Osman CAN

Osman CAN
Osman CAN
Tüm Yazıları
Aslolan adalettir, sistemin adı değil
8.02.2015
1775

 Adaletin muhatabı sadece yargı sistemi değildir. Bir bütün olarak devletin adil olması, yurttaşlara adaletli, hakkaniyetli ve eşitçe davranması gerekir. Yani yasama organının kanun çıkarırken adalet ilkesine uygun davranması beklenir. Yürütme organı, kamusal politikalar yürütürken, ülkenin iç ve dış siyasetini belirlerken, kamu hizmetlerini yürütürken ve toplumsal taleplere cevaplar verirken adil davranması zorunlu. Bu yüzden adalet deyince akla sadece yargının, bu bağlamda savcı, hakim ve avukatın gelmesi doğru değil.

Adaletin muhatabı sadece adliye değil, sistemdir. Bu da nasıl bir anayasal düzende yaşadığımızla ilgili...

Anayasal düzen adil değilse, mükemmel bir yargı sisteminin adaleti sağlayabilme şansı yoktur. Bu hem imkânsızdır. Hem de anayasal düzeni adil bir şekilde kurmayan egemenlerden, aslında “mükemmel” bir yargı sistemini kurmalarının beklenmemesi nedeniyle de böyledir. Sistemin adil olması temel esasları itibarıyla “adaletin muhatabı olma” ile çok ilgili değil. Adaletin sağlanmadığı bir siyasal sistemde, sistemin adının ne olduğunun da çok bir önemi yok.

Etiketler gerçekliği ikame edemez. Bazen öyle görmek isteyenler etiketlerde gerçekliği gördüğünü iddia edebilirler.

Bir anayasal düzende hükümet modelinin “meclis hükümeti”, “başkanlık”, “yarı başkanlık” veya “parlamenter” sistem olarak öngörülmüş olmasının da temel adalet idesi bakımından önemi yok.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ünlütürk’ün aşağıdaki ifadeleri, bu satırları kaleme almama vesile oldu.

“Biz siyasi parti değiliz. İşi yöneten insanlarla öncelikle konuşmalıyız. Onlarla kavga içinde olmak istemeyiz. Israrla ve dikkatli bir üslupla bunları söylüyoruz. Hükümet ise genel olarak farklı bir görüşte değil. Ama dışarıya karşı veya kendi öncelikleri konusunda seslerini fazla çıkaramıyorlar. Biz 2 senedir başkanlık sistemini tartışıyoruz. Onun için kimsenin gözü bu konuları görmüyor. TÜSİAD'ın başkanlık veya parlamenter sistem konusunda bir tercihi yok. Herhangi bir sistem benim haklarımı koruyamıyorsa, adil yargılanamıyorsam o zaman sistemin isminin ne önemi var? Tartışma isim ve kişi üzerinden gidiyor. Yanlış olan bu. Hukuk devleti, demokrasi gibi konular ağırlıklı olduktan sonra sistemin ismi önemli değil.”

Önemli ve dikkate alınması gereken bir yaklaşım. TÜSİAD’ın uzun süredir sistem tartışmalarına dikkat kesildiği biliniyor. Ondan beklenen de bu. İş dünyasından rasyonel beklentilere uygun olarak sistem tercihini ideolojik bir tutum içinde ortaya koyması da çok mümkün değil. İş dünyasının pragmatizmine de uygun olmaz. Sistem tartışmalarının kişiler üzerinden yürütülüyor olmasının yanlışlığı da tartışmasız.

Sistem tercihlerinin gerek pragmatik yaklaşım, gerekse adaletin gerçekleştirilmesi bakımından biri diğerine göre daha avantajlı olabildiklerini söylemek yanlış değil. Ama sistemin demokratik bir şekilde ve adalet talebine uygun olarak kurgulanması durumunda gerçekten de temel sorun ortadan kalkmış olur.

Tersinden düşünelim. Sistem demokratik bir şekilde ve adalet talebine uygun olarak kurgulanmamışsa, yurttaşlar bakımından tehdit olmaktan çıkarılmamışsa, yurttaşların güvenliği eksiksiz ve kararlı bir şekilde korunamıyorsa, kısacası toplumsal varoluş gerekçelerine göre yapılandırılmamışsa, gerçekten adının hiçbir önemi yok. Başkanlık sistemi de olsa, parlamenter sistem de olsa durum değişmez.

Önemli olan adaletin muhatabı olan anayasal düzenin, bu talep doğrultusunda oluşturulması. Bu konuda Türkiye’nin kaybedecek zamanı yok. Bu gerçeği tüm siyasi partilerin dikkate almasında yarar var.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar