Oya BAYDAR
Böyle bir yazı düşündüğümü bir arkadaşıma söylediğimde, “Sen mazoşistsin, yediğin küfürler az geliyor galiba” dedi. Haklıydı; örneğin AKP’nin Ergenekon (Gladyo) ile uzlaşarak derin devleti elegeçirmekte olduğunu anlatmaya çalıştığım ‘AKP iktidarı Ergenekon’la kucaklaşırken’ başlıklı son yazıya gelen: “kullanışlı ahmak”, “gerzek bunak”, “meczup dönek”, “paragöz cadı” (Bak, bunu hiç anlamadım, çünkü romanlarımın telifi dışında yazdığım hiçbir yazı için hiçbir yerden para almış değilim, akçeli hiçbir işim, ilişkim olmadı, şimdi de yok) kıvamındaki iltifatlar yetmedi anlaşılan, yenilerine çanak tutuyorum. Ama; kuştan korkan darı ekmesin, okur saldırganlığından korkan düşündüğünü cesaretle, namusluca yazmasın.
İktidarın, Zaman gazetesi ve Samanyolu medya grubunu hedef alan son saldırıları, zihniyet dünyamızda ve siyasî etik anlayışımızda yeni (ve olumlu) bir kırılma noktası olmaya aday. Medyanın; iktidarın organı, sözcüsü, tetikçisi olanlar dışında önemli bölümü, sıranın kendisine de gelebileceğini fark ederek, basın özgürlüğü adına Cemaat’in yayınlarına yönelen operasyonun karşısında yer aldı. Aynı metinde buluşmaları düşünülemeyecek gazeteciler, aydınlar, yazarlar ortak bildirilere imza attılar. Buna karşılık gerek iktidar kanadından, gerekse ulusalcı ve geleneksel solun kimi kesimlerinden bu ortaklaşmaya tepkiler yükseldi. Bazı Cemaat mağdurlarının ‘Oh olsun, eden bulur!’ intikamcılığı (ki anlaşılabilir, insanî bir tepki), kimilerinin ‘ayağı yere basmayan liberal ahlâk yanılgısı’ eleştirisi yanında, tümünün birleştikleri (ve AKP sözcüleri ile de buluştukları) nokta: “Onlar gazeteci oldukları için tutuklanmadılar” idi.
Kendimi bildim bileli, bu ülkede gazeteciler, yazarlar, aydınlar koğuşturulduğunda, yargılandığında, tutuklandığında bütün iktidarlar aynı klişe cümleyi tekrarlarlar. Bu defa da AKP korosu, onlar gazeteci değil sakızını çiğnerken beklenmedik bir şey oldu. Muhtemelen ‘yetti gayrı’ psikolojisinin de etkisiyle, ‘Başka bir şey olduklarını sen yargı yoluyla ispatlamadıkça onlar gazetecidir, biz de basın özgürlüğünü savunuyoruz’ sesi Cemaat’e karşıtlıklarıyla bilinen, hatta Cemaat yargısının mağdur ettiği insanlarca da yükseltildi.
Zor soru, zor sınav
Onlar gazeteci mi? sorusunun cevabını bulmanın güç olduğunu, verdiğimiz cevabın kendi içimize bile sinmeyebileceğini, yanlış cevaplar verip siyasî etiğe uymayan duruşlar sergileyebileceğimizi düşünüyorum. Çok eskilere gitmeye gerek yok: 2007’den başlayan Ergenekon-Balyoz davaları sürecinde, KCK davalarında, şimdi de Cemaat’e yönelen yargı operasyonlarında, sadece gazetecilerle de sınırlı kalmayan benzer sorular aklımızı, vicdanımızı, adalet duygumuzu zorladı, zorluyor.
Zorlanmanın, ya da yanlış cevabın başlıca nedeni siyasî-ideolojik taraf (tar) olmaktı. Hangi taraftaysak oradan bakıp, o gözlüklerle değerlendirdiğimizde açıktan olmasa da içten içe öteki tarafın suçlu çıkmasını, yenilmesini istiyorduk. Çünkü eninde sonunda bir iktidar mücadelesinde bir ideolojik cephenin parçalarıydık. Ama bence daha da önemlisi: çeşitli siyasî-ideolojik yapılanmaların, örgütlerin, askerî ya da sivil darbe/müdahale planlarının faili, parçası, tetikçisi, kolaylaştırıcısı olanlar ile; bir görüşün, bir siyasetin, bir zihniyetin taşıyıcısı, sözcüsü olanları ayıramamaktı. Başka bir deyişle somut suçun yargılanmasıyla zihniyet yargılaması birbiri içine geçiyordu, çünkü çoğu zaman zihniyet, suçun temelini oluşturuyordu.
Somuta indirgeyecek olursam: Örneğin, devleti bütün kurumlarına sızarak içerden ele geçirmeye çalışan, amacına ulaşmak için çeşitli operasyonlar yapan, önüne çıkan engelleri yargıyı araçlaştırarak, hukuk ve ahlâk dışı yöntemler de kullanarak yıkmakta beis görmeyen bir yapının medyası kuşkusuz zihniyet ve nihaî amaç bakımından o bütünün parçasıdır, bütüne hizmet eder. Bir başka örnek, 1980 öncesinde Türkiye Komünist Partisi’nin legal yayını olan, benim de hem yazar hem de sorumlu olarak parçası olduğum Politika gazetesi mesela. Örgüt bağlarımız vardı ve TKP’nin yasallaşması ve yaygınlaşması amacına yönelik yayın yapıyorduk. Örneğin Ergenekon davasına dahil edilen Odatv, AKP iktidarını hedef almış ulusalcı kesimlerin ve müdahaleci odakların planları doğrultusunda, AKP’li olsun olmasın bu planların karşısında yer alan, farklı düşünen kişileri, kesimleri, yayımları itibarsızlaştırma, karalama misyonunu benimsemişti. Bir başka örnek: o zamanın Cumhuriyet gazetesinde çıkan ‘Genç subaylar rahatsız’ manşeti ne kadar gazetecilikti ne kadar darbe planlarının parçasıydı? Bugünlerde AKP medyasının yazıları, manşetleri, Yeni Akit’in buram buram nefret kokan ve hedef gösteren manipülatif haberleri iktidarın derin devletle bütünleşmesinin ve demokrasiye yönelik saldırısının/darbesinin ne kadar organik parçası, ne kadarı ideolojik bakış ve zihniyet meselesi?
Bu zor sorulara benim cevaplarım var, ama hüküm kesmeye hakkım yok. Özetle söylersem: Siyasî-ideolojik davalarda zihniyet yargılaması çoğu zaman somut suçun yargılanmasıyla karışır. Zihniyet, düşünce, siyasal tercih mahkemelerde değil ancak vicdanlarda ve tarih önünde yargılanabilir. Kişi yıpratmaya yönelik yayınlar, iftiralar, yalan haberler, nefret suçları da hakaret davalarının konusu olabilir. Somut suç neyse davası ona göre görülür.
Basın mensuplarının dokunulmazlığı yoktur, onlar da diğer kişiler gibi bağımsız yargı önünde delilli ispatlı somut bir suçtan yargılanıp suçlularsa mahkûm edilirler. Adam öldürmüşlerse, uyuşturucu ticaretine bulaşmışlarsa, hırsızlık, yolsuzluk, vb. yapmışlarsa, demokrasiye kasteden örgütlü eylemlere, planlara karışmışlarsa, gazeteci oldukları için yargıdan, suçtan sıyıramazlar. Ama siyasal-ideolojik mensubiyetleri ve zihniyetleri için yargılanıyorlarsa, bu durum demokrasinin ‘d’si ile bağdaşmaz.
Demokratlığı düşe kalka öğreneceğiz
Son günlerin gelişmeleri, Zaman ve Samanyolu grubuna yönelik baskılara karşı takınılan tavırlar, çifte standartlardan arınmış demokrat ve özgürlükçü olmanın hem gereğini hem de güçlüğünü gösterdi. Hepimiz demeyim, ama çoğumuz şöyle bir durup düşündük sanırım. Kıvılcım, Cemaat yargısı kurbanı Ahmet Şık’ın Zaman’a basın özgürlüğü adına sahip çıkan tweet’iyle çaktı, Ekrem Dumanlı ve Cemaat’e yakınlığıyla bilinen diğer isimlerin Şık’tan utangaç bir özür dilemeleriyle sürdü. Cemaat’e karşı olmalarıyla bilinen, tanınan aydınların, tanınmış saygın kişilerin çeşitli biçimlerdeki destekleri karşısında, Cemaat’in kendi iç muhasebesini yapmaya başladığının belirtileri var.
Bu gelişmeler, günün heyecanıyla yanan bir saman alevi midir, iktidar karşıtlığıyla sınırlı geçici ve araçsal bir tepki midir, yoksa demokratik bir bilinç sıçraması mıdır, göreceğiz. Bildiğim bir şey varsa zaferler değil yenilgiler öğretici oluyor, çünkü yenilgiler nerede yanlış yaptık sorusuna ebelik ediyor. Kendimizin ya da örgütümüzün, mahallemizin mutlak doğrularından şüphe etmeye, sorgulamaya ve cesaretle hesaplaşmaya girişebilirsek Öteki’ni daha adil yargılayabiliriz, böylece de daha adil ve önyargısız yargılanma imkânına kavuşabiliriz.
Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Utku Çakırözer geçtiğimiz Pazartesi günkü yazısında, “Bir iç hesaplaşmaya ihtiyaç var...... Medya artık vakit geçirmeden kendi özeleştirisini, iç hesaplaşmasını topyekûn yapmak zorunda” diyordu. Çok haklıydı. Bu iç hesaplaşma ve ardından gelecek samimî özeleştiri bütün kesimler için geçerli. Zaman gazetesinin Ergenekon-Balyoz davaları sürecinde attığı manşetler, manipülatif haberler, Samanyolu TV’nin Kürt düşmanlığı ve nefret söylemi üzerine kurulu dizileri için de; bir zamanki Cumhuriyet’in ‘Genç subaylar rahatsız’ ve benzeri haberleri, yazıları, manşetleri için de; başka yayınlarda, internet sitelerinde halen siyasî hedefler doğrultusunda sürdürülmekte olan nefret söylemi ve kişi yıpratma amaçlı yazılar için de, Kürt sorununun barışçı çözümünü sabote eden, Kürt düşmanlığını körükleyen gazeteler, TV programları, vb., vb, için de... Yani, Çakırözer’in yazdığı gibi, basının “topyekûn” bir ahlak ve vicdan hesaplaşması yapması gerekiyor.
İç hesaplaşma ve özeleştiriye her kesimden fazla ihtiyacı olan AKP basınına gelince; bu asıl onlar için gerekli. Çünkü düşe kalka öğrenmeye başladığımız özgürlükçü, demokrat duruş gelişip kim yazmış, kim söylemiş, arkasında ne var sorularını aşan ama’sız demokratik bilinç yaygınlaştıkça, farklı cephelerde yer alanlar demokrasi paydasında buluştukça, işleri zorlaşacak. Ve yarın öbür gün, onları savunmak da yine bizlere, ama’sız demokratlara düşecek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024