Sema İZOL
Epey bir zamandan beri gündemde olan ve 2013 tarihinde siyaset kadrosunca “bu kez artık gerçekleşiyor” dedirtecek yoğunlukla güncelleşmiş iken tekrar çeşitli gerekçelerle ertelenen Kürdistan Ulusal Kongresi; tarihsel olduğu kadar güncel olarak da bugün önemini koruyor. Kürdistan’da, Kerkük’ten Kobanê’ye uzanan uzun hatta savaş halinin devam ettiği diğer yandan kimi parçada bağımsızlık kimisinde federasyonlaşmanın gündemde olduğu günümüz koşullarında Ulusal Kongre (UK) daha bir önem kazanmıştır. Denilebilir ki, Kürdistan’ın, Kürt halkının tarihsel geçmişi, ulusal bir kongrenin toplanması için zorunluydu bugün bu zorunluluk daha yakıcı olarak kendini dayatıyor.
Kürdistan’ın 1920’lerde dönemin iki büyük emperyal devleti Britanya ile Fransa tarafından Sykes –Picot gizli planı çerçevesinde bölge devletleri arasında parçalanıp bölüştürülmesinin trajedisi üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen halen devam ediyor. İşgalci, jenositçi Türk, Arap, Fars yönetimlerinin Kürdistan’ı sömürgeleştirerek üzerinde kurduğu dörtlü kelepçe altında Kürt halkı nefes almakta zorlanıyor. Bu kelepçenin kırılması, öncelikle dört parçada ulusal demokratik güçleri kucaklayacak bir UK ile mümkün olabilirdi, halen de öyle. Bundandır ki Kürt halkı ve siyaseti UK’yi hep gündeminde tutmuştur ve bundan sonra da Kürdistanlı komünistlerin, devrimcilerin ve ulusalcıların hep gündeminde kalacaktır.
Peki, bundan iki yıl önce hem Türk, Kürt basın ve kamuoyunda hem de dış basın organlarında geniş yer tutan Kürdistan Ulusal Kongresi çıkışı nasıl gerçekleşti ve ne oldu da ertelendi?
Bir kere Ulusal Kongre’nin 2013 yılında gündeme gelmesi tesadüfî değildi. A. Öcalan’ın 2013 Newroz’undaki açıklamaları sonrasında M. Barzani, “Sayın Öcalan’ın açıklamalarına katılıyorum ve destekliyorum” ifadesini kullandı. Daha sonra A. Öcalan’ın Diyarbakır, Ankara, Avrupa ve Hewler’de kongrelerin düzenlenmesini ve “Misak-ı Milli Komitesi”nin kurulmasını istedi. Bu istem doğrultusunda Diyarbakır’da, Ankara’da ve Avrupa’da kongreler yapıldı. HDP milletvekilleri Leyla Zana, S. Süreyya Önder ve KNK Eş Başkanı Nilüfer Koç’tan oluşan bir heyet, Öcalan’ın mektubunu Barzani ve Talabani’ye iletmek üzere G. Kürdistan’a gittiler.
Bu ziyaretin ardından Hewler’de M. Barzani’nin başkanlığında 24-26 Ağustos’ta dört parça Kürdistan’dan siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve halk önderlerinin katılacağı bir konferans yapılması kararı alındı. Ancak yapılması planlanan bu konferans kimi “teknik” hazırlıklar nedeniyle 15-17 Eylül 2013’e ertelendi. Tarihi belirlenmiş Eylül Konferansının da Güney’deki genel seçimler nedeniyle 25 Kasım 2013 tarihine ertelendiği basına yansıdı. Fakat 25 Kasım’da yapılacak bu konferans da gerçekleştirilemedi. Tüm bu kronoloji, UK çağrısının A. Öcalan- M. Barzani üzerinden gerçekleştiğini gösterir bizlere. Tabii buna İmralı sürecinin taraflarından ve Barzani’nin son dönemlerde yakın müttefiki olan Türk devletini de işin içine katmak gerekir.
Oluşturulan Kongre Hazırlık Komisyonu’nun sağlıklı çalışamaması ve önemlisi Ulusal Kongre’nin toparlanması konusunda anlaşamaması üzerine, hem Kürt basını ve kamuoyunda hem dış basında hem de özelde PDK VE PKK taraflarınca çokça tartışma yürütüldü. Tartışılması da gerekiyor.
UK’nin toplanamamasının nedenleri pek çok siyasetçi tarafından değerlendirildi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin, kongrenin bütün partilerin ortak kararıyla ertelendiğini söylerken, kimi teknik hususlar da bulunduğunu, ancak esas erteleme gerekçesinin Rojava konusundaki ihtilaflar olduğunu vurguladı. Fuat Hüseyin, “delege seçiminde de sorun yaşandığını, örneğin Doğu Kürdistan partilerinin her parça için 150 delege önerisinde bulunduğunu, ancak PKK'nin Kuzey'de daha fazla nüfus bulunduğu için bunu kabul etmediğini” ifade etti. KCK Dış İlişkiler Komisyonu ise yaptığı açıklamada; “Hareketimiz, biri kadın olmak üzere Eşbaşkanlığı savunmuş, delegelerin sayısıkonusunda ise bir tartışma yürütülmemiştir. Delegeler konusunda Sayın Hewramani’nin verdiği sayılar doğru değildir; aksine Güney Kürdistan delegesiyle Kuzey Kürdistan delegelerinin eşite yakın olmasını isteyen kendileri olmuştur. Kaldı ki tüm bu konular tartışma aşamasındaydı. Herhangi bir karara varılmamıştı. Tıkanma, hazırlık komitesi ve gerekli kurumların zamanında toplanıp kongre zamanını tespit edememesinden kaynaklanmıştır. Bilindiği gibi önceden bir tarih tespit edilmiş, ancak Güney Kürdistan'da seçimler olunca Ulusal Kongre çalışmaları tavsatılmış ve bilinmez bir tarihe ertelenmiştir.” diyerek topu karşı tarafa atmıştı.
Bölgedeki iki güçlü Kürt yapısının UK’nin toplanamamasına ilişkin tartışmaları ve ulusal sorunun çözümündeki konsept farklarını şimdilik bir yana Kongre Hazırlık Komitesi’nin ve yine Kürt siyasetinin başat iki partisinin önde gelen isimlerinin yaptığı açıklamalar, Kürdistan’da Ulusal Kongre’ye umut bağlayan ve bu Kongre’ye yurtsever duygularla anlam yükleyenlerde tam bir hayal kırıklığı yaratmıştı. UK Hazırlık Komitesi adına yapılan açıklama: “ Kongre hiçbir devlete karşı değildir” ya da KCK yöneticisi ve aynı zamanda Kongre Hazırlık Komitesi üyesi Ronayî Serhad: “ Kürt halkının birliği hiçbir güce ve devlete karşı değildir”; yine bu seçimlerde HDP’den milletvekili olarak seçilen DDKD Başkanı İmam Taşçıer: “ Kongre hiçbir devlete karşı değildir” türünden açıklamalar olsa olsa sömürgeci devletlerin aklını alaya almak olur! Çünkü Kürdistan’ın işgal altında tutan dört devlet şunu gayet açıkça bilir ki; Kürtler dört parçada UK toplayacaklarsa bu, esas kendilerine karşı olacaktır.
Demek istediğim Kürt siyaseti tahkiyeyi bıraksın. Demek istediğim UK; Birinci Dünya Savaşı sonrasında Kürdistan’ı bölüp parçalayıp sömürge haline getiren, neredeyse yüz yıldır Kürt halkını inkar eden, kıyımlara uğratan devletlere ve onların oluşturdukları sistemlere karşı gelmeyecek de neye karşı gelecektir?
Demek istediğim siyaset taktiği adına da olsa, UK’nin “hiçbir devlete karşı olmadığını” ifade etmek yanlıştır hatta gülünçtür. Ayrıca UK “hiçbir devlete karşı değildir” demek Sykes- Picot’la çizilen düzeni ve bölgedeki sömürgeci egemen güçlerin çizdiği sınırları ve Kürt halkına uyguladığı baskıyı, ret ve inkâr politikalarını da onaylamak demektir.
Kürt/ Kürdistan meselesine ilişkin “ulus devlet istemiyoruz, ulus devlet kötüdür” diyenlerin Kürtlerin dört parçada ulusal birlik arayışlarına girmeleri gerektiğinden söz etmelerinin karşılığı ise yoktur. Unutulmamalıdır ki Kürdistan Ulusal Kongresi, meşruiyetini “Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı”na dayandırmazsa, Kürtlerin devletleşmesi hakkını savunmazsa o zaman ne için gereklidir neye yarar diye sorulacaktır, sorulmalıdır. Buradan bakıldığında bugün Güney’in bağımsızlığını ve Rojava’nın statüsünü yarın öbür parçaların durumunu gündemine almayan, bu meseleyi tartışmayan UK’nin toplanması anlamlı değildir.
UK neden toplanamıyor? Bunun elbette birden fazla nedeni var ve bunlar tartışılmalıdır. Ama Kerkük’ten Kobanê’ye Kürt halkının özellikle savaşçılarının devletsizliği iliklerinden hissettikleri günümüzde daha çok tartışılmalıdır. Halihazırda Güney Kürdistan’ın bağımsızlık arayışları, Rojava’da IŞİD’e karşı YPG/J güçleriyle Peşmergenin yan yana mücadele etmesi gibi olumlu gelişmeler yaşanırken Şengal ve Kelaşin bölgeleri üzerinden gelişen ihtilaflar ve “ulus devlete karşıyım” diyerek Güney’in bağımsızlığına, devletleşmesine karşı duruş sergileyen PKK olgusu ortadayken Kürdistan’da ortak irade olarak bir ulusal kongre düzleminde oluşma şansı şu an için pek mümkün görünmüyor. Görünmüyor diye bırakmak mı gerekiyor? Hayır tersine başta etkin olan ulusal partilerimiz olmak üzere herkesin şimdi daha fazla UK hedefine kilitlenmeleri gerekiyor.
Öyle ki ortak bir iradenin oluşması, birliğin sağlanması dört parça Kürdistan’daki tüm ulusal, liberal, İslami, devrimci, komünist parti ve örgütlerin önünde tarihi bir sorumluluk olarak duruyor. Bu uğurda başta Kürdistan’ın büyük partileri olmak üzere tüm siyasi güçler, Kürt/ Kürdistan halkının çıkarlarını her zaman kendi basit örgütsel çıkarlarının üstünde tutmalıdır. Hele hele emperyal ve bölge sömürgeci güçlerinin Kürdistan coğrafyasına giydirmiş oldukları bu deli gömleği artık yırtılmaya başlamışken…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2015
5.02.2015
1.02.2015
26.06.2015