Roni MARGULIES
Halil Berktay, Amerika’da yaşayan eski bir lise arkadaşından söz ediyor. Özelliklerini şöyle sıralıyor: “AKP’yi kapkara görme ve baş düşman olarak alma; dolayısıyla gerek hükümet, gerek tabanı (yani dindar, İslâmî kesim), gerekse onu destekleyen veya desteklediği düşünülenler hakkında olabilecek en kötü, en uydurma şeylere inanma; anlamama ve hattâ anlamaya çalışmama”.
Benim de çok sayıda bu tür eski arkadaşım ve sınıf arkadaşım var.
Berktay’la aynı yaşta olmadığımıza, aynı mahallede büyümediğimize, aynı okula gitmediğimize göre, aynı tür eski arkadaşlarımız olmasının açıklaması başka. Bu eski arkadaşların (ve Berktay’la benim) ortak yanımız sınıfsal.
İyi (ve/veya yabancı) okullara gitmiş, Batılı bir yaşam tarzı olan, büyük şehirlerin mutena semtlerinde yaşayan, “yurdum insanı” diye hayalî bir varlıkla sürekli dalga geçen orta sınıf / üst orta sınıf.
Bu arkadaşlardan gelen (“onların da başka yerlerden alıp, benimseyip çoğaltarak aktardığı”) bir mail yağmurundan söz ediyor Berktay:
“Artık hiçbir öğretim üyesi hiçbir konuda konuşamayacak, yazamayacak. İnternet tamamen susturulmuş. E-mail almak ve yollamak suç. Basın özgürlüğünün zerresi kalmadı. Ekonomi ha çöktü, ha çökecek. İslâmî terörün ardında da bu hükümet var. AKP, El Kaide’yi ve diğer cihadist örgütleri bile finanse etmekte. Halk neredeyse toptan muhalif. Erdoğan’ın sonu çok yakın.”
Bu mailleri atanlar bir yandan bunlara inanırken, bir yandan da yerel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde (ve 2002’den beri tüm seçimlerde) AKP’nin hezimete uğramak üzere olduğuna inanıyor, Berktay’ın sözleriyle, “AKP kendi yaptırdığı ankette tepetaklak” masalına kapılıveriyor.
Ne dünyayı, ne Türkiye’yi anlayabilen, Erdoğan düşmanlığı dışında siyasetle ilgilenmeyen, çareyi bayrağa, Atatürk’e, askere, darbeye sarılmakta bulan tüm eski arkadaş ve sınıfdaşlarımla ilişkimi çoktan kestiğim için, bu mailleri bana doğrudan atmıyorlar, dolaylı yollarla görüyorum. Ve Berktay gibi benim de tüylerim diken diken oluyor. Üstelik, bu saçmalıklar “solculuk” adına yapılınca büsbütün kaktüs gibi oluyorum.
Doksan yıldır kendilerini bu memleketin sahipleri olarak gören, memleketin geri kalanını sessiz ve görünmez bir koyun sürüsü olarak düşünen bu orta/üst sınıfın feryadını “solculuk”, “aydınlanmacılık”, “çağdaşlık” ve “anti-emperyalizm” zannetmek gerçekten gülünç.
“Yeni” ve “büyük”
Amma ve lakin…
Bu heriflerle mücadele etmenin yolu heriflerin düşmanını göklere çıkarmak mıdır?
Bu heriflerin mağara adamlığı, Erdoğan’ın mükemmelliğini mi kanıtlar?
Bu heriflerin 1923-1938 arasında sıkışıp kalmış olması bugün “yeni” Türkiye’de yaşadığımızı mı gösterir?
Sanmıyorum.
Türkiye’nin bugün “yeni” ve “büyük” olduğunu, en iddialı, en kapsamlı, en ısrarlı şekilde anlatanlar, ilginçtir, AKP kurmayları ve teorisyenleri değil, başka bir ekip. Berktay, Yıldıray Oğur, Markar Esayan, Melih Altınok, Etyen Mahçupyan, Kurtuluş Tayiz gibi, bağımsız görünen, “tarafsız aydın” olarak AKP’nin tüm politikalarının haklılığını vurgulayan, hükümete yapılan tüm eleştirileri “aklın sesi” olarak bertaraf eden bir ekip.
Tesadüf olmasa gerek; tam dağılır gibi olurken, ekibin bütün üyeleri (sadece Berktay hariç)Yeni Şafak, Star, Akşam ve Türkiye gazetelerinde çalışmaya başlayıverdi. Ve yepyeni bir şevkle, Yalçın Akdoğan ve Yiğit Bulut’un hayal bile edemeyeceği bir yaratıcılıkla, hükümetin tüm uygulamalarını pırıl pırıl cilalamaya koyuldular.
Mesela, AKP’nin yaptıklarını “Kürtlerle Sünni Müslümanların yaptığı bir devrim” olarak nitelemek, on beş yıldır yaşananları “sessiz devrim” olarak tanımlamak AKP’lilerin aklına bile gelmezken (bizzat “devrim” kavramı bile onlara yabancı ve rahatsız edici gelir çünkü), bu ekibin hemen aklına geliverdi.
Başını AKP’nin çektiği süreç “devrim” ise, AKP’nin yarattığı şey “yeni” ise, demek ki AKP’yi eleştiren herkes eskiden yana, yaptıklarını beğenmeyen herkes karşı devrimci!
Mesela, demokrasiden ödün vermek istemeyen, polisin insan öldürmesine karşı çıkan, doğayı sınırsız bir santral istilasından korumak isteyen herkes “büyük Türkiye”nin önünde duruyor, devrime karşı direniyor!
Ne garip! Bizzat Erdoğan bile Berktay, Oğur, Esayan, Altınok, Mahçupyan, Tayiz kadar iddialı değil bu konuda!
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023