Şahin ALPAY
Geçenlerde genç bir arkadaşla sohbet ediyoruz. Beni yeni tanıyan birçokları gibi, "Sizin nasıl olup da Zaman gazetesinde yazdığınızı, nasıl olup da Gülen cemaatine olumlu bakabildiğinizi anlayamıyorum..." diyor. Ve beni uzun uzun açıklamaya teşvik ediyor. Anlatıyorum:
1980'lerin başında İsveç'te doktora yapıp yurda döndüğümde şu görüşlerim pekişmişti: 1) Türkiye'nin sorunları ancak ifade, inanç ve girişim özgürlüklerine dayalı çoğulcu ve özgürlükçü demokratik bir rejimle çözülebilirdi. 2) Liberal demokrasinin yerleşebilmesi ise öncelikle İslamcıların ve Kürt siyasî hareketinin sisteme dahil edebilmesiyle mümkün olabilirdi. 3) Sadece temel hak ve özgürlükler değil sosyal adalet de güven altına alınmalıydı. Bu da ancak liberal, yani devletçiliği değil rekabeti, piyasayı esas alan sosyal demokrat politikalarla sağlanabilirdi.
Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladıktan sonra, yukarıda saydığım amaçlar uğrunda sayıları hayli sınırlı olan, benim gibi liberal görüşlü kimselerle birlikte bir fikir mücadelesine giriştim. 1990'larda Milliyet gazetesinde yazarken zihnimdeki Türkiye siyasî manzarası iyice net bir hâl almıştı. Ülkenin geleceğini belirlemek için yarışan üç temel siyasî akım görüyordum.
1) Kemalistler. Başlıca üç kanada ayrılıyordu: a) Laikçi (otoriter laiklik), ama aynı zamanda demokrasi (çoğunluk yönetimi) ve Batı'yla bütünleşme yanlısı olup genellikle CHP'de toplananlar. b) Laikçi - devletçi - ulusalcı olup esas olarak Cumhuriyet gazetesi ve çevresinde temsil edilen Kemalistler. c) Irkçılığa varan otoriter kimlik politikaları ("hepimiz Türküz") taraftarı olan, ama otoriter laikliğe mesafeli duran ve genellikle MHP'de toplanan Türk - İslam sentezcileri.
2) İslamcılar. Farklı yorumlarıyla İslam inancını benimseyen Müslümanlarla, İslam dininden siyasî bir ideoloji üreten İslamcıları birbirinden ayırmak gerekiyordu. Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar, ortodoks Sünniler ile heterodoks Alevilerden oluşuyordu. Azınlıktaki Aleviler, Kemalizm'in tektipçi kimlik politikalarının dayatmalarıyla ("hepimiz Diyanet dinindeniz") Tunceli / Dersim'de katliama varan baskılara uğradıkları halde, Sünni çoğunluğa karşı kendilerine koruma sağlayacağı kaygısıyla genellikle Kemalist parti CHP'ye destek veriyorlardı. Sünniler ise kabaca üç kesime ayrılıyordu: a) Devlet İslamı'na, yani Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temsil ettiği "Diyanet dini"ne bağlı olanlar. Çoğunluğu oluşturan bu kesimin siyasî tercihleri bütün partilere yönelebiliyordu. b) Halk İslamı'na, yani tarikat ve cemaatlerin temsil ettiği İslam yorumlarına bağlı olanlar. Tarikat ve cemaatler, otoriter laiklik politikaları gereği 1925'ten beri yasak oldukları halde (ve belki yasağın da teşvikiyle) canlılıklarını koruyordu. Kökleri 12 ve 13. yüzyıllara uzanan geleneksel tarikatlar, şeyh - mürit ilişkisi üzerine kuruluydu ve esas olarak Nakşibendi, Kadıri, Rufai, Halveti, Melami ve (özel bir kimliğe sahip) Mevlevi tarikatlarından oluşuyordu. Nakşiler İskenderpaşa, İsmail Ağa, Menzil ve Erenköy cemaatlerine ayrılıyordu. 20. yüzyılın, modern çağın ürünü olan cemaatler ise müminlere rehberlik eden bir mürşit ve takipçilerinden oluşuyordu ve başlıca (hepsi Nakşibendi kökenli) Nurcu, Süleymancı, Işıkçı gruplara ayrılıyordu. Sait Nursi'nin takipçileri olan Nurcular, zamanla, en büyüğü Fethullah Gülen cemaati olmak üzere 40'tan fazla kola bölünmüştü.
Ilımlı İslamcılar. Müslümanlar arasındaki üçüncü kesim, ezici çoğunluğu Millî Görüş hareketi saflarında toplanan, şiddeti değil barışcı, yasal mücadeleyi benimseyen ılımlı İslamcılar'dan oluşuyordu. Nakşibendi tarikatının, şeyhi Mehmet Zahit Kotku olan İskenderpaşa dergâhı siyasetle özellikle ilgiliydi ve Millî Görüş hareketinin ortaya çıkışında önemli rol oynamıştı. Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Görüş hareketine mensup çoğu ünlü siyaset adamı Nakşilikle ilişkiliydi.
3) Kürt siyasî hareketi: Kürt dili ve kimliğinin ifadesi üzerine Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte getirilen yasaklar giderek güçlenen tepkilere yol açmıştı. 1990'ların ortalarına gelindiğinde Türkiye Kürtlerinin kabaca dini kimliğe öncelik vererek İslamcı partilere destek verenlerle, etnik kimliğe öncelik vererek Kürt siyasî hareketini destekleyenler arasında bölündüğü gözleniyordu. Hareket ise kabaca üç kanada ayrılıyordu: a) PKK'nın temsil ettiği özerkliği ya da bağımsızlığı hedefleyen, silahlı mücadeleyi esas alan akım. b) 1991'de HEP ile başlayıp ayrılıkçılık yaptıkları gerekçesiyle birbiri ardına kapatılan, giderek büyüyerek günümüzde (üçüncü büyük parti) HDP'ye kadar uzanan, Kürt kimliğinin inkarına dayalı politikalardan kaynaklanan soruna barışçı - demokratik çözüm öneren yasal partilerin temsil ettiği akım. c) PKK'nın silahlı mücadelesinin devlet politikalarının ekmeğine yağ sürerek Kürtlere büyük zarar verdiğini düşünen, sayıları çok da fazla olmayan, birçoğunu tanıdığım bağımsız Kürt aydınları.
Tabi ki bir de Marxist ya da Komünistler vardı. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren yasaklı olmakla beraber 1960'larda Türk siyasetinde varlık göstermeye başlamışlar, kimi barışçı kimi silahlı mücadele yanlısı onlarca fraksiyon arasında bölünmüşlerdi. Ancak komünist akım 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılması, Doğu Avrupa'nın Sovyet boyunduruğundan kurtulması sonrasında büyük bir bozguna uğramış ve giderek marjinalleşmişti. Benim siyasî görüşlerim de ailemden aşılanan Kemalizm'den üniversitede okuduğum 1960'larda Marxizm'e (giderek Maoist yorumuna) yönelmişti. 1970'lerde sığındığım İsveç'te doktora yaptığım dönemde ise zihnimdeki Marxist paradigma tümüyle çöktü. Artık Marxizm'i liberal demokrasinin zıddı olarak gördüm. Özellikle Karl Popper'in görüşlerinden esinlenerek Marxizm'i eleştiren yazılar kaleme aldım; "Dönekliğimle iftihar ettiğimi" söylemekten çekinmedim.
Yukarıda özetlediğim siyasî manzara karşısında özgürlükçü demokrasinin yerleşmesini ideal edinen bir yorumcu olarak izlemem gereken yol bana oldukça açık görünüyordu: Çoğulcu ve özgürlükçü, yani liberal demokrasiyi savunanlara destek verecek, bununla bağdaşmayan eğilimlere karşı çıkacaktım.
1980'lerde Cumhuriyet gazetesinde liberal sosyal demokrasiyi savunan yazılarım gazeteye hakim olan laikçi - devletçi - ulusalcı yazarların ve gazete dışındaki yandaşlarının büyük tepkisiyle karşılaştı. 1990'ların başında gazetede yaşanan, kabaca İlhan Selçuk'un temsil ettiği kanatla Hasan Cemal'in temsil ettiği kadro arasındaki bölünme de esas olarak Kemalizm'in laikçi - vesayetçi yorumu ile sosyal demokrat yorumunun çatışması olarak görülebilirdi. Tarihte Marxizm nasıl hem komünizme hem de sosyal demokrasiye kaynaklık etmişse, (Haluk Özdalga'dan esinlenerek) Kemalist akım içinden de sosyal demokrat yorumlar çıkabileceğini düşündüm. Bu düşünceyle kısa bir süre Ecevit'in ("dine saygılı") DSP'sinden umutlandım. Ne var ki çok geçmeden DSP'nin demokrasiyle de sol'la da fazla ilgisi bulunmayan bir kişi partisi olduğu anlaşıldı. Bu defa umutlarım Deniz Baykal'ın CHP'sine yöneldi; bu umutla kısa bir süre CHP'de çalıştım. Ancak orada da hayal kırıklığına uğrayacaktım.
Kürt sorununa yönelik yazılarımda, PKK otoriterliğine ve şiddetine sertçe karşı çıkarken, yasal Kürt partilerinin demokratik sisteme entegre edilmelerini savundum. Ülke bütünlüğünün korunmasının şiddetle, askeri yöntemle değil, Kürt yurttaşların dil ve kimlik haklarının tanınması, bölgesel özerklik taleplerinin karşılanmasıyla sağlanabileceğini yazdım. Bu görüşlerimle PKK yandaşlarının husumetiyle karşılaşırken, liberal eğilimli Kürt aydınlarından saygı gördüm.
Türkiye'nin İslam coğrafyasına baktığımda, İslamcılar ile Müslümanları birbirinden ayırmanın şart olduğu kanısına vardım. Kemalizm'in baskıcı laiklik politikaları Müslümanlar arasında haklı tepkilere yol açmıştı. Bütün diğer inançların müminleri gibi Müslümanlar da demokrasiyi benimseyebilirlerdi. Nitekim Türkiye'nin 1950'den sonraki pratiği bunu destekler görünüyordu. İslamcılık ise ilke olarak özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyle bağdaşmıyordu. Ancak şiddete uzak duran ılımlı İslamcılar da zamanla demokratik rejime entegre olabilirdi.
Bu bakış açısıyla yazılarımda ve konuşmalarımda otoriter laiklik politikalarının terkedilmesini, din ile devletin ayrılmasını, DİB'in özerk bir yapıya kavuşturulmasını, tarikat ve cemaatler üzerindeki yasakların kaldırılmasını, başörtüsü yasağı gibi dini özgürlükler üzerindeki öteki kısıtlamaların da son bulmasını savundum. RP'de temsil edilen ılımlı İslamcıları, sadece çoğunluk yönetimine bağlı olmakla kalmayıp yurttaşların temel hak ve özgürlüklerine saygılı olmaya da çağırdım. Bu yöndeki yazılarımın Millî Görüş hareketindeki Yenilikçi kanadın güçlenmesine, AKP'nin ortaya çıkmasına katkı yaptığını sandım.
AB üyeliği hedefiyle 2002'de iktidara gelen AKP yönetimin ilk döneminde izlediği politikaları eleştirilerime rağmen genelde olumlu buldum ve destekledim. Ne var ki AKP iktidarı 2010'dan itibaren giderek otoriter bir anlayışa yönelerek beni derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye'nin AB'ye üye olmasını, herkese inanç özgürlüğü anlamında laikliği, piyasa ekonomisini, farklı görüş ve inanç sahiplerinin birbirlerine hoşgörüyle bakmalarını, bilimsel eğitimi savunduğu için Gülen cemaatine de, eleştirilerim olmakla beraber genelde olumlu baktım. Ne var ki cemaat mensuplarının 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde rol aldıklarının, çeşitli hukuka aykırı işlere karıştıklarının ortaya çıkması başka bir büyük hayal kırıklığına yol açtı. AKP iktidarı altında yaşadıklarımız ışığında giderek İslam inancının özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyle bağdaşıp bağdaşmayacağını sorgular hâle geldim.
Tekrarlarsam: Cumhuriyet'ten Zaman'a uzanan köşe yazarlığım sırasında ülkede özgürlükçü ve çoğulcu demokratik düzenin yerleşmesine, şiddetin son bulmasına, ülkenin bütünlüğünü korumasına, Batı ittifakı içinde yerini korurken giderek AB'ye üye olmasına naçizâne bir katkıda bulunduğum inancıyla yukarıda özetlediğim görüşleri savundum. Ne yazık ki Türkiye, bütün umut ve beklentilerimin aksine özgürlükçü demokrasi idealinden giderek uzaklaştı; 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra da AKP - MHP ittifakı altında giderek daha otoriter bir rejime yöneldi. Savunduğum Kürt sorununa demokratik çözüm sağlanabilmiş olmaktan çok uzak. Savunduğum liberal sosyal demokrasi de kök salabilmiş değil.
Daha kötüsü de var: Yazarlık kariyerim boyunca askeri darbelere ve askeri vesayete karşı çıktığım halde, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra, buna destek verdiğim iddiasıyla tutuklandım. İki yıl hapis yattıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin (ilki uygulanmayan) iki kararı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla tahliye oldum. Gerek AYM gerekse AİHM, haklarımın ihlal edildiği gerekçesiyle bana yüklü tazminat ödenmesini öngördüğü (ve bunlar ödendiği) hâlde yerel mahkeme Temmuz 2018'de beni terör örgütü üyesi olduğum gerekçesiyle 8 yıl 9 ay hapse mahkûm etti. Yargıtay nezdindeki itirazım hâlâ karara bağlanmış değil.
Bu açıklamalarımı sabırla dinleyen arkadaşım, biraz düşündükten sonra, 1980'lerden itibaren Türkiye'de özgürlükçü demokrasinin yerleşebileceği inancıyla yaşamış ve yazmış olmamı bir tür Don Kişotluk olarak görmüş olmalı ki, "Yani" dedi, "Şahin harikalar diyarında gibiymişsiniz..."
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020