Pelin CENGİZ
Tipik bir AKP oyunu yine karşımızda. Hukukun arkasından dolanarak, kendi dediğini tepeden inmeci şekilde, istişare etmeden dayatma hastalığı yaz saati uygulamasında bile karşımıza çıktı.
Ne olmuştu kısaca hatırlayalım. Bakanlar Kurulu'nun aldığı bir kararla, 30 Ekim 2016 tarihinden itibaren saatlerin bir saat geri alınmasına son verilerek, yaz saati kalıcı hale getirilmişti. Böylece, 1973'ten bu yana her yıl mart ayında bir saat ileri alınan saatlerin ekimde bir saat geri alınması uygulamasına son verilmiş, zaman GMT+3 diliminde sabitlenmişti.
Bundan pek çok insan mağdur olduğu gibi uygulama enerjide tasarruf getireceğine israf getirdi. 30 Ekim 2016 - 26 Mart 2017 arasında yaz saatinde olan Türkiye'nin elektrik tüketimi yüzde 6.3 arttı, 2,8 milyar liralık fatura olarak geri döndü.
Daha sonrasında İstanbul'da oturan bir yurttaş adına avukatlar Bürgehan Emrağ ile Kaan Karcılıoğlu, Bakanlar Kurulu'nun söz konusu kararının iptali amacıyla Başbakanlık ve Enerji Bakanlığı aleyhinde Danıştay'da dava açtı. Danıştay 10. Dairesi, yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Avukatlar bu kararı Danıştay'ın en üst karar organı olan İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na taşıdı. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, vatandaşın başvurusunu haklı bularak, dairenin kararını kaldırdı ve Bakanlar Kurulu'nun sürekli yaz saati uygulanması yönündeki kararının yürütmesini durdurdu.
Kararın gerekçesinde kullanılan şu ifade önemli: "Anılan yasanın söz konusu yetkinin süreklilik arzedecek şekilde kullanılması konusunda Bakanlar Kurulu'na bir yetki vermediği tartışmasızdır. Dava konusu edilen Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesi incelendiğinde, 697 sayılı yasanın 2. maddesi ile Bakanlar Kurulu'na başlangıç ve bitiş tarihlerini belirlemek suretiyle yaz saati uygulaması konusunda verilen yetkinin sürekli hale getirilerek kanunun verdiği yetki kullanımının aşıldığı, başka bir ifadeyle yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirildiği ve bu haliyle anılan kararın 697. sayılı kanunun ilgili maddesini değiştirir nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır."
Bu karara rağmen iktidar ne yapıyor, son torba yasadaki 6'ncı madde Bakanlar Kurulu'na ileri saat uygulaması konusunda yetki veriyor. Yargı kararıyla hukuksuz olduğu ortaya çıkan yaz saatinin kalıcı hale getirilmesinden vazgeçmeyeceğini açıklayan hükümet, birkaç gün önce yayımladığı Bakanlar Kurulu kararıyla 28 Ekim 2018 tarihine kadar yaz saatini uygulayacağını, bu tarihten sonra ise bütün yurtta saatlerin bir saat geri alınacağını açıkladı. Aynı hükümet, bu hafta Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bakanlar Kurulu'na yaz saati uygulaması konusunda verilen sınırlı yetkiyi genişletmeye yönelik bir yasa değişikliğini Torba Yasa'ya ekletti.
Sonuç olarak, Bakanlar Kurulu'nda Danıştay kararını yok sayan ve mevcut yasal düzenlemeyi aşmaya çalışan bir karar alınıyor.
Tüm bu yolların deneniyor olması yurttaşa rağmen, tepkilere ve oluşan maliyete rağmen neyin ısrarı? Yaz saatinde ısrar etmenin elektrik tüketimini arttırdığı bu kadar açıkken, bu uygulamada devam edilmesini anlayan beri gelsin.
Bu çok açık ki, elektrik dağıtım şirketleri için daha fazla tüketim ve doğal olarak daha fazla kazanç demek.
Elektrik Mühendisleri Odası yaptığı açıklamada, "Yaz saati uygulamasının tasarruf sağlamadığı tam tersine tüketim artışına yol açtığını resmi elektrik tüketim verileri açıkça gösterirken; ne olduğu, neye dayandığı ve veri setleri kamuoyuna açıklanmayan bir rapora dayanılarak tasarruf iddiasıyla yaz saatinin sürdürülmesinde ısrar edilmektedir. Bu inatlaşmanın vardığı nokta kamuoyunu ve yargıyı yanıltacak kararlar almaya kadar varmıştır. Saat ayarlarıyla ilgili yapılan tüm bu oyunları kınıyoruz. Bir an önce bu oynamalara son verilerek, Türkiye'nin enerji tüketimi açısından kamu yararını dikkate alacak şekilde ve tüm dünya ile saat uyumunu gözeten normal saat uygulamasına geçilmesini, tasarruf amacıyla yalnızca yaz aylarında yaz saati uygulanmasını istiyoruz" ifadelerine yer verildi.
Elektrik Mühendisleri Odası'nın dikkat çektiği rapor, İstanbul Teknik Üniversitesi'ne ait. "Sabit Saat Uygulaması Değerlendirme Raporu" başlıklı çalışmaya göre, yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirilmesiyle enerjide yaklaşık 538 ila 801 milyon lira tasarruf sağlanmış. Üniversite heyeti, kamuoyunda gündeme gelen değerlendirmelerin 'yeterli veri ve belirli bir metodolojiye' dayanmadan yapıldığını söylüyor. Ancak, kendileri de tasarruf sağlandığını iddia ettikleri rakamlara hangi veri setiyle ve metodolojiyle ulaştıklarını anlatmıyor.
İTÜ'deki heyet, araştırmalarında, akşamın ilk saatlerinde oluşan puant aralığında ortalama 1 milyar 879 milyon kilovatsaatlik tasarruf gerçekleştiğini, bu talebi karşılamak için 2 milyar dolarlık enerji yatırımı yapılmasına da gerek kalmadığını belirtiyor. E o zaman sormazlar mı, bu kadar enerji yatırımı üstelik kömür gibi hem doğaya hem insan hayatına bu kadar kasteden bir enerji türüne yüklenmek niye? Aynı heyet, 80 küsür tane kömürlü termik santrale de ihtiyaç olmadığını hükümete söylemiş mi acaba?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022