde 3 TL olan dolar bazından cari açığımız 3,33 dolar olacaktır; ancak yılsonuna doğru doların fiyatı 4 TL’ye çıkmış olursa cari açığımız hesaplandığında 2,5 dolar olarak görünmektedir.
Yıllarca bu türlü aldatmacalarla milleti cari açık problemi yok denerek aldatan siyasi iktidar maalesef ki aynı oyunu tekrar oynadı; fakat bu sefer Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesi sürprizi neticesinde kantarın topuzu fazla kaçtı.
Dolar kurundaki önlenemez artışın, vatandaşların kişisel ekonomilerine (mikro ekonomi) ve devletin ekonomisine (makro ekonomi) olan etkileri iç içe geçmekte ve yükseliş trendi sürdükçe tahrip gücü artmaktadır.
Örneğin; vatandaşların talep ettiği piyasa mallarının ve hizmetlerinin fiyatının artışı olarak adlandırılan ‘’enflasyon’’; halkın alım gücünün, istihdamın, kalkınmanın ve devletin vatandaşlara sunduğu hizmetlerin kalitesinin en büyük düşmanıdır. Özellikle devletin asli görevleri arasında bulunan; güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetlerinin etkili bir şekilde sunulması vatandaşların tasarruf edebilme kapasitesi ile doğru orantılıdır.
Enflasyonun etkisiyle alım gücü düşen bireyler mecburen harcamalarını kısacak, bu sebeple oluşacak ‘’talep eksikliği’’ neticesinde ekonomik yavaşlama ve işsizlik ortaya çıkacaktır.
Devletin en önemli gelir kaynağı olan vergilerin ‘’talep eksikliği’’ sebebiyle düşmesi ve buna bağlı olarak kamusal hizmetlerin sunumunda gerekli olacak mali kaynakların üretilememesi neticesinde güvenlik, eğitim, sağlık hizmetlerinin niteliğinde ve niceliğinde azalmalar meydana gelecektir.
Siyasi iktidarın; hane halkının tasarruflarını arttırmaya yönelik olarak uygulamaya koyduğu ÖTV (özel tüketim vergisi) zamları, maliye politikası alanında verilen yanlış kararların en yenisi olarak, halk arasında siyasi iktidara karşı çok büyük tepki yarattı. Toplumu oluşturan bireylerin harcamalarını kısıtlayarak tasarrufa yönlendirmenin en pratik yollarından biri vergi politikalarıyla sağlanmaktadır. Ancak vergi arttırılarak halkı tasarrufa yönlendirmek kısa sürede olumlu sonuçlar gösterse de uzun süreli olduğunda faydasından çok zararları olacağı bilinmektedir. İktisat biliminin bu gibi bilinen gerçekleri karşısında son dönemde uygulanan ÖTV zamları siyasal iktidarın bu güne kadar yapmış olduğu yanlış ve zamansız özelleştirmeler, bütçe savurganlıkları ve yandaş şirketlere aktarılan teşviklerin halkın sırtına yüklenmiş faturasından başka bir şey değildir. Kamuoyunun yakından bildiği gibi siyasal iktidar parlamenter sistemin değiştirilerek başkanlık sistemine geçilmesini siyasi final olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle ekonomik alanda baş gösteren yeni problemlerin çözümüne kalıcı çözümler sunmanın yaratacağı toplumsal endişeden korkmakta ve sorunların gün yüzüne çıkmasını istememektedir.
https://www.politikyol.com/oktay-cansin-emiral-yazdi-dolar-ne-dolar-ne-dolmaz/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2022
19.04.2022
8.04.2022
22.05.2021
16.03.2017
18.01.2017
8.02.2016
27.09.2016
2.02.2016