Pelin CENGİZ
Türkiye’nin sayılı doğal güzelliklerinden birine sahip Munzur Vadisi, uzun zamandır baraj ve HES baskısı altında. Bir değil iki değil, Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde toplam dört baraj ve altı HES projesi yargı kararlarına rağmen hayata geçirilmeye çalışılıyor. Epeydir bu projelere karşı Dersim’de mücadele yürütülüyor ancak itiraz sesinin daha güçlü duyulabilmesi için geçen hafta aralarında milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti, sivil toplum ve meslek örgütlerinin de yer aldığı 50’nin üzerinde kişi ve kurum, Munzur Vadisi Milli Parkı’nda baraj ve HES yapılmaması için “Munzur Özgür Aksın Meclisi” kurdu.
Tam da bu konuyu gazeteci arkadaşım Veysi Polat, Diyarbakır’da Türkçe ve Kürtçe yayınladığı Abori dergisinin şubat sayısında ele aldı, Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Cengiz ile görüştü. Doğasıyla tam bir turizm cenneti olan Dersim, çözüm sürecinde tarihinin en olumlu dönemini yaşayan kentlerden biri. Sanayinin olmadığı kentte ilk kez OSB’de yatırımcılar yer tahsisi için sıraya girdi, turizm patlama yaptı ve ekonomi iyi bir dönem geçirdi. Ancak, çatışmaların yeniden başlaması olumlu giden her şeyi tersine çevirdi ve kent kaderine terk edildi. En büyük getirisi olan turizm ağır darbe aldı, bazı yatırımcılar iflas etti, bazıları batıya göç etti.
Kentte kışın kayak, yazın doğa ve inanç turizmi var. Munzur gözeleri, Alevilik inancının mekanları olan Kırklar Dağı, Düzgün Baba, Munzur Baba önemli merkezler. Ayrıca, pek çok insan dışarıdan kentin doğasını görmek için ziyarete geliyor. Barajlar tam da kentteki iki vadiye yapılacak.
Yusuf Cengiz, “Bu barajlar yapılırsa ziyaretlerin çoğu su altında kalacak. Aynı zamanda turizm yapma şansı kalmıyor. Halkın bu barajlara karşı çıkmasının iki temel nedeni var. Birincisi ziyaretlerin o vadilerde bulunması, ikincisi de 60 kilometre Pülümür, 60 kilometre Ovacık olmak üzere 120 kilometrelik sahil yolu diyebileceğimiz, insanların su kenarında yürüyüş, piknik yaptığı bir alanın yok olmasıdır. İnsanlar burada hem doğa hem de inanç turizmi için geliyor. Barajların yapılması durumunda hem ekolojik hem de ekonomik olarak ciddi zararlar olacak” diyor.
Bu yılın ocak ayında Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı planlanan Konaktepe Barajı ve HES I-II için Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı alındı. Aslında Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme hükümlerine göre Munzur Vadisi Milli Parkı Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alması gereken alanlardan biri. Hatta Munzur Üniversitesi Senatosu da Munzur Vadisi Milli Parkı’nın Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınması için gerekli kriterleri taşıdığına dair bir rapor hazırladı. Öte yandan, Munzur Vadisi Milli Parkı I. Derece Doğal Sit Alanı olarak tespit ve tescil edilmesi gereken bir alan.
Zengin bir fauna ve floraya sahip olduğunu söylemeye gerek bile yok. Munzur Milli Parkı’nda 1600 bitki çeşidi saptanmış, bunlardan yüzde 18’i Munzur’a endemik. Yakın zamana kadar neslinin tükendiği ifade edilen Anadolu Parsı’nın Munzur Havzası’nda yaşadığına dair işaretler ve akademik tespitler var. Dolayısıyla, buraya yapılacan en ufak bir müdahale tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerini tamamen yok edecek, diğerleri üzerinde de ciddi bir tehdit oluşturacak.
Hükümetten baraj projelerinden derhal vazgeçmesini talep ettiklerini dile getiren Yusuf Cengiz, barajların yapılması durumunda kentin siyasi, turizm, kültürel ve ekonomik bakımdan çok ciddi olarak etkileneceğini, baraj projelerinin kente hiçbir faydasının olmayacağını söylüyor. Cengiz, bu doğal zenginliklere sahip vadilere yapılacak HES ve barajlar yerine ihtiyaç duyulan enerji üretimi için güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilebilir enerji yatırımları yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de biz yerelin talep ve önerilerine rağmen merkezi yönetim tarafından planlanan ve eninde sonunda dayatılan projelerin örneklerini farklı ölçeklerde çok gördük. Munzur Vadisi’nde yaşananlar da bunun çok tipik bir örneği. Yönetim erkini elinde tutanların bu hamleleri çoğunlukla yerele rağmen gerçekleştirilmek istendiği için, ciddi bir direnişle karşı karşıya kalıyor. Her ne kadar, OHAL koşullarında direnişi gerçekleştirmek eskiye kıyasla hiç kolay olmasa da, sivil toplum alanı baskılanmış ve daraltılmış olsa da, yereldeki siyasetçinin, sivil toplumun ve meslek örgütlerinin bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalışması çok değerli girişim…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022