Oktay Cansın EMİRAL
Koronavirüs pandemisinden sonra ansızın ortaya çıkan Ukrayna- Rusya Savaşı küresel sivil toplumun kaygılarının artmasına sebep oldu. Küreselleşme olgusunun insanların hayatına olumsuz etkilerinin yanına pandemi ve savaş olgularının olumsuz etkileri de eklenince insanlığın demokratik bir geleceğe dair umutları gittikçe kırılmaya başladı. Bu süreç ne zaman tersine dönecek ve zorlaşan hayat şartlarına olumlu etki edecek meselesi küresel sivil toplumun ilgi odağında bulunuyor.
Küreselleşmenin insan özgürlüklerine yönelik en yıkıcı etkisi ücret artışlarının durgunluğunda hissedildi. ABD vatandaşları da dahil olmak üzere tüm devletlerin halkları bozulan gelir adaleti dengesinden şikayet etmeye başladı. Bu yıkıcı sürecin ardından yaşanan pandemi ve şavaş ekonomisi düşük olan ücretlerin yaşattığı zorluklara artı olarak enflasyon ve inanılmaz fiyat artışları getirdi.
Günümüzde dünya genelinde sayıca çok yoğun bir toplumsal kesim arkası arkasına yaşanan bu olumsuz gelişmelerin tesadüfi olduğuna inanmıyor. Siyasal iklime güvenmeyen bu küresel kesimin dikkat çekici düzeyde sayıca çok fazla oluşu evrensel kabul edilen ideolojilere olan güvenin geri çekilmesine sebep oluyor. Şu anda belli bir ideolojiye samimi bir bağlılık gösterme kapasitesi olan insan sayısı dünya nüfusunun binde birini geçmeyebilir. Bu olumsuz ortamda en çok etkilenen ideoloji hiç şüphesiz ki Marksizm ve sol ideolojiler; ancak ne yazık ki tarihsel rakip olarak görünen Liberalizm ideolojisi bu süreçte Marksizm kadar yara aldı ve taraftar kaybetti.
Bu gerçekler yinelenen her siyasal seçimde kendisini gösteriyor ve biz buradan var olan güçlü iktidarların ömürlerini uzatan bir etkisi olduğunu anlıyoruz. Yerleşik güçlü iktidarlar bilişim teknolojilerini kontrol eden küresel şirketler ile işbirliği içerisinde yeni gelişen internet ortamında propagandalarını sürdürebiliyorlar ve başarısız olsalar bile seçim kazanabiliyor. Ne yazık ki ideolojik rakiplerine bile etki edebilen bazı bilgisayar yazılımları ortalıkta kum gibi geziyor.
İnsanlık demokratik tarihine yaraşır bir internet alanı inşa edemedi ve özgürlüklerimizin birçoğunu bu süreçte kaybetmek zorunda kaldık. Bu çerçeveden baktığımızda Ukrayna-Rusya Savaşı’nı bir sebep olmaktan çok sonuç olarak değerlendirmek gerekir. Savaşın Rusya tarafından başlatılmasına sebep olan etken doğalgaz pazarında yaşanacak muhtemel rekabetti. Ukrayna’nın doğalgaz rezervlerini aktif ederek Avrupa’ya hat oluşturma isteği ve planları milli geliri doğalgaza bağlı Rusya’nın endişelerini arttırarak savaşı kaçınılmaz görmesine sebep oldu. Ukrayna’nın ‘Batı tarafından bu savaşta yalnız bırakıldık!’ söylemleri hiç de haksız değil. Rusya’ya enerji konusunda tam bağımlı olan Avrupa Birliği, Ukrayna’yı doğalgaz rezervlerini aktif ederek yeni oluşturulacak bir boru hattı ile kendilerine iletmesine teşvik etti ve sonra savaş gibi yıkıcı bir sonuçta gereken desteği Ukrayna’ya vermeyerek tüm insanlığa ihanet etti. Ne yazık ki demokratik kültürün kalesi olarak kendisini gösteren Avrupa Birliği yaşanan bu olumsuz gelişmeden pay çıkartıp kendi demokratik geleceği için endişelenmeye başlamadı. Ukrayna-Rusya savaşında üzerine düşen demokratik sorumluluğu yerine getirmeyi başaran tek ülke ise ABD oldu. ABD’de iktidarda oldukça idealist politikalar sürdüren bir yönetimin oluşu Ukrayna’da sivil can kayıplarının minimum seviyede olmasını sağladı ve küresel sivil toplumun kanayan yarasına bir nebze de olsa merhem oldu. Ukrayna halkının kaderini tayin etmesi ve haksız bir saldırıya karşı gerekli direncin sergilenmesi hiç kuşkusuz ABD yardımları ve küresel sivil toplumun ilgisi sayesinde gerçekleşti. Umuyoruz ki bağımsız bir Ukrayna’nın demokratik bir yönetime kavuşarak tekrardan insanlığın ortak mirasına katılması mümkün olur. Ancak böyle bir gelişme için başta Avrupa ülkeleri gereğinden daha fazla sorumluluk üstlenmeli ve yardımlarını gerektiği ölçüde arttırmalıdır.
Bu yardımların en önemlisi ABD’nin yaptığı gibi Rusya ile enerji ticaretini sonlandırmak ve sıcak geçecek bahar zamanlarında az da olsa özgürlük için soğuk gecelere dayanmaktır. Çok uzun olamamak kaydıyla yaz süresi boyunca yapılacak doğalgaz boykotu hem Rusya’ya hem de dünyanın geri kalan anti-demokratik yönetimlerine net bir mesaj iletecektir. Böyle bir demokratik boykotu Avrupa Birliği medyası ve yerel yönetimleri çok kısa sürede örgütleyebilir ve hayata geçirebilirler. Böyle bir girişim internetin demokrasiye olumsuz etkilerini tersine çevirecek ve özgürlükler adına olumlu çalışmasını beraberinde getirecektir. Sivil itaatsizlik 21. Yüzyılın en demokratik kazanım yollarından biridir. Demokrasi için yaşasın sivil itaatsizlik!...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2022
19.04.2022
8.04.2022
22.05.2021
16.03.2017
18.01.2017
8.02.2016
27.09.2016
2.02.2016