Pelin CENGİZ

İklim değişiyor, Türkiye değişmiyor
28.11.2012
2914

 Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının iklim değişikliği konusunda ortak kaygı ve çözüm önerilerini birlikte dile getirmek üzere kurdukları İklim Ağı, pazartesi günü Katar’ın başkenti Doha’da başlayanBM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 18. Taraflar Konferansı vesilesiyle Türkiye’nin iklim karnesini de bir raporla ortaya koydu. Kırıklarla dolu bir karneye benzeyen raporun, “İklim değişiyor, Türkiye değişmiyor. Türkiye çözüme gerçekten ortak olsun!” şeklindeki başlığı aslında her şeyi anlatıyor.

Rapor, Türkiye’nin sera gazı salımlarındaki artışı ve buna sebep olan yatırımlarla iklim değişikliğine uyum politikalarındaki eksikleri ele alırken, hükümetin uluslararası müzakerelerdeki tutumuna da ayna tutuyor. Kendisini pek çok konuda bölgesel güç olarak konumlandırmaya hevesli hükümet, iklim değişikliği konusunda alması gerektiği sorumluluktan bihaber. Oysa konumuyla pekâlâ bulunduğu coğrafyada iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayabilir.

İklim için geri dönülemez kritik eşikleri aşmak üzereyiz. Türkiye, uluslararası anlaşmalara geç taraf olan, sera gazı azaltım hedefi belirlemeyerek küresel iklim sistemini koruma konusunda en ufak şekilde üzerine düşeni yapmayan başına buyruk bir ülke görüntüsü sergilemeyi sürdürüyor. En kötüsü de dünyayı kirletirken “nasıl olsa ileride çaresi bulunur” zihniyeti. Zarar hem kalıcı hem de etkisini şimdiden gösteriyor. Rapordan birkaç önemli tesbitin altını çizmek isterim:

• Türkiye, 2010’da sera gazı salımlarını 1990’a göre yüzde 115 arttırdı. Türkiye’nin toplam sera gazı salımlarında en önemli pay yüzde 71 ile enerji sektörüne ait. Böylesine yüksek bir karbon ekonomisinin maliyetini hem vergiler hem yüksek fosil yakıt fiyatları ve hem de iklim felaketleriyle her birlikte ödedik. 

• Kömür yakıtlı termik santraller, küresel iklim değişikliğine neden olan sera gazı salımlarının en büyük kaynağı. İklim değişikliğiyle mücadele için fosil yakıt kullanımının azaltılmasına dikkat çekilmesine ve Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’ne taraf olmasına rağmen, enerji politikalarında iklim dostu öncelikler yok. Fosil yakıt bağımlılığı son sürat sürüyor.

• Climate Vulnerability Report’a (İklim Kırılganlığı Raporu) göre, Türkiye’de 2010’da iklim değişikliğiyle bağlantılı doğal felaketlerden 2,5 milyon kişi etkilendi, tahminen 35 bin kişi bu felaketler sonucu hayatını kaybetti. Türkiye’de hâlen iklim değişikliğine uyum konusunda etkin politika ve uygulamalar yok.

• Türkiye, iklim değişikliğine karşı savaşımda iklim dostu çözümlere değil fosil yakıtlara yatırım yaparak, yüksek fosil kullanımıyla oluşan maliyeti arttırmaya devam ediyor. 2010 yılı için iklim değişikliğinin Türkiye’ye maliyetinin GSYİH’nın yüzde 0,6 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. 2010 GSYİH’nın 1 trilyon TL olduğu düşünülürse, iklim değişikliğiyle bağlantılı doğal felaketlerin Türkiye’ye 6 milyar TL maliyeti olduğu görülüyor. Sonuç olarak, Türkiye’nin mevcut yüksek karbon politikaları ve sonucunda ortaya çıkan iklim felaketlerinin bedeli toplumun geniş kesimlerine ödetiliyor.


Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi

Tüm bu sıraladığımız gelişmeler şaşırtıcı değil ve geleceğe dair endişe verici. Ancak, bir noktada artık umut var, en azından benim açımdan. 25 Kasım 2012 itibariyle artık Türkiye’nin demokratik, temel hak ve özgürlükleri odağına alan ekolojist, kadın, genç, LGBT bireyler kotası olan, doğanın haklarının da olduğunu savunan bir partisi var: Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi.Daha yolun başında muhalefet edenler, ismine takılanlar, “bu partiden bir şey çıkmazcılar” sıralanacaktır, bunlara takılmamak lazım. Türkiye’nin köhnemiş siyaset yapılanmalarının ve partizanlıklarının dışında da siyaset alanları olduğunu göstermesi açısından Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin varlığı önemlidir. Yukarıda çevre ve iklim değişikliği konularındaki olumsuzluklar manzumesinin sadece birkaçını sıraladığımız tabloyu değiştirmesi için bu partinin varlığı elzemdir.Türkiye’deki mevcut partilerin gerçek bir siyaset alanı olarak görmedikleri çevre konusunda Yeşiller ve Sol Gelecek partisinin çok önemli bir yeri ve sorumluluğu var. Bundan böyle Türkiye siyasetine renk gelecek, siyaset yeşillenecek...


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar