Şahin ALPAY
Başbakan Erdoğan giderek keyfileşmesinin ve otoriterleşmesinin, artan yanlışlarının doğurduğu toplumsal tepkileri Türkiye’yi bölmek ve zayıflatmak isteyen iç ve dış düşmanların komplolarıyla açıklayarak, her türlü sorumluluktan kaçabileceğini hesap ediyor olmalı.
Yurttaşların artan bir bölümü ise, Erdoğan’ın başında olduğu hükümetin Türkiye’yi sürüklediği kutuplaşma ve kargaşadan derin kaygı duyuyor. Bunlar arasında yayılan bir endişe ise, bu gidişe dur demenin mümkün olamayacağı. Bu yurttaşlar Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’dan partinin ve hükümetin denetimini elinde tutacağından, gelecek yaz yapılacak genel seçimleri de kazanıp anayasayı değiştireceğinden, Rusya benzeri bir otoriter rejimi yerleştirip en az on yıl daha Türkiye’ye hükmedeceğinden kaygı duyuyor.
Ben ise hayli zamandır gerek yazılı, gerek sözlü yorumlarımda, karamsarlığa mahal olmadığını, Türkiye’nin Erdoğan ve kliğinin sandığı kadar ilkel bir toplum olmadığını, Erdoğan’ın gönlünde yatan türden bir rejimi sineye çekemeyecek kadar gelişmiş bir ülke olduğunu, olumsuz gidişe sonunda AKP’nin bile katlanamayacağını savunuyorum. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili çıkışları, AKP’deki huzursuzluk buzdağının sadece görünen ucu.
Giderek keyfileşen ve otoriterleşen bir Erdoğan ülkenin kaderine niye hakim olamaz? Çünkü Türkiye’nin, Tanzimat’tan bu yana yaklaşık iki asırlık hukuk devleti, II. Meşrutiyet’ten bu yana yaklaşık bir asırlık sınırlı iktidar geleneği vardır. Türkiye Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesidir; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu yargısını kabul etmiştir; 60 küsur yıldır NATO üyesidir; 50 küsur yıldır da AB ile bütünleşme sürecindedir. Bizzat Erdoğan’ın başında olduğu AKP hükümeti, ilk iki iktidar döneminde Türkiye’nin zenginleşme ve özgürleşme yönünde hayli yol almasına katkıda bulunmuştur.
Erdoğan’ın meydanlarda “77 milyonun… Milletin” temsilcisi olmaktan dem vurduğuna bakmayın. Çoğunluğu temsil etmesi bile söz konusu değil. Son yerel seçimlerde aldığı oy oranı % 43’ten ibaret. Büyük çoğunluk Erdoğan hükümetinin karşısında. Kerhen AKP’ye oy verenlerin oranı az değil. Türkiye’de siyasi partilerden ibaret olmayan güçlü bir muhalefet var. Birçok sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu yanında, işadamları, meslek sahipleri, akademisyenler, gazeteciler, aydınlardan oluşan elitlerin büyüyen kesimleri iktidarın karşısında. Türkiye’de ekonomi, Putinland’da olduğu gibi petrol ve doğalgaz kaynakları üzerine değil, halkın emeği üzerine kurulu. Özetle, muhalefet Erdoğan’ın otokratik bir rejim kurma emelini demokratik yoldan, yani sandıkta boşa çıkaracak güçtedir. Bugünün Türkiye’sinde “saati geriye çevirmek,” başarısızlığa mahkûmdur.
Türkiye’nin en değerli sosyal bilimcilerinden Daron Acemoğlu’nun da benimle benzer düşündüğünü görmekten memnunum. Acemoğlu, özetle, şöyle diyor: Artan otoriterlik ve kutuplaştırmaya rağmen, umutsuzluğa kapılmamak gerekir. AKP, iktidara gelmek için sivil toplumu seferber ettiğinde kendi sonunun tohumlarını da ekti. Türkiye toplumu eskisi gibi uysal olmayacak. Kentli gençler daha liberal görüşlü, daha bağımsız ve daha bilgili oldukları gibi siyasal katılıma ve demokrasiye susamış halde. Uyanan sivil toplumdan esinlenen yargı, itilip kakılmaya katlanmayacağını belli ediyor. AKP’nin gücü elinde toplamasını önlemek için sıradan yurttaşların ve sivil toplumun sesini yükseltmesi yetecektir. (“The failed autocrat,” Foreign Affairs, 22.05.2014.) (Zaman, 14.5.2014)
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020