Selami GÜREL

Barışmak bizde neden bu kadar zor?
9.02.2025
287

İktidar ortağı ve MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle mecliste tokalaşmasıyla başlayan süreç bugüne kadar geldi. Ama açıkçası, bu satırların yazarı ben de dahil, neyin ne olduğunu, hangi yöne evrileceğini kimse bilmiyor. Ben kendi adıma süreci elimden geldiğince dikkatli titiz takip etmeye, becerebildiğim kadarıyla kendime bireysel sorumluluk yüklemeye çalışıyorum. Öncelikle tereddüt etmediğim ilk şey: En kötü barışın, en iyi savaştan iyi olduğuna inanmam. Bir de barıştan “teslim olmayı” anlamadığım. Yaklaşık bir ay önceki yazımda belirttiğim gibi, savaşanların kendi durumlarını iyi bildiklerinden hareket ediyorum.

Bizim coğrafyamızda halen “büyük bir sorun” olarak yaşanan bu durum çeşitli batılı ülkelerde, yine mücadeleyle, ama çok daha kolay çözüldü.

Bunlara en iyi örnekler, Belçika, Galler, İsviçre, İspanya sayılabilir.

Bizim coğrafyamızda neden çözülemediğinin yanıtı çok daha uzun.

Tam burada Avrupa’ya dönüp tarihte çok önemli yer tutan bir politik kişilik ve olaydan, toplumsal etkilerinden bahsedeceğim.

1969 yılında Almanya’nın ilk Sosyal Demokrat Başkanı olarak göreve gelen Willy Brandt, ülkesinin Doğu Bloku ülkeleriyle barışmasını önemli hedefleri arasına koyar. 1970 yılında Polonya ile Varşova, Sovyetler Birliği ile Moskova anlaşmasını imzalar, ilk yurtdışı gezisini Polonya / Varşova’ya yapar.

Bu şehir 2. Savaş esnasında Yahudilerin soykırıma uğradıkları, Varşova Gettosu ve kurbanlar için dikilen bir anıtla tanınır. Brandt ekibi ve gazetecilerle anıtın önüne geldiğinde, herkes, doğal olarak, elindeki çiçek çelengini anıta bırakıp ayrılmasını beklerken, Brandt çelengi bıraktıktan birkaç saniye sonra, dizlerinin üstüne çöküp, bir dakika sessizce beklerken, gazeteciler, onu fotoğraflamaya başlarlar.

 Brandt, 1989’da çıkan "Hatıralarım" adlı kitabında bu tarihsel olayı şöyle anlatır; “Bana halen o hareketini önceden planladın mı diye soruyorlar, kesinlikle hayır. Etrafımda duran gazeteci ve foto muhabirleri kadar yakın arkadaşlarım da şaşırmıştı. O davranışımı planlamadım. Bütün Nazi cinayetleri, toplama kampları, işkenceler, kötülükler ve insanlık dışı davranışlar için insanlıktan özür diledim."

Konuya Brandt’dan başlamışken, bu olayın siyasi, insani sonuçlarından devam edelim. Bu eylem kısa vadede, Brandt’ı Almanya nasyonalistlerinin hedefi yaptı. Ama bu uzun sürmedi, yarattığı politik, ahlaki değerler hızla öne çıktı. Brandt Hitler Faşizminin katlettiği 6 milyon Yahudi’nin katli için ülkesi adına özür diledi ve bir çığır açtı. Çünkü bu soykırım suçları için, insanlık adına dilenen ilk özürdü.

Arkası hemen gelmese de daha sonra geldi.

Hollanda 2000 yılında, 2. Savaşta ayrımcılık ve zulüm yaptığını itiraf etti, Yahudi, Roman ve Endenozyalılardan özür diledi. Kanada 2008, ABD 2010 yılında Kızılderililere yaptıkları soykırım için özür dilemeleri, Fransa’nın 2017’de Cezayir’den özrü bunları takip etti. Tüm bu gelişmelerde Brandt’ın Avrupa’da bir ilk olarak bıraktığı miras çok önemliydi.

“Keşke bizim de bir sosyal demokrat Willy Brandt’ımız olsaydı” demenin bugün anlamı yok, Erdal İnönü’nün çabalarını saymazsak, hiç olmadı

Biraz da barış ve savaş üzerine. Bu konuyu uzun tutmaya niyetim yok. Sosyalistlerin başına gelen ilk barış antlaşması Brest–Litovsk Barışı üzerine yazmak istiyorum.

Antlaşma, 3 Mart 1918 tarihinde, Sovyetler Birliği’nin ilk 5 aylık iktidarı döneminde gerçekleşir. Birinci paylaşım savaşını bitiren antlaşmadır.

Sovyetler Birliği’nde savaşın devamından yana olan sosyalistler de azımsanmayacak sayıdadır. Bolşeviklerin kararı “savaşa barışı tercih etmektir”

Sovyetler Birliği bu antlaşmayla nüfusunun %34’ünü, topraklarının %32’sini, Sanayi endrüstrisinin %54’ünü, demir yollarını %33’ünü, demir cevherinin %73’ünü, kömür madenlerinin %90’ını kaybetmiştir.

O antlaşma Birinci Dünya Savaşını bitirmiştir.

Bizim coğrafyamızda da bir Willy Brandt görme umuduyla, Tüm insanlık adına, barışın kazanmasını diliyorum…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar