Şahin ALPAY
PKK’nın yürüttüğü silahlı isyanın artık son bulacağına dair umutların hiç olmadığı ölçüde canlandığı bir sırada, önce kimi PKK militanlarının Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki Karataş askerî karakoluna saldırdığı, çatışmalarda biri asker 12’si PKK militanı 13 yurttaşın can verdiği bildirildi.
İnfazları kimin yapmış olabileceğine dair birçok teori var: Türkiye’de iç barışın sağlanmasından hoşnut olmayan PKK’lı şahinler, “derin devlet”, Türk ırkçıları, üçüncü bir devlet, uyuşturucu ve silah kaçakçıları, vesaire. Hangisi ya da hangileri henüz bilinmiyor. Bilinen tek bir şey var; o da infazların (tıpkı Çukurca saldırısı gibi) barış sürecini hedef aldığı. Bunlar barış sürecini baltalamaya yönelik ilk provokasyonlar değil, sonuncuları olmayacaklarını söylemek de kehanet olmaz. Ne var ki Türk ve Kürt toplumunun büyük bir çoğunluğu artık şiddetin son bulmasını istiyor; provokasyonların süreci baltalamasına izin verilmemesini bekliyor.
Geçen hafta içinde barış sürecine destek veren birçok açıklama yapıldı. Bunların en dikkate değer olanı, muhakkak ki, hayatı boyunca farklı inançlar ve kimlikler arasında karşılıklı anlayış ve saygıyı, milletler arasında barışı savunan İslam bilgini ve bilgesi Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hiç gecikmeden yaptığı, “Sulh hayırdır, hayır sulhtadır…” diyen açıklamasıydı.
Gülen, İslamî referanslarıyla ve kendi üslubuyla, özetle, şunları söylüyordu: Hangi çerçevede olursa olsun barışı temine çalışmak; inançlı, inançsız, yani dindar, ateist, deist, hepsinin beraber yaşayabileceğini ortaya koymak gerekir. Alevi–Sünni, Kürt–Türk, Laz–Çerkez, hepsi arasında barışı temin etmek gerekir. Osmanlı’yı dört yüzyıl ayakta tutan, farklılığa saygı esasıydı. Son yüzyıllarda problemler yaşandı, çünkü o anlayış yaşatılamadı. ‘Herkes bize benzeyecek’ dendi. Herkes kendi anlayışında serbest bırakılmadı. ‘Bize uyacaksın dendi’…
Kimileri açıklamayı şaşırtıcı buldular, çünkü PKK’nın, Kürt gençlerine de eğitim görme, beceri ve toplumda yer edinme imkânları sağladığı için, Gülen’in esin kaynağı olduğu inanç temelli sivil toplum hareketine (Hizmet Hareketi’ne) husumet beslediği biliniyordu. Bu açıdan Kürt siyasi hareketinin sözcülerinden Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk’ün Gülen’in açıklamalarını, önemli ve takdire değer bulması anlamlıydı.
Gülen’in son açıklamaları üzerine tekrar düşündüm: Dinî inançlar çatışma ve savaşı mı körükler, yoksa barışı mı telkin eder? Sosyal ve ekonomik kalkınmaya köstek mi olur, yoksa destek mi? İnsan hakları ve demokrasinin yerleşmesini engelleyen bir güç müdür, yoksa tersi mi? Bu sorularla dinî inançların sosyal ve siyasal sonuçları üzerine düşünen herkesin ilgilendiği muhakkak. Bana göre cevapları çok açık: Kimileri dinî öğretileri karşılıklı anlayış ve sevgiyi teşvik edecek, sosyal ve ekonomik kalkınmayı özendirecek, insan hakları ve demokrasiye destek verecek şekilde yorumlar; kimileri de tam tersini yapar. İranlı liberal İslam düşünürü Abdülkerim Soruş’un dediği gibi, dinlerin mesajı kutsal, yorumu ise insanlara aittir.
Türkiye’nin büyük üstünlüklerinden biri, barış, kalkınma ve demokrasiden yana yorumlarıyla temayüz eden bilginlerin İslam’ın yorumuna yön vermiş olmaları. Bu bağlamda muhakkak ki merhum Said Nursi ve Fethullah Gülen’in ayrı yerleri var.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020