Şahin ALPAY

Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olmalı
17.04.2014
2135

 Tayyip Erdoğan, ağustos ayında yapılacak seçimde cumhurbaşkanlığına aday olacak mı? Olursa seçilebilir mi? Seçilmesi halinde Abdullah Gül’ün önce AKP’nin, sonra hükümetin başına geçmesine yeşil ışık yakar mı? Türkiye şimdi bu soruları tartışıyor.

Erdoğan’a en bağlı isimlerden biri olmakla temayüz eden AB Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun açıkça beyan ettiğine bakılırsa, “Sayın Başbakanımız kendini güvende hissetmiyor. Zaten kendisi de söylüyor…” Erdoğan’ın niçin kendini güvende hissetmediğine dair farklı fikirler olabilir, ama bunların herhalde en baskın olanı, büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonucunda bir gün yargılanmak zorunda kalabileceği ihtimali.

Bu ihtimali esas alanlar, önümüzdeki dönemde Erdoğan’ın oyun planına dair başlıca iki teori ileri sürüyorlar. Birinci teoriye göre: Her ne kadar yerel seçimlerde (büyükşehir belediyeleri ve il genel meclisine verilen oylar temelinde) alınan % 43,5 oyun cumhurbaşkanı seçilmesine fersah fersah yeteceğine dair, kendi kendilerini kandırmaya çalışan AKP’liler varsa da, Erdoğan bunun kolay olmayabileceğini hesap edecek kadar akıllı bir insan.

Üstelik Erdoğan’ın, seçilmeyi başarsa bile, Çankaya’dan partisini ve hükümeti kontrol altında tutmasının fevkalade güç olacağını, en az Tarhan Erdem kadar bileceği de muhakkak. Bu nedenlerle Erdoğan, başbakan kalmayı, parti tüzüğünü değiştirip, dördüncü dönem (ve belki devamında da) başbakanlığı sürdürmeyi tercih edecektir. Bu takdirde, Gül’ün cumhurbaşkanlığına yeniden aday olmasını ve seçilmesini kuvvetle destekleyebilir. Zira AKP’nin daha güçlü bir aday çıkarması söz konusu olamaz.

İkinci teori ise şu: Erdoğan, ancak “vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla” yargılanabileceği cumhurbaşkanlığı koltuğunda kendini çok daha güvende hissedecektir. Bunun için cumhurbaşkanlığına aday olacaktır. Ne var ki seçilebilmesi için, AKP’nin oylarına başka bir partinin oylarını da katabilmesi gerekir.

Bunlar da ancak BDP-HDP’nin oyları olabilir. Bu oyların koşulsuz olarak Erdoğan’a verilmesi söz konusu olamaz. Pazarlıkta ileri sürülecek (Öcalan’ın serbest bırakılması gibi) şartlar ağır olabilir. Bu şartların AKP’nin kendi seçmeninden ne kadarının kaybına yol açabileceği, BDP-HDP oylarının toptan Erdoğan lehine kullanılıp kullanılmayacağı da herhalde hesaba katılmalıdır. Diyelim ki Erdoğan cumhurbaşkanı seçilemedi. Aday olmak için başbakanlıktan istifasını gerektiren bir kural olmadığına göre, pekala başbakan olarak göreve devam eder; parti tüzüğünü değiştirip 2015 yazındaki genel seçimlerde dördüncü dönem için başbakan adayı olur.

Teoriler bunlar. Tartıp biçtiğimde yukarıdaki teorilerden birincisinin daha akılcı olduğu sonucuna varıyorum. Ne var ki, ikinci teorinin gerçekleşmesi, yani Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması ülkenin daha hayrına olur diye düşünüyorum. Tercihim Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı adaylığına destek olması karşılığında (ve tabii seçilmesi halinde) Gül’ün AKP’nin, giderek hükümetin başına geçmesine yeşil ışık yakması olur.

Ama elbette ki bu hiçbir şekilde, geçmişteki hizmetleri ne olursa olsun, bugün toplumu “vatanseverler” ve “vatan hainleri” diye ikiye bölen, topluma nefret aşılayan Erdoğan gibi bir politikacıyı cumhurbaşkanlığına layık gördüğüm anlamına gelmiyor. Tabii ki Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olsun ve seçimi kaybetsin isterim. O zaman belki başbakanlıkta kalan (muhalif bir cumhurbaşkanı ile geçireceği) günlerde daha makul bir yol izler.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar