Pelin CENGİZ
Barajlardaki doluluk oranı yüzde 16’lara inince, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, halkı su tasarrufu konusunda uyarmak için afişler asmıştı. Su tasarrufu, kaynaklar alarm verdikten sonra değil kaynaklar henüz yeterli bir seviyedeyken yapılmalı ki, bir anlamı olsun. Bu afişlerde vatandaşlar arabalarını, balkonlarını, halılarını suyla yıkamamaları, sifonu gereksiz yere çekmemeleri, yüzlerini yıkarken ya da dişlerini fırçalarken suyu kapatmaları, kısa duş almaları konusunda uyarılıyordu. “Daha kısa duş al, 18 ton suyu kurtar” yazan afiş Brezilya’da su tasarrufuna dikkat çekmek için yapılan “Sifon çekme, duşta işe” kampanyasını hatırlattı, hiç değilse bizdekinden daha esprili.
Siz sifonu daha az çekip, daha kısa duş alırken, aynı günlerde Orman ve Su İşleri BakanıVeysel Eroğlu, 1926’da çıkarılan Su Kanunu’nda bazı değişikliklerle ilgili çalışmaların bittiğini, yakında Meclis gündemine geleceğini söyledi. Bakanlığın sitesinde de, “Su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunması, kullanılması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi maksadıyla havza bazında yönetimi ve planlı bir tahsis yönetimini esas alan ve suyun miktar ve kalite açısından etkin yönetimine temel teşkil edecek kapsamlı Su Kanunu Taslağı hazırlanmış ve kurum görüşlerine açılmıştır” dendi.
Bu cümleyi okuyunca, Türkiye yeni ve kapsamlı bir su politikasına kavuşuyor diye düşünebilirsiniz ancak durum tam öyle değil. Daha neyi satacaklar derken, karşımıza yeni bir yasa taslağı ile çıkıyorlar. Kanunun içeriği incelendiğinde doğadan ve kamudan çalınarak el konan suyun, ticari değeri yüksek bir meta hâline getirilerek şirketlere peşkeş çekileceğini rahatlıkla görmek mümkün.
Bu taslak, ilk olarak Kasım 2012’de gündeme geldi. DSİ, büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri ile özel ve tüzel kişilere yapılan su tahsisleri artık tek bir kurum bünyesinde toplanacak. Su tahsislerinin daha önce 49 yıl olan üst sınırı 29 yıla indirilecek. Bu, bugüne kadarki tepkileri savuşturmak için yapılmış bir göz boyama. Kiralanan sulardan yıllık ücret alınacak, ücretlendirmeyi Bakanlar Kurulu yapacak. Bu hâliyle su kanunu değil, suyun tahsisi kanunu...
Suyla ilgili çok başlı bir yapının olduğunu belirten Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevre denetimlerinde fabrikaların yeraltı su kullanımını denetleyemiyor, çünkü kuyular DSİ’ye bağlı. Yine derelerin akan su kalitesi, kirlilik ölçümü, sınıflandırılması gibi standartları Orman ve Su İşleri Bakanlığı belirliyor ama denetimini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor. Öte yandan, HES lisanslarını Enerji Bakanlığı veriyor. Diğer yandan, Su Bilgi Sistemi oluşturulması gündemde. Bu veri tabanının halkın kullanımına açık olması gerekir. Hâlihazırda, DSİ elindeki bilgileri ancak para karşılığı satıyor” diyor. Su Kanunu taslağıyla ilgili ÇMO 25 Ekim’de Ankara’da kapsamlı bir toplantı gerçekleştirecek.
Türkiye’deki su kullanımının yüzden 85’inden sorumlu olan endüstriyel tarım ve sanayinin su tüketiminin kontrol altına alınarak azaltılması, baraj, HES ve su transferi projelerinden hızla vazgeçilmesi gerekiyor. Terkos Gölü’nü, 70 gölü ve sekiz dereyi kurutacak havaalanı projesine hiç başlamamak gerekiyor. İstanbul’un suyunu şişelere doldurup, beş kıtada 45 ülkeye satıyoruz diye övünmek yerine utanmak gerekiyor. Türkiye’de belgeli olarak 206 binden fazla kuyudan su çekilirken, 180 bin kuyudan kaçak su çekilmesinin önüne geçmek için denetim gerekiyor. Türkiye’de kuruyan göl sayısı 40, pek çoğu can çekişiyor, yüzlerce nehir HES’lerle kelepçelendiği için denize ulaşamıyor, akarsuların debileri azalıyor, havzalar kirleniyor, barajlar dolmuyor... Hâl böyleyken, su kullanımının sadece yüzde 15’inden sorumlu olan evsel kullanımı azaltmaya dönük çözümlerle, koruma/ kullanma dengesini tüketmekten ibaret sayan yasalarla ancak tasarruf yapıyormuş gibi görünürsünüz, ötesi mümkün değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022