Oya BAYDAR
Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu, aklıselim sahibi, deneyimli, iyi bir diplomat diye bilinirdi. “At binicisine göre kişner” derler ya bir Alman gazetecinin sorusuna “bullshit” karşılığı vermesi sıkıntısının, çıkmazının, çaresizliğinin boyutlarını ortaya koyuyor.
Bullshit: Zırva, açık yalan, saçmalık anlamına geldiği gibi, s..tir git, defol anlamlarına da gelir. Diplomaside yeri olmayan kaba bir deyiştir ama bakanımız kullandığına göre ben de kullanabilirim, çünkü bu tâbir Türkiye’nin son dönemlerdeki dış siyasetine cuk oturuyor.
Bu noktaya varılmasının baş sorumlusu kuşkusuz Dışişleri Bakanı değil. O sadece bir uygulayıcı. Yurt içinden edindiği alışkanlık ve pervasızlıkla yurtdışına seslenirken de ağzına geleni söyleyen, “eyyyy!” diye kükreyip hakarete varan bir üslup kullanabilen Cumhurbaşkanı’nın sözlerini tevile, gaflarını örtmeye, işi yumuşatmaya çalışıyor
Dış siyasetimizi kim belirliyor?
Peki o zaman Türkiye’nin dış siyasetini kim/kimler belirliyor? Ordunun yabancı bir ülkenin topraklarında savaşa sürülmesinin, çocuklarımızın şehit olmalarının, ölmelerinin, yaralanmalarının; ülkeyi yoksullaştıran, ekonomiyi sarsan ve hepimizin cebinden çıkan savaş harcamalarının sorumlusu kim?
Komşularla sıfır sorun siyasetinden sorunsuz tek bir komşu, hatta tek bir ülke bırakmama siyasetine kimlerin yanlış kararları, kimlerin aklıyla geldik? Bir zamandır, iktidar partisi mensuplarının, bakanların, hükümet sözcülerinin, başdanışmanların bile yanlış olduğunu itiraf ettikleri Suriye belasını kim/kimler başımıza sardı?
Türkiye Suriye’deki iç savaşa körükle gidip yangını büyütmeseydi; birkaç ay öncesine kadar ailece görüşülen, el ele dolaşılan, can ciğer kuzu sarması olunan Esad’ı devirip (ki Esad diktatörse, halkına zulmediyorsa can ciğer olunan günlerde de öyleydi) İhvan modelinde bir Sünnî egemenliği tesisi ve Arap dünyasına hâkimiyet hayallerine kapılınmasaydı; bu amaçla El Nusra’sından Taliban’ına ve türevlerine kadar her türlü cihatçı grup/çete doğrudan dolaylı arkalanmasaydı ne IŞİD bu hale gelebilirdi ne de Suriyeli mülteciler sorunu bu boyutlara varırdı. Başımıza bunca bela açan, ülkeyi çıkmaza sürükleyen Suriye politikasının sorumlusu/ sorumluları kimler?
Rojava’yı Trump’la kol kola yok etmeyi planlarken, oradan umudu kesince özür dileyerek Rusya’ya yanaşmanın; Rusya’nın PYD’den YPG’den kolay vazgeçmeyeceğini anlayınca Kürt siyasetindeki ölümcül yanlışlardan nasıl çark edeceğini bilememenin, bu arada kendi Kürtlerimizi tarumar etmenin sorumlusu/sorumluları kim?
Batı bizi neden anlamıyor?
İktidar sözcülerinin en büyük yakınma konusu, Batılı ülkelerin, AB’nin, ABD’nin “bizi anlamamaları”, Müslümanlara, Türklere, “bize” düşman olmaları.
İyi de iktidara geldiğiniz dönemde, son dört beş yıla kadar Batı size bayılıyordu, en büyük destekçiniz Müslüman ülkeler falan değil Batılı ülkelerdi. Şimdi şeytanlaştırılan, hakaretler edilen, bütün günahların sırtına yüklendiği Obama seçilir seçilmez, ayağının tozuyla ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmış, TBMM’de konuşmuş, iktidarınızı övmüştü. Aşırı sağ ve muhafazakâr kesimler dışında Avrupa Birliği ülkeleri büyük destekçinizdi. Uluslararası toplantılarda saygınlığınız tavan yapmıştı. Sonra ne oldu? Sakın ola ki “Reisimiz emperyalizme kafa tutuyor da ondan” türünden budalaca söylemlere başvurulmasın. Şu andaki durum emperyalizme kafa tutmak falan değil, olsa olsa iç politika malzemesi yapılan saldırgan bir yabancı ve Batı düşmanlığıdır.
Batı dünyası, Dışişleri Bakanımızın sözleriyle: “Almanlar bizi kıskanıyorlar, bu yüzden konuşturmuyorlar”, ya da “Almanya’da hâlâ Nazizm var….. sizi rezil rüsva ederim”, veya önemli Batılı devlet adamlarına “Eyyy… terbiyesiz, hayasız adam, sen de kim oluyorsun” türünden seslenenleri anlamaz da saygı da duymaz. Öte yandan, “Bizde yasaları çiğnemeyen kimse tutuklanmıyor, tutuklu gazeteci yok” veya “dünyanın en özgür ülkesi Türkiye” gibi bullshit’leri (zırvaları) Türkiye halkının bir kesimine yutturabilseniz bile eloğlunu, Avrupalı’yı Amerikalı’yı, dünyayı kandıramazsınız.
Doğrudur; Batı dünyası günahlardan asla münezzeh değil. Dünya ciddi bir bunalım döneminde. ABD’de Trump iktidara gelebiliyor. Avrupa, kendi demokratik geleneğini, kendi değerlerini korumakta zorlanıyor. IŞİD’in yarattığı korku ve nefret ikliminde Müslümanlara ve de -iktidarımız sayesinde ! - Türklere karşı tepki, düşmanlık kitlelerde boy veriyor. Bunların hepsi doğru ama Batılı ülkeler bizi yine de o değerlerin terazisinde tartar, demokrasi, evrensel insan hakları gibi değerlere uyulmasını beklerler. Hele de Batı Kulübü’ne üye olma peşindeyseniz...
Tek adam rejimine bu nedenle de HAYIR!
Yurttaş olarak, yukarda sadece birkaçına değindiğim yanlış karar ve siyasetlerin sorumlusu kimler diye sorma hakkımız var. Cevap ise çok basit: Kim/kimler yönetiyorsa, bu kararları kimler almışsa onlar. Su götürmez gerçek: Türkiye’nin iç ve dış siyasetinin hâlihazırda tek bir kişiye bağlı olduğu. Kararları o alıyor, politikayı o çiziyor. Gerisi boş laf.
Oylarımıza sunulan anayasa değişiklikleriyle, savaş ilanından bütçeye, OHAL ilanından KHK’lara bütün yetkilerin tek bir adama verilmesi isteniyor. Bu, zaten şu ânın fiilî gerçeği. Anayasa değişiklikleriyle yapılmak istenen, yer yer suça yaklaşan bu yanlışların baş sorumlusunu ve çevresini anayasal zırhla koruma altına almak ve tek adamın yanlışlara yanlışlar katmasını meşrulaştırmak.
Referandumda HAYIR oyu kullanmanın pek çok gerekçesi var. Sonu savaşa varabilecek yetersiz ve şaşkın bir dış siyasete onay vermemiş olmak, bu gerekçelerin en önemlilerinden biri bence. Geleceğimizi karartacak vahim yanlışlara ortak olmamak için, halkımızın ve bölge halkının daha fazla acı çekmemesi için, barışçı bir gelecek inşa edebilmek için HAYIR diyoruz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024