Şahin ALPAY
Ünlü iktisatçı Assar Lindbeck'in (1930 - 2020) 28 Ağustos'ta vefat ettiğini Stockholm Üniversitesi'ndeki doktora öğrencilerinden biri olan, Boğaziçi Üniversitesi iktisat profesörlerinden arkadaşım Refik Erzan'ın yolladığı mesajdan öğrendim.
Doksan yaşında vefat eden Lindbeck, İsveç'in önde gelen iktisatçılarından biriydi. Stockholm Üniversitesi'nin dünyaca tanınmış Uluslararası İktisat Araştırmaları Enstitüsü'nü kurdu; 1968'den itibaren verilmeye başlanan Nobel Ekonomi Ödülü'nün ihdasına öncülük etti. Bir iktisatçı olarak önemli özelliği, iktisatçıların sadece teori ile değil uygulamayla da ilgilenmelerini savunmasıydı. 1960'lardan itibaren İsveç'te tarım ve kiralarla ilgili sıkı düzenlemelere karşı çıktı; piyasa mekanizmalarına müdahalelerin sorunları arttırdığını ileri sürdü.
1970'lerin başında yayımladığı, "Yeni Sol"un (yani devletçi sol'un) ekonomi politikalarının eleştirisini içeren kitabı dünyaca tanınmasına yol açtı. İsveç'te işçi sendikalarının 1970'lerin ortalarında ortaya attığı, sosyal demokrat hükümetin de destek verdiği "ücretliler fonu" tasarısını şiddetle eleştirdi. Özel sektöre kesilecek ek vergiler aracılığıyla, şirketlerin giderek sendikaların mülkiyetine girmesini öngören tasarının, sendikalar elinde güç temerküzüne ve büyük ekonomik sorunlara yol açacağını ileri sürdü. Bu yüzden, doğuştan sosyal demokrat olduğu (yani, sosyal demokrat bir aileden geldiği) halde, Sosyal Demokrat Parti'yle ve lideri, 1969- 76 ve 1982-86 arasında başbakan Olof Palme ile arası açıldı. Tasarı, sosyal demokratların uzun yıllar ellerinde tuttukları iktidarı kaybetmelerine katkıda bulunduktan sonra sağ hükümetler tarafından rafa kaldırıldı.
Lindbeck'in politika alanında en önemli katkısı, Lindbeck Komisyonu olarak anılan kurulun İsveç'in 1993 yılında yaşadığı derin finansal krizin aşılması için yaptığı politika önerileriydi. Bunların başlıcaları, siyasi istikrarın sağlanmasına, sıkı bütçe politikaları uygulanmasına ve merkez bankasının bağımsızlığının özenle korunmasına yönelikti. Bu önlemler İsveç'in 21. yüzyılda ekonomi alanında sağladığı başarılarda büyük rol oynadı. Tanınmış öğrencilerinden biri olan Lars Camfors, ardından yazdığı yazıda Lindbeck için şunları söylüyor: "Sosyal bilimlerde katışıksız bilimsel araştırmalar ile politika önerileri arasında iyi bir dengeye rastlamak zordur. Assar Lindbeck'in çalışmaları, bir yandan karşı karşıya olunan ekonomik sorunları aydınlatmak amacıyla yüksek kaliteli araştırmalar üretirken, öte yandan bunlar üzerine kamusal alanda yapılan tartışmalara hararetle katılmanın mümkün olduğunu göstermiştir." (Vox EU, CEPR, September 8, 2020.)
Lindbeck'in benim düşünce hayatımda da önemli bir yeri olmuştur. 1970'lerin büyük bölümünü geçirdiğim İsveç'te giderek liberalleşen fikirlerim, ünlü bilim felsefecisi Karl R. Popper yanında onun eserlerinden de etkilendi. Hayatımın ikinci yarısında liberal sosyal demokrasiyi, yani hem piyasa ekonomisine, hem de sosyal devlete inanan siyaset felsefesini benimserken büyük çapta bu iki düşünürden esinlendim.
Popper'ı 1960'ların sonlarında tanıdım. Ne var ki, o sıralar iman ettiğim Marxizm'in baş eleştirmeni olduğu için ondan, en hafif deyişle, hiç haz etmiyordum. İlginçtir: Popper'in siyaset felsefesi alanındaki başyapıtı Open Society and Its Enemies (Açık toplum ve düşmanları)nı Stockholm'deyken okumuş, fakat yurda dönerken bir nüshasını yanımda getirmemiştim. İhtiyaç duyacağım kitabı alıp göndermesini Stockholm Üniversitesi'nden Pakistanlı dostum ve meslektaşım Ishtiaq Ahmed'den isteyecektim. 1980'lerden itibaren Popper'in fikirlerinin tanınması için yazılar yazacak, çeviriler yapacaktım.
Assar Lindbeck'i ise Stockholm'de bulunduğum yıllarda gazetelerde çıkan yazılarıyla tanıdım. Ne var ki o yıllarda onun Political Economy of the New Left: An outsider's view (Yeni Sol'un ekonomi politiği: Dışarıdan bir bakış) (New York, 1971) adlı, dünyaca tanınmasına yol açan kitabından haberim yoktu. İlginçtir, onu yurda döndüğümde Mülkiye'den arkadaşım ve meslektaşım Deniz Gökçe'nin kitaplığında buldum ve Türkçeye çevirmeye karar verdim. Çeviriye Lindbeck'in "Kan pluralismen överleva / Çoğulculuk yaşayabilir mi?" (Stockholm, 1979) adlı makalesini de ekledim. Kitap, bundan 35 yıl önce Piyasa Ekonomisi ve Demokrasi başlığıyla yayımlandı (Birey ve Toplum Yayınları, İstanbul 1985). Beklenebileceği üzere bir ikinci baskısı olmadı.
Popper ve Lindbeck benim için neden o denli önemli oldular? Şu sebeple: 1960'ların ikinci yarısında, ne yazık ki, "komünist Türkiye" fikrinin propagandistleri arasında yer almıştım. Birçok arkadaşım ülkeyi bir faciaya, özgürlüğün boğulmasına götürebilecek bu davanın iyiniyetle peşinden giderek ya hayatını kaybetti, ya yıllarca hapislerde çürüdü, ya da benim gibi yıllarca sürgünde yaşamak zorunda kaldı. 1980'lerin başında İsveç'ten yurda döndüğümde bir aydın olarak sorumluluğumun 1960'larda düştüğümüz vahim yanılgıyı bir nebze olsun tamir için "hür ve adil Türkiye" idealine götüren yolun komünizmde değil liberal sosyal demokraside yattığını savunmak olduğuna iman etmiştim. Nitekim 1982'de Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başlamamdan 2016'da kendimi Silivri cezaevinde bulmama kadar geçen yaklaşık 40 yıl süreyle peşinden gittiğim esas dava bu olacaktı. Bu davayı savunurken ileri sürdüğüm fikirlerde başta Popper ve Lindbeck olmak üzere Lezsek Kolakowski, John Rawls, Anthony Giddens, Roberto Bobbio gibi düşünürlerin eserlerinden esinlenecektim.
Bir avuç arkadaşla birlikte yıllarca savunduğumuz liberal sosyal demokrasiden Türkiye'nin bugün neden bu denli uzak olduğu sorusuna gelince, burada ancak şu kadarı söylenebilir: Bunun Türkiye'nin toplumsal gerçeklerinden ne denli bihaber olmamızla, gerçeklerin yerine hayallerimizi koymamızla ilgili olduğu muhakkak.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020