Pelin CENGİZ
Geçen haftayla birlikte Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna ve yakın gelecekte neler olabileceğine ışık tutan önemli bir haber de geride kaldı.
Türkiye’nin nurtopu gibi, bankaların batık kredilerinin aktarılacağı “mega bir varlık yönetim şirketi” oluyor.
Bankalar, bilançolarındaki tahsilat imkanı yüksek olan ancak takibe atılan milyarlarca dolarlık kredinin çözümüne yardımcı olunması kapsamında, bu kredilerin bir kısmının aktarılabileceği bir varlık yönetim şirketi kurulmasını değerlendirmek için Ernst&Young'ı yetkilendirdi.
Reuters’ta yer alan habere göre, Türkiye Bankalar Birliği, İngiltere merkezli uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi Ernst&Young'ı bu ayın başlarında yetkilendirdi. Mart veya nisanda, varlık yönetim şirketinin uygulanabilirliği hakkında bir ön rapor hazırlanması hedefleniyor.
Konuya yakın bir kaynak, bazı bankacıların bu fikri "mega varlık yönetim şirketi" olarak nitelendirdiklerini, çünkü bu şirketin inşaat ve enerji sektörlerindeki takipteki krediler de dahil olmak üzere çok sayıdaki şirketin takipteki kredilerini (NPL) bünyesinde barındıracağını aktardı.
Reuters'ta Eylül 2019'da yer alan bir haberde, Türkiye'nin başlıca bankalarının bilançolarındaki “tahsilat imkanı yüksek ancak takibe attıkları kredileri aktarabilecekleri” bir varlık yönetim şirketi kurmak için görüşmeler yürütüldüğü ve kamu bankaları ile özel bankaların bir varlık yönetim şirketi kurmayı görüştükleri belirtilmişti.
Daha sonra Aralık 2019'da Bloomberg’de yer alan bir haberde de, Mart 2020 tarihine kadar bazı tahsili gecikmiş alacakların bilançolardan temizlenmesi için varlık yönetim şirketi kurulmasının planladığı ifade edilmişti.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Eylül 2019'da ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektöründen kaynaklanan 46 milyar lira büyüklüğündeki kredinin geri dönmeyen kredi (NPL) olarak sınıflandırmaları ve beklenen kredi zarar karşılıklarını ayırmaları için bankalara yıl sonuna kadar süre vermişti.
Her ne kadar BDDK bu kredilerin NPL'ye atılması ile 2019 sonunda NPL oranının yüzde 6,3’e yükseleceğini ifade etmiş olsa da, bankacılık kaynakları 46 milyar liranın 10-15 milyarlık bölümünün zaten bu açıklamadan önce NPL'ye atıldığını belirterek, geriye kalan kısmın ise tamamının NPL'e atılmasının söz konusu olmayabileceğini kaydetmişti. Sonuç olarak, takipteki kredi oranı 2019 sonunda yüzde 5.4 olarak gerçekleşti.
Malum, her ne kadar iktidar kanadı kabul etmek istemese de, görünen köy ortada, Türkiye’de neredeyse iki yıldır ekonomik kriz ve krizin etkileri konuşuluyor. Krizin en fazla etkilediği sektörlerin başında tamamen kontrolsüz, plansız ve programsız büyüyen inşaat ve enerji sektörlerinin geldiği yine herkesin malumu…
Bu iki sektörün hormonlu, plansız programsız ve kontrolsüz büyümesinin bu alanlarda faaliyet gösteren şirketlere kredi veren bankaları etkisi altına aldığı da herkesin malumu olan diğer bir gerçek.
Türkiye’deki bankaların bu iki sektörden kaynaklı biçimde kredi geri ödemelerinde sıkıntı yaşadığı, bu sıkıntının giderek arttığı, sıkıntının giderilmesi için de farkı formüller üzerinde çalışıldığı bir süredir gündemde…
Zaten, yukarıda da bahsettiğimiz üzere geçtiğimiz aylarda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) malumu ilan etmişti.
BDDK, bankacılık sektöründe takip hesaplarına aktarılması gereken ve ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektörlerine kullandırılmış toplam 46 milyar liralık kredinin tespit edildiğini açıkladı.
Bu 46 milyar liralık kredi bankaların bilançolarında batık hanesine yazılacak.
Eylül 2019’da Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, bir anlamda bu veriyi teyit ederek, 46 milyar liranın yüzde 50’sinin enerji ve inşaat sektörüne ait krediler olduğunu, 46 milyar lira içinde enerji sektörünün payının ise yüzde 20’ler civarında tahmin edildiğini belirtti.
Bu verilerin ortaya çıkmasının ardından Reuters, iktidarın bankaları batık kredileri üstlenmeleri ve kredi vermeleri yönünde zorladığını kaydetmişti.
Nitekim, Ernst&Young’a verilen yetkilendirme ile de eninde sonunda olacak olan bu.
Varlık yönetim şirketleri, BDDK’dan aldıkları lisansla bankalar ve banka dışı finansal kuruluşların tahsili gecikmiş alacaklarının temlik alınması ve yeniden yapılandırılarak tahsil edilmesi için kuruluyor. Bu şirketler, banka, faktoring, finansal kiralama ve finansman kuruluşlarının tahsili gecikmiş kredilerini devralıyor, kredi borçluları ile görüşerek ya da bankalar tarafından başlatılmış hukuki süreçleri sürdürerek çözüm üretmeye çalışıyor.
Muhtemelen bu süreç için bir kamu bankası çöp kredilerin depolanacağı bir yer haline getirilecek. Ernst&Young da oradaki çöplerin temizliğinden sorumlu olacak.
Bunun için Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın kullanılması gündemde. Ekim 2018’de bir kamu bankası olan Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın statüsü değiştirildi.
Ardından Kasım 2018’de bankaya 3,1 milyar liralık Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) ihraç etmesi, TL bazında yüzde 18,2 faizli, beş yıllık bu tahvilleri, kamu bankalarının tahvilleriyle takas etmesi görevi verildi. Bu ihracın dayanak varlığı, üç kamu ve bir özel bankanın ihraç edeceği İpotek Teminatlı Menkul Kıymet (İTMK) ihraçları olacak.
Burada bir çöp kredilerden bir havuz oluşturulacak, bankalar bu ihraçlar karşılığında geniş bir havuzu teminat gösterecek.
Bu aslında akla başka bir şirketle ilgili tartışmaları getirdi.
Bir süre önce Türkiye gündeminde günlerce konuşulan ABD’li yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey şirketini hatırlarsınız.
Eylül 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Programı (YEP) hakkında yaptığı bir konuşma sırasında, YEP’in üç ana başlığı kapsadığını, bunların dengelenme, disiplin ve dönüşüm olduğunu belirterek, şunlar söylemişti:
“Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı bu çeyrekte kontrol edecek.”
Haber o dönem aktarılırken gözden mi kaçtı yoksa adı mı netleşmemişti bilinmez, orada bahsedilen kurumun tam adı aslında Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi.
Maliyet değil yani kamu maliyesi…
Kamu maliyesine yönelik tasarruf ve gelir önlemlerinin etkin bir şekilde yerine getirilebilmesi amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda kurulan Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi'nin çalışma yöntemleri için McKinsey'den danışmanlık alınacaktı.
Bu açıklamanın ardından kamuoyunda ve özellikle muhalefette büyük bir tepki oluşmuş, eleştiriler McKinsey’in IMF’ye gitmemek için IMF’ye alternatif olarak çağrıldığı yönünde yoğunlaşmıştı. Amaç, maliyetleri düşürüp gelirleri artırarak, yabancı sermayeyi çekmeye yönelik bir manevra içeriyordu.
Muhalefetin sert eleştirileri karşısında Albayrak, "Yapılan yorumlar cehaletten değilse ihanettir!” açıklaması yaparken, Ekim 2018’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, anlaşmanın iptal edildiğini açıklamıştı. Erdoğan, “Tüm arkadaşlarımıza söyledim. 'Bunlardan fikri danışmanlık bile almayacaksınız' dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz" demişti.
Bu zikzaklı açıklamalar, iktidarın ekonomideki ve siyasetteki sıkışmışlığının bir göstergesi. Kriz kelimesini kullanmadan sürekli top çevirmeye, günü kurtarmaya, mevcut durumu ötelemeye çalışırlarken, eldeki imkanları kısıtlı olduğunun da farkındalar…
O dönem Türkiye ayağa kalktı, ekonomi yönetiminin ABD’li bir firmaya emanet edilecek olması elbette tepki gerektirecek bir durum. Meclis adına bütçe denetleme yetkisine sahip Sayıştay dururken, McKinsey ile anlaşma büyük ihtimalle küresel finans piyasalarına IMF’ye gitmeden verilmek istenen mesajın aracısı olacaktı, denediler ama olmadı.
Elbette tam olarak aynı durum değil ama Ernst&Young ile anlaşma McKinsey ile yapılan anlaşmanın bir başka türlüsü. Bu şirket, Türkiye bankalarının ve şirketlerinin tüm kırılganlıklarını, sermaye yapılarını, şirket değerlemelerini, borçlarını çevirip çeviremeyeceklerini ve daha pek çok şeyi bilecek. Neden?
AKP iktidarlarının işbilmezliği nedeniyle hem böyle danışman şirketlere yurttaşların vergileriyle paralar ödeniyor, hem de bankalar ve şirketler, birkaç ayrıcalık tanınmış şirketin eline düşürülüyor.
Yerli ve milli laflarını ağızlarından düşürmeyenlerin beceriksizliğiyle ülke ekonomisini yabancı şirketlere teslim edişinin sonuçlarını hep birlikte göreceğiz…
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022