Şahin ALPAY
Bana göre romanın iyisi otobiyografik (ögeleri) olan romandır. Kimilerine göre, bütün büyük yazarların bazı önemli eserlerinde bu ögeler vardır. Mesela Masumiyet Müzesi bana göre bir başyapıttır; elime aldığımda bırakamadım. Üstelik bana söylediği, bana hitap eden bir şey de vardı: Karşılıksız aşk süründürür... Buna karşılık mesela Kar bana hiç sahici gelmedi; okuyup bitiremedim. Otobiyografik deyince, bana göre Ömer Madra'nın Romanımla Sana Bir Ses... adlı romanı kadri bilinmemiş bir şah-eserdir. İlk kez 1991'de yayımlandı; sonra uzun süre sesi soluğu çıkmadı. Oysa Orhan Pamuk hemen okumuş, çok da beğenmişti. Çeyrek yüzyıl sonra, 2015'te ikinci kez basıldığında da, doğrusu, fazla bir yankı bulmadı. Üzüldüm.
Acaba niye? Bunun tek bir sebebi var. Çünkü Ömer Madra son çeyrek yüzyılda kendini iklim değişikliğiyle mücadeleye adadı; Greta'nın hayranı oldu. Bunu her ne kadar takdir ediyor, gönülden destekliyorsam da, onunla başka bir şey konuşmak imkânsız hâle geldiği için biraz sıkıntıdayım. Lafı evirip çevirip iklim değişikliğine getiriyor. Ona göre corona bile iklim değişikliğinin sonucu... (Ha, evet, bir de sürekli veganlığa davet ediyor...) Bu yüzden de kimse onu roman yazarı olarak tasavvur, tahayyül edemiyor... Ama bu çok yanlış! Gerçek şu ki edebiyatta ısrar etseydi, büyük bir romancı olabilirdi. Bir ara niyetlendiği (biraz da benim yüzümden vazgeçtiği) gibi eğer sinema okusaydı ünlü bir rejisör olacağına en küçük bir kuşkum yok.
Niyetim, mutadın aksine, size yazarının tek ama şah olan eserinin konusu ve karakterlerini anlatmak değil. Sadece bazı sayfalardan parçalar aktaracağım. Niye bu kadar etkilendiğimi anlayacaksınız. Bunları okuyunca da zaten (reel veya sanal) kitapçılara koşacaksınız. Tavsiyem acele etmeniz. Çünkü 3. baskı gecikebilir.
***
Ercüment - Fatoş. Türkiye Dans Şampiyonları. 3 ayda 10 dans. Garanti verilir!..
"Oğuz Bey hanginiz, siz misiniz?" "Evet." "Güzin Hanım'la bir akrabalığınız? Ablanız filan mı oluyor?" Hoppala! Duraklama. "Hayır, babamın karısı." Kırışan bir alın: "Anneniz oluyor yani?" Doğan'ın gözbebeklerinde çılgın bir kahkaha. "Hayır... yani şey... üvey annem." "Ha anladım. Hayır, şundan sordum: Kendisi bizim çok iyi bir talebemizdi de geçen sene. Size o mu tavsiye etti diye merak ettim."... Tangolar, mambolar ve rock and roll'lar. Yerdeki işaretler ve kareler. Platine saçlı, dökük ojeli Fatoş'un ilk seanstan sonra ortadan kaybolup bir daha görünmemesi. Onun yerine Ercü'nün ince beline dolanan kollar. Türkiye dans kralının kollarında aynadan aynaya kuşlar gibi uçuşan Doğan... (s. 235-236.)
***
Doğan durdu. Sonra aniden sordu: "Ankara'ya gelecek misin?"
Oğuz çoktandır bekliyordu bu soruyu ama yine de bocaladı; "Bilmiyorum ağbi," dedi. "Siyasal'ı yazdım tabii ama bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum." Doğan onun sıkıntısını sezdi. Sustu ve bekledi.
"Bütün dediklerinde haklısın aslında," dedi Oğuz, neden sonra. "... Ama ben böyleyim işte." Durdu: "Hanri'yle birlikte Paris'e gitmek istiyorum." (...)
"Bak, demin kal dedin, kaldım," dedi Doğan. "Seni kızdırma pahasına konuşuyorum. Oğuz, sen Paris'e gidersen büsbütün dağıtırsın..." (...)
"Doğan bir şey soracağım ama kızmayacaksın... Siyasal'dan mezun olunca ne çıkıyorsun?" Doğan baktı ve kulaklarına inanamadı. Sonra bir kahkaha patlattı. Çaresizlikten. "Ne adamsın!" diyebildi sonunda... "Kimseye söyleme bari, rezil olursun. Neyse, bak: Hariciyeci çıkıp dünyayı dolaşabilirsin. Tabii ülkenle bağlarını koparmadan. Ya da okulda kalırsın istersen, bilim yaparsın. Dünyayı somut bir şekilde tanıyıp değiştirme olanağın doğar."
"Anladım... Yahu, ilgisiz bir şey daha geldi aklıma. Senin şu Eliot çevirilerin ne oldu?"
"Hoppala. Neleri anımsıyorsun sen de. Kaç yıl önceki hikaye... Yok canım, vakit yok şimdi. Bilim önemli. Bir de siyaset." (s. 140 - 141.)
***
Oğuz, okuyanın ağzında buruk bir zafer tadı bırakacak biçimde kaleme aldığı metni, annesine rica edip daktiloda temize çektirdi. Sonra da altına: "Selamlar, Oğuz" yazıp Doğan'a postaladı. İçi içine sığmamasına rağmen, kimseye de bundan söz etmedi. Doğan'ın görüşlerini aldıktan sonra, makaleyi okulun gazetesinde bastırıp herkese sürpriz yapmak niyetindeydi.
Ankara'dan merakla beklediği cevap bir hafta sonra geldi. Kocaman sarı zarfın içinden bir mektup, bir sürü de belge çıktı. Doğan, işlek elyazısıyla her zamanki gibi hiç karalama yapmadan yazmıştı: "Sevgili dostum, Üç gün önce mektubun elime geçince (bu metne mektup demek bilmem doğru mu?) ne denli sevindiğimi anlatamam. Ülke sorunlarına böyle eğildiğini görmek beni mutlu ediyor. Çünkü bunlar zaten hiçbirimizin kayıtsız kalamayacağı, sorumluluğunu üstlenmeden duramayacağı sorunlar... NOT: Yazından, Paris sevdasından vazgeçtiğine ilişkin bir izlenim edindim. Doğru mu? Umarım yanılmıyorumdur."
Oğuz, yeisle karışık bir tedirginlik içinde mektubu elinden bıraktı ve derin düşüncelere daldı. Neden sonra dönüp zarftan çıkan öbür nesnelere baktı. Gazeteden kesilmiş bir yayınevi ilanı, kağıda yapıştırılmıştı. Yayınevinin yeni kitaplarını gösteren listeden bazı isimler kırmızı kalemle işaretlenmişti.
- Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu............... F. Engels
- Diyalektik Materyalizm..................................................................F. Engels
- Kapitalist Ekonominin Tenkidi.....................................................Jean Baby
- Jean-Paul Sartre ve Marksizm.............................................Roger Garaudy
- Sanat ve Sosyalizm..............................................Plehanov/Lecercle/Albouy
Gazete kesiğinin altında Doğan'ın bir notu daha: "İlk üç kitap çok önemli. Son ikisini de, sanata olan merakını düşünerek işaretledim." (s. 240-243.)
***
Doğan anlayışla gülümsedi... "Bak sana kâğıt-kalemle açıklamaya çalışayım..."
Ortada sol tarafa:
aydınlar
bilim adamları
öğretmenler
öğrenciler ve gençler
ilerici bürokratlar
ilerici Kemalist subaylar
yazdı ve bu grubu bir daire içine aldı. Dairenin hemen üstüne, büyük harflerle "ZG" ibaresini düştü. Başını kaldırıp Oğuz'un soran gözleriyle karşılaşınca, küçük bir açıklamada bulundu: "Bunlar Zinde Güçler dediğimiz grubu oluşturuyor." Sonra arkadaşından cevap beklemeden, yeniden yazmaya koyuldu. Yine sayfanın ortasına, ama bu kez sağ tarafa:
kapitalistler
büyük toprak sahipleri ve ağalar
eşraf
gerici subaylar ve bürokratlar
ara tabakalar
yazdı. Bunları da bir daire içine alıp üstüne "Gİ" harflerini ekledikten sonra açıkladı: "Bu da Gerici İttifak." (s.132 - 133.)
***
Oğuz yalnızca kulaktan dolma bilgilere sahip olduğu bu konu ve kavram sağanağı altında biraz sersemlemişti. Yine de, fırsattan istifade, kızı tepeden tırnağa gözden geçirdi. Düzgün bacakları duman renkli bir naylon çorap sarıyordu. Dizin hemen üstünde biten -ya da başlayan- gri bir etek, sonra o dar siyah kazak, yuvarlak göğüsler ve bembeyaz bir elin ojesiz tırnaklı ince uzun parmakları arasında hiç sönmeden tütüp duran sigara. Nefis bir kız!
"Hâlâ acıkmadınız mı? Hadi yemeğe!" Doğan'dı bu. Herkes bu komutu bekliyormuş gibi birden ayaklandı... Kız, Oğuz'un yanına düştü. O sıkışıklıkta mecburen diz dize oturdular. Siparişler verildi ve sohbet kesildiği yerden devam etti. Garson elleri kolları tabaklarla dolu olarak geldi. Tabaklar elden ele geçirilirken biri kıza adıyla hitap edince Oğuz bu kez fırsatı kaçırmadı ve ismi aklına yazdı: Ayfer. (s. 295 - 296.)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020