Selami GÜREL
Bazı anlarda zaman beklediğimizden çok daha hızlı akabiliyor. MHP başkanı Bahçeli’nin DEM PARTİ’lilerle el sıkışarak başlattığı süreç, uzun bir süre çok yavaş ilerlemiş, çoğumuza nefesini tutturup, belirsizlik –kısmen de umutsuzluk- yaratmıştı. Öcalan ile yapılan ilk görüşmeler, bu belirsizliği biraz dağıtmış olsa da 27 Şubat’a kadar devam etmişti. 28 Şubat çağrının Yerel ve Dünyadaki olumlu etkilerini yansıtırken, bu sabah PKK’nin de, Öcalan’a uyacağını ve Ateşkes Kararı aldığını açıklaması, zamanı hızlandırdığı gibi, karamsar havayı daha da dağıttı. Hemen yazının başında bir açıklama yapayım: Yaşanan süreç şimdilik -ve sadece- bir Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı. Arkasını, kimimiz içinde kimimiz dışında yaşayarak göreceğiz.
Öncelikle, “bu günlere nasıl gelindi?” sorusuna yanıt ararken, bir de hafıza tazelemesi yapmak biraz zorunlu. Malum, eskilerin deyişiyle, “hafızayı beşer nisyan ile maluldür.” (*)
Daha önceki yazılarımda bahsettiğim için bu yazımda kısa bir hatırlatma yapıp devam edeceğim. Birinci emperyalist paylaşım savaşı –Rus, Alman, Avusturya/Macaristan ve Osmanlı- imparatorlukların parçalanıp, yerine onlarca kukla “ulusal” devlet kurulmasıyla sonuçlandı. Konumuz Kürtler ve devletsiz kalmış halklar olduğu için, Ortadoğu ve Osmanlı imparatorluğu ile sınırlayacağız.
İngiltere, -Çarlık- Rusya ve Fransa arasında Mayıs 1916 tarihinde imzalanan Sykes-Picot gizli antlaşmasıyla Osmanlı devletinin toprakları paylaştırılmıştı. İngiltere bu paylaşıma bağlı olarak yeni kukla devletler kurdu. Yüzlerce yıldır bütünlüklü bir coğrafyada yaşayan Kürtler, kendilerini 4 ayrı devletin (Türkiye, Suriye, Irak, İran) sınırları içinde buldular.
Bu devletlerin hiçbiri Kürtleri dilleri ve kültürel kimlikleriyle kabul etmiyor, yok kabul ediyorlardı. Kürtlerin ve devletsiz olan halkların dramatik hikayesi böyle başladı.
Kürtler, Ermeniler, Pontuslular ve devletsiz diğer halklar çok ağır soykırımlara maruz kaldılar. Kürtler dışındakiler neredeyse Anadolu’dan silindi. Kürtlerin “şansı” sayıca kalabalık ve Müslüman olmalarıydı. Yoksa vahşette pek fark yoktu. Topal Osman çeteleri Karadeniz’de Pontusluları kiliselere doldurup diri diri yakarken, Dersim mağaralarında Kürtler “fare gibi zehirleniyordu.” (Bu söz, o zamanın Elazığ Valisi, daha sonra Demirel’in Dışişleri Bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil’e aittir)
Buraya kadar oldukça yüzeysel anlattığım, parçalanmışlığı, kimliksiz hale getirilişi –örneğin Suriye’de vatandaş bile değillerdi- büyük bir öfke birikimine yol açtı.
Dünyada başlayıp Türkiye’ye de sıçrayan 1968 devrimci gençlik hareketi, Kürt sorununa daha hassasiyetle yaklaştı. İbrahim Kaypakkaya, döneme göre, aydınlatıcı teorik yaklaşımlar sergiledi. Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önceki son sözünü, “Yaşasın Kürt ve Türk Halkının Kardeşliği” sloganıyla bitirdi. Yetmişli yılların ortasına doğru Türkiye Sosyalist Hareketleri kitleselleşirken 1978 yılında PKK ortaya çıktı.
12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte idamlar, işkenceler, ağır bir saldırı dönemi başladı. Ve Çok acı bedeller pahasına elli yıla yakın süredir -3 gün öncesine kadar- devam eden bir savaş başladı.
Bu savaşın tüm bilançosunu çıkarmaya bu yazının satırları yetmez.
90’lı yıllarda 4.000 (dört bin) köyün geri dönülemeyecek biçimde boşaltıldığı, en az 4-5 milyon insanın topraklarından sürüldüğü, milyonlarca gencin doğduğu toprakları görmeden büyüdüğü, ailelerinin çektiği acılarla kimlik ve kişilik bulduğu bir süreç…
Rakamlar muhtelif, ama ekonomistlerin mutabık olduğu; bu savaş için DÖRT TRİLYON DOLAR harcandığıdır.
Halen gidilemeyen -yasaklı- yüzlerce yayladan, toprakta gömülü mayınlardan, yakılan ormanlardan bahsetmedik, tahrip edilen doğanın, zaten maddi bir karşılığı yok…
Yeni süreçle, silahların, ölümlerin, ahlaki yıkımların, çevresel tahribatların yerini, demokratik ve barışçı politikaların alma ihtimali doğdu. Yüz binlerce insan, özellikle Kürt illerinde Öcalan’ın açıklamasını nefesini tutarak, ağlayarak dinledi.
Kürt, Ermeni, Rum, Süryani, Laz, Hristiyan, Alevi, Sünni, dinli, dinsiz, tüm toplumsal farklılıkları umut ve heyecan kapladı. Ülkenin önemli aydınlarından, cesaret verici pozitif yorumlar yapıldı, toplumsal sorumluluklarımız hatırlatıldı. Türkiye’nin komşu ülkelerindeki Kürt oluşumları, sürece pozitif katkı sunacaklarını deklare ettiler. Avrupa devletlerinin tamamına yakını, hatta ABD süreçten duydukları memnuniyeti bildirdi. Kürt Halkı yekvücut kararın arkasında durdu.
Böylesine pozitif politik atmosfer bizim ülkemizde çok az görülür. Görüldüğünde de çoğu kez arkasını getiremeden çeşitli akametlere uğrar. Ama bu bir mukadderat değil, asla da olmamalı. Birilerinin barışı engellemek isteyebilir, kendi çıkarlarını toplumun suni “iç çelişkilerini” kışkırtmakta bulabilir, savaş baronlarının, silah tekellerinin sözcüsü olabilir. Ama biz halkız ve milyonlarız, onlardan çok daha güçlüyüz, toplumsal sorunlarımızı savaşsız, silahsız, demokratik koşullarda çözebiliriz.
O nedenle biz barışa, demokrasiye odaklanalım, çevresel yıkıma karşı duralım, denizlerin, yaylaların, derelerin korunmasını savunalım. Milyarlarca canlı türünün yaşadığı böylesi zengin bir doğayı çocuklarımıza, torunlarımıza emanet edelim. Onlar da birbirine benzemeyen halklarla, kültürlerle dillerle, dinlerle bir arada yaşamanın bir zenginlik olduğunu fark etsinler.
“Anlamsız savaşlar için verecek tek bir canımız, tek kuruşumuz yok” diyelim.
Ve barış kazansın!
(*)Toplumsal hafızanın unutkanlık gibi bir sakatlığı vardır.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023