Pelin CENGİZ
1989’da CERN laboratuarlarında HTML işaretleme dilini geliştirerek, dünya çapında bilgi paylaşım ağını kuran, web’in babası olarak nitelendirilen Tim Berners-Lee’nin bir sözü var: “Data driven journalism is the future.” Yani, veri gazeteciliği gelecektir.
Tim Berners-Lee’nin ifadesi, hakkını teslim edelim, tam da bu dönemler için söylenmiş, öngörüsü yüksek bir söz.
Dünya, kaç gündür ICIJ’nin (The International Consortium of Investigative Journalists - Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu) ortaya döktüğü Panama Papers’ı konuşuyor. Tarihin en büyük yolsuzluk belgeleri olarak adlandırılan Panama Papers, 2.6 terrabyte 11.5 milyon belgeyle hala görevde olan onlarca devlet başkanının, dev holding yöneticilerinin, futbolcuların, sinema oyuncularının ve daha pek çok kişi ve kurumun para kara akladığını gösteriyor.
Panama Papers öylesine devasa ki, Wikileaks’te ortaya çıkan belgelerin 1500 katı. ICIJ araştırması bugüne kadar gerçekleşen en büyük doküman sızıntısı olarak kabul ediliyor. 2010’daki WikiLeaks ve 2013’teki Edward Snowden sızıntılarından çok daha büyük.
Bu belgelerin ortaya çıkışı elbette, özellikle Avrupa’nın küresel mali kriz döneminde getirdiği birtakım önlemlerle önünü almaya çalıştığı offshore alanına yönelik ciddi bir darbe. Belgelerde, offshore hesaplarla vergi kaçıranlar arasında 12 devlet lideri ve 143 politikacı olduğu belirtiliyor. Adı geçenler arasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İzlanda Başbakanı Sigmundur David Gunnlaugsson, İngiltere Başbakanı David Cameron, Pakistan’dan Navaz Şerif, Suriye’den Beşar Esad, Azerbaycan’dan İlham Aliyev, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Suudi Arabistan Kralı var. Ayrıca, belgelerde yaklaşık 210 bin şirket hakkında bilgi bulunduğu kaydediliyor.
Gelecek dönemde takip edeceğimiz önemli gündem başlıkları arasında mutlaka Panama Papers da olacak, öyle görünüyor. Benim esas olarak bahsetmek istediğim konu, bu işin ortaya çıkmasını sağlayan veri gazeteciliği üzerine…
Yaklaşık bir yıl önce Alman Süddeutsche Zeitung gazetesiyle iletişime geçen kimliği belirsiz kişiler, Panama merkezli Mossack Fonseca adlı hukuk firmasına ait yaklaşık 40 yıldır tutulan kayıt ve belgeleri göndermeye başladı. Mossack Fonseca, vergi muafiyetinin olduğu ülkelerdeki offshore şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti veriyor. Süddeutsche Zeitung da, bu belgeleri ICIJ ile paylaştı, ardından belgelerin ayrıştırılması işlemi gerçekleşti. Gazetenin belgeleri ICIJ ile paylaşmasıyla birlikte 78 ülkeden 107 ayrı medya kuruluşundan gazeteciler belgeler üzerinde çalıştı.
Panama Papers’ın tasnif edilmesi ve yayınlanmasını 400 kişilik araştırmacı gazeteci grubuyla organize eden ICIJ Direktörü Gerard Ryle, CNN’de Christiane Amanpour’a belgelerin Alman hükümetinin belgeleri satın aldığını söyledi, dolayısıyla da belgelerin doğruluğu konusunda şüphelerinin olmadığını kaydetti.
Putin’le ilgili önemli belgeleri de ifşa eden Panama Papers’ın ortaya dökülmesinin hemen ardından Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov’un, belgelerle ilgili üzerinde çalışan araştırmacı gazetecilerin eski ABD'li yetkililer ve istihbarat servisi ajanları olduğunu öne sürmesi, bizler için epey tanıdık. Türkiye’de gazetecilerin itibarsızlaştırılması için sık sık kullanılan “ajan” yaftalaması bu kez Rusya’dan geldi, Peskov, “Gerçek meslekleri gazetecilik olmayan birçok gazeteci var: ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan birçok yetkili, CIA ve başkaca gizli servislerden ajanlar…” ifadelerini kullandı.
Veri gazeteciliği, Wikileaks’te veya NSA’de olduğu gibi, çok büyük veri tabanlarındaki bilgileri, gazetecilik ilkelerine uygun olarak süzerek haberleştirmeye verilen genel bir isim. Buna bilgisayar destekli gazetecilik de deniyor.
Sızıntıların, veri gazeteciliği olarak değerlendirilebilmesi için herşeyden önce yüksek kamu yararı içeriyor olması gerekli. Buradan bakıldığında veri gazeteciliği, sadece gerçeklerin ortaya çıkmasına değil, sivil denetiminin gücünün artmasına, siyasal gücün kullanımında şeffaflığa ve devletin de hesap verebilirliğine büyük katkı sağlar.
Wikileaks ile veri gazeteciliğinin gücü görüldü. Ardından gelen sızıntıların veri gazeteciliğinin gücünün fark edilmesinde etkisi büyük olsa gerek.
Wikileaks, Temmuz 2010'da ABD ordusunun 2004-2009 yılları arasında Afganistan Savaşı'nda tuttuğu binlerce belgeyi, savaşta ölen sivillerin bilgilerini Guardian, The New York Times ve Der Spiegel gazeteleriyle birlikte açıkladı. Hemen ardından Irak Savaşı’na dair belgeler yayınlandı. Hepsinde gazeteciler haftalarca ortaya anlamlı bir veri koyabilmek amacıyla belgeleri ayrıştırma, analiz etme ve doğrulama için çalıştı.
Daha sonra ICIJ’nin Swissleaks başlığı altında oluşturduğu verilerle, offshore hesaplara ilişkin dünya çapında ses getiren haberlere imza atıldı. 10 farklı offshore cennetinden, 30 yıllık veri girişleri, e-postalar, dünyanın en zengin 100 bin vatandaşına dair özel kayıtlar, 37 yayın grubu tarafından yedi ay boyunca incelendi. Verilerin toplam büyüklüğü ise 260 gigabyte idi. Aslında bugüne kadar finansal verilerle ilgili en büyük sızdırma sayılan Swissleaks belgeleriydi. Panama Papers onu kat kat geçecek gibi.
Snowden’ın NSA’de (ABD Ulusal Güvenlik Kurumu) çalışırken, gizli belgeleri ifşa etmesi de ABD tarihinin hemen hemen en büyük sızdırması olarak nitelendirilebilir. Snowden’ın sızdırdığı belgeler NSA'in binlerce kez mahremiyet kurallarını çiğnediği ve yasal yetkileri dışında hareket ettiğini ortaya koymuştu. Belgelerde, ABD’lilerin ve ABD'de yaşayan yabancıların telefon konuşmalarının ve e-postalarının NSA'in yetki ve kurallarının dışına çıkarak dinlendiği tespit edilmişti.
Washington Post ve Guardian gazeteleri, Edward Snowden’in sızdırdığı belgelere dayanarak yaptıkları haberlerle gazeteciliğin en prestijli ödülü Pulitzer’i kazanması, veri gazeteciliğinin önemi gösteren bir diğer gelişme.
Tüm bunlar, neyin gizli bilgi/belge olup olmadığını, kişisel mahremiyetin izlenip izlenemeyeceğini ve elbette dijital dönemde veri gazeteciliğinin uzandığı yeni yeri tartışmaya açan önemli parametreler.
Elbette geleneksel gazeteciliğin sonu gelmiş değilse de, gelecek veriye dayalı gazeteciliği işaret ediyor. Gazeteciler, dijital dünyanın imkanlarını da kullanarak veriyi inceleme, analiz etme ve süzülen bilgiyi kamuoyuna sunma konusunda yeni bir evreden geçiyor. Biz bunu Türkiye’de bir boyutuyla 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları sırasında yayınlanan tapelerle yaşadık. Evet, sızdırma yapıldı ama bu verilerin gazeteciliği yukarıda bahsettiğimiz şekilde yapılmadı. Nasıl yapılsın? Dünya gelişen dijital çağda bu veri gazeteciliğini geliştiredursun, bizler gazetecilerin üzerindeki tahakkümün giderek arttığı, hapse atıldığı, ömrünü mahkeme koridorlarına geçirdiği günlerde, ancak gelişmelere kenardan seyirci olmaya devam ederiz.
PELİN CENGİZ / HABERDAR
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sermayeye peşkeş çekilen bir denizin hikayesi: Marmara Denizi yaşam savaşı veriyor
8.03.2025 - 2024 ekoloji gündeminden akılda kalanlar: Suların yükselişi, insanlığın alçalışı, siyasetin haydutlaşması
29.12.2024 - Suçun getirisi, maliyetinden yüksek: Türkiye’de suç işleme özgürlüğü ekonomisi
14.10.2024 - Türkiye’de aynı gökyüzünün altında hepimiz aynı kirli havayı soluyoruz
27.09.2024 - AKP Genel Merkezi kararı şirkete uçurdu, Anagold Madencilik işçileri kovdu
23.08.2024 - Havada, karada, denizde yanıyoruz…
26.07.2024 - İklim Değişikliği Kanunu'ndan sansür çıktı
21.05.2024 - Felaket kapitalizmi, afet tüccarlığı Türkiye'yi cenaze evine nasıl çevirdi?
13.02.2023 - Anadolu'ya gelip yerleşeli 1000 yılı geçti, bir türlü kent yaşamını öğrenemedik
10.02.2023 - Akbelen’deki ekolojik yıkımda kritik tehdit: Bodrum susuz kalacak…
15.11.2022
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
müfit günal
Gezi parkı olayı, insanları tanıma açısından iyi de oldu herhalde, birbirimizi yanlış tanıyormuşuz.