Pelin CENGİZ
Geçmediğiniz köprüler, gitmediğiniz otoyollar, seyahat için kullanmadığınız havalimanları, muayene olmadığınız hastaneler… Evet hepsinin yükü hepimizin sırtında. Devletin kendi eliyle mega projelerde girdiği koşullu yükümlülüklerin kara deliğini kim kapatacak? Tabi ki sen vatandaş. Hatta ödemeye başladın bile…
Özel sektör milyarlarca dolarlık yatırımlar için yurtdışından ya da başta kamu bankaları olmak üzere içeriden borçlanarak projeyi tamamlıyor, sonra suyun başını tutup yıllarca projeyi işletiyor. Köprüden, otoyoldan geçmeyen aracın, havaalanına gitmeyen vatandaşın, doluluk oranının altına düşen hastanenin parasını devlet bütçeden karşılıyor.
Büyük indirimlere, teşviklere hatta Varlık Fonu zırhına rağmen devletin verdiği garantilerdeki hedeflerin yakalanamaması nedeniyle gelecek yıllarda bütçede ciddi açıklar oluşacak.
“Ben vatandaşım hesap sorma, bilgi isteme hakkımı kullanırım” dersen o da zor, çünkü kamu-özel sektör işbirliğiyle gerçekleştirilen bu yap-işlet-devret projeleri Sayıştay denetiminden uzaklaştırıldı, tam bir gizlilik perdesi hakim, sözleşmeler kayıtlarda görünmüyor. Garantilerin gelir gider tablolarına ulaşmak mümkün değil.
Hesap verilebilirlikten, şeffaflıktan ve denetlemeden tamamen uzak işleyen bir süreç. Bu projelerle ilgili sınırlı bilgiye milletvekillerinin soru önergelerine verilen cevaplar sayesinde ulaşıyoruz.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sitesinde I. ve II. köprünün aylık bazda 2016’ya dair gelirlerine ve araç geçiş sayılarına ulaşmak mümkün. İki köprüden geçen yıl toplam 135 milyon civarında araç geçmiş ve 290 milyon 497 bin 112 TL gelir bırakmış. Ancak, devletin günlük 135 bin araç geçiş garantisi verdiği ve 26 Ağustos 2016 tarihinde açılışı gerçekleştirilen III. köprünün o tarihten bu yana gelirlerine ve araç geçiş sayılarına dair herhangi bir bilgi yok.
Hali hazırda I. ve II. köprünün işletmesi Karayolları Genel Müdürlüğü’nde. 2012’de III. köprü inşaatını yap-işlet-devret modeliyle yapmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü ile İçtaş Astaldi Ortak Girişim Grubu sözleşme imzalamıştı. Günde 135 bin araç garantisi verilen III. köprüde geçmeyen her araç için devlet, özel sektöre 3 dolar ödüyor. Ancak, özel sektörün işlettiği III. köprüden geçen araç sayısının Hazine garantisinin altında kalıp kalmadığını öğrenemiyoruz.
Konuyu bir de şu açıdan sorgulamakta fayda var: İstanbul’un ciğerleri Kuzey Ormanları’nı sökerek inşa edilen III. köprü ve diğer bazı projeler için 29 Mayıs 2013’te ÇED Yönetmeliği geçici üçüncü maddede değişiklik yapılarak ÇED muafiyeti getirilmişti. Anayasa Mahkemesi sonra bu düzenlemeyi kaldırdı. Ardından,
Danıştay’ın en üst karar organı olan İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 14. Dairesi III. köprüyü ÇED’den muaf tutan kararını oybirliğiyle bozdu. Ancak, iş işten çoktan geçmiş oldu, köprü o sırada ÇED’siz şekilde inşa edildi. Dolayısıyla, bu çapta büyük bir proje başından itibaren plansız, ÇED’siz, hesapsız, hukuksuz ve kaçak olarak yapıldı. Gerçi, ÇED ekonomik ve ekolojik tüm olumsuzlukları ortaya koysaydı da, AKP’nin beton ve talan azminin önüne hiçbir şey geçemeyeceği için kılıfına uydurularak yine inşa edilirdi. Hukuksuz iş yapma vurgusu o açıdan önemli…
Talandan kara deliğe doğru uzanan yolda daha önümüzde Avrasya Tüneli’nin, Osmangazi Köprüsü’nün, Gebze-İzmit Otoyolu’nun, tamamlandığında üçüncü havalimanının yarattığı tahribatlar var.
CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yaptığı başvuruyla öğrendik ki, günlük 40 bin araç geçiş garantisi verilen Osmangazi Köprüsü’nden günde geçen araç sayısı 12 binin altında kalmış. 30 Haziran 2016’da açılan Osmangazi Köprüsü’nde işletici firmayla yapılan sözleşmeye göre 35 dolar+ KDV geçiş ücreti belirlenmişti. Ancak, gelen tepkiler üzerine geçiş ücreti önce 89 TL’ye ardından 65 TL’ye düşürülünce, aradaki fark da devlete yük olarak döndü. 22 yıl sırtta kambur.
Günlük 68 bin 500 araç geçiş garantili Avrasya Tüneli de ayrı bir muamma. 20 Aralık 2016’da açılan, 31 Ocak 2017 itibariyle kesintisiz hizmete giren tüneli kullanan araç sayısının “1 milyonu aştığını” bizzat Ulaştırma Bakanı söyledi. Bu da günlük 20 bin araca denk düşüyor. Taahhütle arasındaki 48 bin 500 araçlık fark ise halkın cebinden ödeniyor. Araç başına 4 dolar. Özel sektörün işletme süresi 24 yıl.
Bu garantiler Türkiye’de ekonominin yılda ortalama yüzde 5 civarında büyüyeceği öngörüsüne göre verildi ancak, Türkiye son birkaç yıldır gösterdiği düşük büyüme performansıyla ortalama yüzde 2,5-3 büyüyor. Hukuk, temel özgürlükler, demokrasi gibi temel değerlerden uzaklaşılmasıyla rating kuruluşlarından gelen not indirimleri, yabancı sermaye girişlerindeki düşüşler, yatırımlardaki isteksizlik gelecekte de Türkiye’nin yüzde 5 ve üzerinde büyümesinin zor olduğuna işaret ediyor. Bu projelerden istenen gelirler sağlanamazsa, onlarca yıl taahhüt edilen garantiler işletici gruplara aktarılacak, bu da bütçede kara deliklere sebep olacak.
Önümüzde önemli bir referandum var. Size yine “şu kadar yol, köprü, tünel, baraj vs. yaptık” diyecekler. Övündüğü, gözünüze soktuğu işler, asli görevleridir, bu işleri yapmak için seçildiler. Üstelik, yolu, köprüyü cebinden çıkardığı parayla yaptırmadı. Kendi parasıyla yaptırmadığı gibi size, sizin paranızla özel sektöre garantiler sunulan projelerle hava attılar, atacaklar da…
Çağdaş siyasetin değerleri vatandaşının sırtına yüklediği yükle değil, hayat standartlarını nasıl yükselttiğiyle, çevreyi nasıl koruduğuyla, kalkınmayla, istihdam yaratan projelerle, kaynakları tasarruf etmekle ölçülüyor. Siyasi şova bu açıdan bakıp, bir kez daha düşünün.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022