Şahin ALPAY
Charlie Hebdo dergisini hedef alan terör saldırılarını protesto amacıyla Fransız hükümeti tarafından Paris’te düzenlenen “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne katılan 44 devlet ve hükümet başkanı arasında ne Obama vardı, ne de üst düzey bir ABD temsilcisi.
Çoğu Amerikan medyası derginin katliamdan sonra yayımlanan ilk sayısının kapağındaki Hz. Muhammed karikatürüne yer vermedi. Bunlarda bir anlam görmeyenler olabilir. Ben o kanıda değilim. Aşırı bir yorumda bulunduğumu söyleyecekler çıkabilir, ama ben bu tutum farkının Fransız ve Amerikan devrimlerinin niteliğine kadar uzandığı kanısındayım.
Fransa ve ABD’de modernleşme iki ayrı yol izledi. Fransa’da modernleşme, Fransız Aydınlanma düşüncesinin de etkisiyle Katolik kilisesini ve dini inançları hedef alan bir yorumuna dayandı. ABD’de ise, modernleşme kiliselere ve dini inançlara karşı olmadı. Her ne kadar iki ülkenin demokratik ve laik değerleri paylaştıkları sık vurgulanıyor ise de, din–devlet ayrılığına ilişkin anlayışları farklı oldu. Fransa’da din–devlet ayrılığı, aristokrasiye ve müttefiki olarak görülen Katolik Kilisesi’ne karşı yapılan devrim sonunda gerçekleşti. Dini inançları modernleşmenin engeli olarak gören anlayışla, devlet dini inançları düzenleyici ve sınırlandırıcı bir rol üstlendi; bu rejime de “laicite/laiklik” adı verildi.
ABD ise, Avrupa’da dini inançları yüzünden baskı ve zulme uğrayan, çok farklı dini inanışlardan göçmenler tarafından, Anglikan Kilisesi’yle dini devletleştiren Britanya’ya karşı verilen bağımsızlık savaşıyla kuruldu. Bu nedenlerle Amerikan modernleşmesi dini inançları modernleşmenin engeli olarak görmedi. Aksine, ABD anayasası din ile devlet arasına duvar çekti, din ve vicdan özgürlüğünü güven altına aldı. ABD’nin bugün en modernleşmiş ve aynı zamanda en dindar toplum olmasının muhakkak ki bu anayasayla ilgisi var.
Fransa ve ABD arasındaki fark, sadece modernleşmelerinin farklı bir yol izlemesinden, birinin dini denetleyen laikliği, ötekinin dinle devleti ayıran sekülarizmi kabul etmesinden ibaret değil. Fransa, İkinci Dünya Savaşı’nda ırkçı milliyetçi Nazilerin işgali altında kaldı. Naziler Fransa’da kendileriyle işbirliği yapan bir Vichy hükümeti bile kurdular. ABD ise ırkçılıktan payını fazlasıyla aldı, ama Nazi işgali altında kalmadı. Fransa dahil Batı Avrupa’yı Nazi işgalinden kurtaran ABD oldu.
Nazizm tecrübesinden geçen Batı Avrupa ülkeleri, savaş sonrasında Avrupa Konseyi’ni kurdular; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzaladılar, üye devletlerin sözleşmeye uymalarını denetlemek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni ihdas ettiler. AİHS–AİHM içtihadları, AB müktesebatının da bir parçası oldu. Bu müktesebat şiddet kışkırtıcılığı yanında nefret söylemini, yani cinsiyeti, etnik kökeni, dini inancı, ırkı, engelli olması ya da cinsel eğilimi nedeniyle bir kişi veya gruba sözlü saldırıyı suç saymakta ve cezalandırmakta. Fransa da bu müktesebatı paylaşıyor.
ABD’de Yüksek Mahkeme’nin geliştirdiği hukuk müktesebatı ise, kanunsuz eylemleri tahrik ve teşvik bakımından “mutlak / yakın tehlike” arzetmediği sürece, ifadenin, söylemin suç sayılamayacağını öngörüyor. Nefret söylemini suç sayan yasalar sadece California eyaletinde mevcut. Kısacası, ABD’de hukuki mevzuat Fransa’ya nazaran çok daha esnek.
Fransa ile ABD arasında belki bir farktan daha söz etmek mümkün. Fransa’da (Charlie Hebdo tarafından iyi temsil edildiği söylenebilecek) hayli güçlü bir laik köktenci gelenek var. Oysa ABD’nin gelenekleri dini inançlara saygıyı telkin etmekte.
Bütün bunlardan Türkiye için çıkarabileceğimiz sonuçlar var mıdır? Gelecek yazıda.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020