Şevki ÇELİKCİ
Eve gelişimle birlikte, ev tam bir bayram havasına büründü, görülmeye değer bir durumdu. Eşim, çocuklarım hep birlikte idik. Küçük kızım Görsem, beni tanımıyor, benden devamlı kaçıyordu. Üç yaşını geçmiş, konuşuyordu. Israrlarımız sonrası nihayet “baba” demese de “babacık” demeye başladı. Büyük kızım Vildan, ilkokul üçüncü sınıfa gidiyordu. Böylelikle ailemizin yaşantısında yeni bir dönem başladı.
İş bulmak zorunda idim. Çok geçmeden o da oldu. Özellikle belirtmeliyim, içerde iken bana ve eşime, maddi ve moral desteğini esirgemeyen Ahmet Altınsoy ağabeyimiz, iş bulmama da yardımcı oldu. Yine 1979 yılında TKP tarafından kurulan, Halk Tüketim Kooperatifi’nin yöneticisi idi. 12 Eylül yönetimi nasılsa kapatmamıştı. Ahmet Altınsoy, Kooperatif’te çalışmamı önerdi. Kabul edeceğimi söyledim. Ancak, yeni bir iş bulursam ayrılabileceğimi de söyleyerek. Çünkü benim gibi daha çok işsiz vardı. Birlikte tahliye olduğumuz yoldaşların hepsi işsizdi. Ben işe başladım, bir iki ay sonra Etibank İşletmesi’nde, özel bir kuruluşta iş buldum. Yeni bir fabrika kuruluyordu, iş bulduğum yer oradaki montaj şirketi idi. Nihayet, işe başladım. Etibank sahasına girmek için yaka kartı gerekiyordu. Bu da Etibank İşletme Müdürlüğü’nden alınıyordu. Bizim montaj şirketinin sahibi bana yaka kartı almaya gittiğinde ters yüz geri geldi. Bana dönüp “Ne yaptın sen bu adamlara yahu” dedi. Pek tabiî ki kartı alamamıştı ve böylelikle bizim buradaki işimiz de başlamadan bitti. Ahmet Altınsoy, beni tekrar işe çağırdı. İşe ikinci kez başladım. Bu arada Sıtkı Değirmencioğlu’da Halk Koop’ta işe başladı.
Kooperatif yöneticisi arkadaşlar ve içerden çıkan yoldaşların bazıları ile bir toplantı yaptık. Çünkü bu iş konusu sadece benim değil, içerden çıkan ve çıkacak olan yoldaşlarımızın hepsi için geçerli idi. Yaptığımız toplantıda bazı kararlar aldık. Kooperatifi geliştirerek şubeler açılmasına karar verdik. Böylece daha fazla kişinin çalıştırılması sağlanacaktı. Böyle de yaptık. Tek bir mağazada faaliyet gösteren Kooperatif’i, bir iki yıl içinde yoğun çalışarak, üç ve dört mağazaya çıkardık. Satış şubeleri çoğalınca, depo sayısını da artırdık. Böylelikle Kooperatif, önceleri üç veya dört işçi çalıştırırken, üç dört yıl sonra otuzüç sigortalı işçi çalıştırır duruma geldi. Bir de beş kişilik yönetimi eklersek, kurumdan otuzsekiz kişi para alır duruma geldi. Yönetim, fazla para almazdı. Onlar da bizim arkadaşlarımızdı. Genellikle başka işyerlerinde çalışırlardı. Bu iş, biz komünistlerin gerçek bir başarısı idi. Her şey yoktan var edilmişti. Daha sonraki yıllarda, öbür içerden çıkan yoldaşların da iş alanı oldu. Anlayışımız gereği Muzaffer yoldaş, çalışmaya başlar başlamaz müdürlük görevine başladı. Mükemmel işler başardık. O atılımlar da zaten Muzaffer arkadaşın müdürlüğü döneminde gerçekleşti. Ama kelimenin tam anlamı ile tüm yoldaşlar varını yoğunu ortaya koyarak çalıştılar. Mükemmel işler başarıldı. Mal nakli için iki adet araç satın alındı. Bu arada bize hapislikle birlikte sürgün cezası da verildiğini daha önce belirtmiştim. İşte iki yıl geçtikten sonra, sürgüne gitme zamanı da geldi. Yine ortalık karışacak işsiz kalacağız düzen alt üst olacak. Yine sağ olsun Ahmet Altınsoy, dâhiyane bir buluşla, “Siz sürgüne giderseniz, eşleriniz sizin yerinize işe girsin, böylelikle bu iş de böylece hallolsun” dedi. Öyle yaptık, biz de sürgün yerine gittik.
Bu arada da sürgün cezalarının kaldırılması gündemde idi. Vekâletimizi Manisa’da Erdoğan Yetenç isimli bir avukata verdik. Bir hafta içinde işimizi halletti, sürgün cezalarımız kaldırıldı. Erdoğan Yetenç bizden para da talep etmedi. Daha sonraki yıllarda milletvekili oldu. Biz yine Bandırma’ya döndük. Şimdi farklı bir durum daha ortaya çıktı. Şimdi ne olacaktı? Eşlerimiz ne olacaktı? İşte yukarıda değindiğim o atılımlara hız verilerek bitirildi. Eşlerimizin çıkarılmasına gerek kalmadan bu işte çözülmüş oldu. Kooperatif’teki çalışmamızın ilk yıllarında polis, oldukça rahatsız etti. Belli aralıklarla bizi Emniyet binasına çağırarak gözdağı vermeye çalıştılar. Ama sökmedi, biz gerek iş ile ilgili çalışmalarımıza, gerek politik çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Polis Müdürü bizi yıldırabileceğini zannetti, ama hep havasını aldı.
Aradan geçen aşağı yukarı üç yıl sonunda, yine parti bizimle bağ kurdu ve partili yaşama geri döndük. Muzaffer Duymaz, yine Bölge Sekreteri’miz oldu. O dönemde, partimiz TKP ile TİP’in (Türkiye İşçi Partisi’nin) birleşme çalışmaları hız kazanmış ve sonuçlanmıştı. Yeni partinin adı TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi) oldu. Partinin Genel Başkanlığı’na Nihat Sargın, Genel Sekreterliğe de Nabi Yağcı getirilmişti. Yurt dışında gelişen bu birleşme sonunda, liderlerin yurda dönmesi kararlaştırılıyordu. Bunu takip eden günlerde dönüşler gerçekleştirildi. Ancak liderler döner dönmez tutuklanarak cezaevine kondular. Uzun uğraşılar ve mücadeleler sonunda tahliyeleri sağlandı. İki yıla yakın bir süre devam eden Ankara’daki mahkemelere düzenli bir şekilde gidilerek moral takviyesi sağlanmaya çalışıldı. İleriki yıllarda gönülden bağlı olduğumuz Dünya Sosyalist Sistemi çöktü. Burjuvazi tarafından daha iyi olacağı söyleniyordu. Ama görüldüğü gibi geçtiğimiz yirmi yılda, gözyaşı ve kandan başka ortada bir şey yok. Hastalıklar artıyor, açlık, sefalet ve savaşlar dünyanın dört bir yanında kol geziyor. Sosyal haklar budanıyor, örgütsüzlük artıyor. Gelir dengesizliği arttı. Milliyetçilik tam bir baş belası, devamlı pompalanıyor. Dincilik, çıkarlar uğruna kullanılıyor. 12 Eylül’ün getirdiği tahribat, emekçiler açısından bir türlü giderilemiyor. Sosyalist Sistem’in çökmesi, bizi de derinden etkiledi.
Siyasi alandaki bu hızlı gelişmelere paralel olarak, çalıştığımız işyerinde de, çeşitli çalkantılar baş gösterdi. Partili olmanın verdiği dayanışma ile o güne kadar olan sorunları aşmıştık. Daha doğrusu aştığımızı sanmıştık. Aşağıda da anlatacağım gibi aşamadığımızı çok geç anlayacaktık. Şimdi, bizim Halk Koop’ta çalışma sistemi kabaca şöyle idi. İşyerinde patron yoktu, sadece koordinasyonun sağlanması, yasal işlemlerin yerine getirilebilmesi için bir yönetim kurulu, bir de müdür vardı. Bir de çeşitli şubelerde, sorumlu arkadaşlarımız görevler almışlardı. Bütün kararlar ve uygulamalar, en tepedekinden en alt kademedekilere kadar, ortak kararlar ve onaylar sonucu yürürlüğe sokulurdu. Örnekleyecek olursak, ücretlerin belirlenmesi: Her yılsonu yapılan toplantılarda müdür arkadaş bilançoları açıklar, herkes görüşlerini belirtir ve en sonunda bir konsensüs sağlanırdı. Belirlenen ücretler böylece yürürlüğe girerdi. Bir örnek daha: Bir şube mi açılacak? Yine bütün arkadaşlar toplanır, görüşler ve öneriler açıklanır, bir karara varılarak uygulamaya sokulurdu.
Bu arada Zonguldak maden işçilerinin grevine yardım çalışmaları başlattık. Kooperatif’in de katkısı ile bir kamyon malzeme Kooperatif’in kamyonu ile gönderildi. Burada bir felaket yaşadık. Dönüşte kamyon kaza yaptı ve bir arkadaşımız (şoförümüz) Rıfkı Dursun öldü. Bir arkadaşımız da Şerafettin Kutlu da ağır yaralandı. Çalkantılı döneme bir de bu olay eklenmişti.
Bütün bu uygulamalar ortada iken ortalık yavaş yavaş karıştı. Her şey tersine, yani olumsuzluğa doğru yol almaya başladı. Sosyalist Sistem’in dağılması, Sovyetler Birliği’nin çökmesi, buna paralel bizim içinde bulunduğumuz politik durum açmazları, arkadaşlarımızı kötü etkiledi. Bazı arkadaşlar, kendilerinin kandırıldığını öne sürecek kadar zavallı duruma düştüler. (Sonraki yıllarda o arkadaşlarda toparlanma belirtileri de oluştu.) Belirttiğim yukarıdaki örnek çalışma modeli, işte içinde bulunduğumuz bu kaotik ortam sonucu bozuldu, sabote edildi. Sendika getirilmeye çalışıldı. Yapımız gereği sendikaya karşı değilim ama sendika ne yapacak Kooperatif’te. Patron da biziz, işçi de biziz. Sendikacılık mı oynayacaktık? Söylemeliyim ki Muzaffer ve ben bu uygulamalara şiddetle karşı çıktık. Acımasız bir saldırı başladı ikimize ve komünist değerleri savunan arkadaşlarımıza. Sadece bize karşı kampanya sürdürmekle kalmadı bazıları. Antikomünizm çalışmaları yapanlar oldu. Soljenitsin’in Gulag Takım Adaları kitabını dağıttılar sağda solda. Marksizm’e karşı bayrak açıldı. İşte yukarıda aştığımızı sandığımız ama aşamadığımız olay bu. Saç kesilmiş, önümüze düşmüştü. Bu gün düşünüyorum da iyi oldu galiba.
Bütün bu olumsuzluklara daha fazla dayanamayarak, çok sevdiğim Halk-Koop’tan Muzaffer arkadaşla birlikte ayrılmak zorunda kaldık. İşçilik hayatımda en uzun süreli çalıştığım işyeri de orası oldu. Sekiz yıl çalıştım orada. Üzüldüğüm konulardan biride şu: Son güne kadar ister işten çıkarılsın, ister işçi kendi çıksın, tazminatlar son kuruşuna kadar ödendi, ödenirdi. Muzaffer’in ve benim, Kooperatif’in kuruluşunda ve geliştirilmesinde büyük emeklerimiz olduğu halde, ikimize de tazminatlarımız ödenmedi. İşçilik hayatımda, beş altı defa işten atıldım, hep tazminatlarımı almıştım. Ama “bizim” gözü ile baktığımız işyeri, tazminatlarımızı ödemedi. Üstelik bazı eski yoldaşlarımız ayrılmamıza zil takıp oynar tavır takındılar. Bunlar bizim yoldaşlarımızdı. Bazılarını ben, bazılarını Muzaffer almıştı Komünist Partisi’ne. Ayrıldığımızda Muzaffer Müdür, ben ise Satın Alma ve Pazarlama görevlerinde idik. Tam kapasite çalışan bir büyük kuruluş bırakarak ayrıldık. Beş satış mağazası, dört mal deposu, depolar ağzına kadar ürünle doluydu. Otuz üç kişi sigortalı çalışanına ve beş yönetim kurulu üyesine maaş ödeyen bir işyeriydi. Hiç borcu olmayan bir kuruluş bıraktık. Sadece günü geldiğinde ödenecek çekler vardı. Yani elden alınmış hiç borç yoktu. Daha sonra ne mi oldu? Halk-Koop şubeleri teker teker kapandı, sağa sola borçlanmışlar, hacizler, mahkemeler gelmiş. En sonunda, 1996 yılında tamamen kapatıldı. Çok yazık oldu. Nasıl da geceli gündüzlü canla başla çalışmıştık. Yoktan var etmiştik. Bütün bu kırgınlıklarıma karşın bu arkadaşlarıma çok kızamıyorum. “Bir hata yaptılar” olarak değerlendiriyorum. Çünkü geçmişte biz, birlikte iyi işler yapmıştık, başarmıştık.
Kendi kurduğumuz kuruluştan ayrılınca, doğal olarak işsiz de kaldım. Yalnız eşim Hidayet, çalışmaya 1995 yılına kadar devam etti. Çocuklarımız Vildan liseye, Görsem ise ilkokula gidiyorlardı. Bir ara “Pazarcılık yapayım” dedim, olmadı. Bir birikim, sermaye gerektiriyordu. Başlamamla bitirmem bir ay sürdü ve bitti. Bu çaresizlik içinde düşünürken, eski çocukluk arkadaşlarımdan, Kaleflex Genel Müdürü Salih Yaldız aklıma geldi. Ona gittim. Onun da politik görüşü iyi idi. Kendini hep solcu, komünist olarak görür, ama bize biraz uzaktı. İş istedim. Tam da şöyle dedi: “Ne demek, pek tabiî ki burada çalışacaksın. Plastik Boru Fabrikası’nın sorumlusu olacaksın” dedi. Başvurumdan bir hafta sonra, beni işe davet etti ve işe başladım. Kaleflex Fabrikası’nda üç buçuk yıl çalıştım. İyi kötü günler yaşadım. Ama Salih Yaldız’ın yardımı, küçümsenecek cinsten değildi. Bu arada şunu da not edelim: Bandırma’da kurulu bulunan Yem-Mak (Yem Makineleri Fabrikası) var. Onun müdürü de benim ortaokul arkadaşım. Almanya’da okumuş, mühendis olmuş. Sonradan duydum, orada bizim parti üyesi imiş. İş için ona da başvurdum. Beni işe almamıştı. Oysa görünüşte aramız iyi görünüyordu. 1995 yılı ortalarında, Kaleflex patronu tarafından Salih Yaldız’ın işine son verilince, benim de (onun adamı olarak) işime son verildi. Bir kez daha işsiz kalmıştım. Kısa da olsa bu işyerindeki çalışmalarımı da anlatayım. Görevlerim arasında ürün gönderdiğimiz müşterilerin, bizden kaynaklanan sorunları olduğunda, problemleriyle ilgilenmek de vardı. İşletmenin nerede ise Türkiye’nin her yerinde satış noktaları vardı. Sorunları çözmeye çalışırdım. Bu nedenle zamanımın çoğunu yurdun çeşitli yerlerine seyahat etmekle geçirdim. Bu gezdiğim yerlerden biri olan Konya’daki bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. Bilirsiniz, Konya çok dindar olarak tanınan büyük bir kent. Orada bulunan Tıp Fakültesi’ne plastik boru satmıştık. Borularda bir arıza tespit edilmiş. Arızanın ne olduğunu belirlemek için fabrikanın arabası ile yanıma bir kişi daha alıp Konya’ya gittim. O sıralar yerel seçimler öncesi idi. Bilirsiniz seçim çalışmaları pek gürültülü olur ve eğlence havasında yapılır. Her taraf bayraklarla süslenmiş her yerden müzik sesleri geliyordu. Akşam saatlerinde varmıştık Konya’ya. İşimizi ertesi gün görecektik. Gece nerede iyi bir otelde kalacağımızı genç bir delikanlıya sorarak belirledik. Şimdi akşam yemeği yemek, biraz da rakı içmek istiyorduk. Konya’nın hali meydanda. Akşamüzeri az insan vardı. Sakallı genç bir delikanlıya, düzgün yemek yiyebileceğimiz ve biraz da çekinerek içki içebileceğimiz restoran sorduk. İnanır mısınız, o genç bizi ta restoranın kapısına kadar götürüp gösterdi. Bu olayı hiç unutamam. Bu işyerinde önemli anılarımın biri de Kıbrıs seyahati oldu. İstanbul’da ana bayilerden biri, kendi müşterilerine bir Kıbrıs gezisi düzenlemiş. Bizim fabrikadan da üç kişinin o müşterileri bilgilendirmesi için gelmesini istediler. Müdür Salih Yaldız, ben ve bir arkadaş olmak üzere biz de kafileye katıldık. Kıbrıs’a vardığımızın gecesi ve öbür geceler yani her akşam yemekle birlikte rakılar, şaraplar ve diğer içkiler su gibi tüketildi. O çember sakallılar ne biçim içiyorlar, şaşırmıştım. Bununla da kalmayıp kafayı bulunca, torunu yaşlarındaki stajyer öğrencilere sarkıntılık bile yaptılar. Daha bir sürü rezillik diz boyu idi. O gece ben de içmiştim ama bu durumları görünce insanlığımdan utandım.
Yeniden iş aramaya başladım. Komşularımızdan biri, yeni kurulan bir fabrikada çalışıyordu. “Bana da iş bulabilir miyiz?” diye sorduğumda ilgileneceğini söyledi. İlgilenmesi sonucu başvuru yaptım. Beni işe aldılar. Pek fena olmayan bir ücretle işe başladım. Bu işyeri aile hayatımızda derin değişiklere neden oldu. Daha sonraki aylarda, kızım Vildan da bu işyerinde işe girdi. Fabrikanın sahibi İsmail Tura ile anlaşarak ileriki yıllarda evlendiler. Ben daha sonra o işyerinden de ayrılmak zorunda kaldım. Patronun kardeşi ile anlaşamamıştık. Bir süre sonra o fabrikayı da satmak zorunda kaldılar ve sattılar. Nedenini sorduğumda, alacaklarını tahsil edemediklerini öğrendim. Bu nedenle borçlarını ödeyememişler. Yine işsiz kaldım.
Bir süre sonra, artık iş bulamayacağımı anladım ve kendi işimi kurmaya karar verdim. Pazarlarda zeytin ticareti yapacaktım. Daha önceden tanıdığım bir pazarcı, işi bırakacağını, tüm tezgâhlarını ve pazar yerlerini satılığa çıkardığını bana söyledi. Ben de daha önce edindiğimiz 1992 model Renault marka arabamızı 550 milyon liraya satarak, 1996 yılında bu işe başladım. Bu 550 milyon lira ile Biga, Gönen ve Bandırma’da birer pazar yeri, araç gereç, bir de 1974 model Anadol marka kamyonet aldım. Böylece on yıl sürecek olan pazarcılık hayatım başlamış oldu. Bu on yıl içinde neler mi oldu? Neler olmadı ki? İki kızımızın düğünü, bu dönem içinde gerçekleşti. Babam, bu dönemde öldü. Çok acı bir olaydı, babamı çok severdim. Babamın öldüğü gün, canım kızım Vildan, doğum yaptı. İki dünya tatlısı torunum, Çınar ve Defne doğdular. Acı ile sevinç bir arada. Doğrusunu söylemek gerekirse pek sevinemedim. Babamın vefatı, beni çok üzdü. Bir yandan da “İyi oldu” diye kendimi teselli ediyorum. Çünkü babam, beş aydır yatalaktı ve kendi başına hiçbir şey yapamıyordu. Her şeyini, kardeşim İsmail Hakkı ile beraber üslenmiştik. Annem de çok yaşlı olduğu için onun yapacağı pek bir şey yoktu. 30 Temmuz 2004 cuma günü saat 12’de çocuklar doğdu, saat 15’de de babam vefat etti.
Pazarcılık işi, bazı teknik nedenlerden ötürü son buldu. Nedenler ise şunlar: Biga’da kapalı pazaryeri yapıldı ve Belediye, Bandırma’dan ve Edincik’ten gelenlere, parasını ödemiş olsa bile yer vermedi. Ayırımcılık yaptılar. Daha sonra Gönen Belediyesi de aynı uygulamayı yapınca, zaten ticari durum da gün geçtikçe bozulduğundan pazarcılık işine son verdim.
Burada biraz geriye gidelim, yeni durumu anlatabilmek için. Hani demiştik, bizim sürgün cezamız nedeni ile eşlerimiz işe başlamıştı. Bu nedenle de sigortalı olmuşlardı. Eşim, tam onbir yıl kooperatifte çalıştı. Beş yıl da pazarcılıkta. Bağ-Kur’a ve de 3,5 yıl isteğe bağlı sigortalı olarak pirim ödedik. Eşim de 2005 yılında emekli oldu.
Küçük kızım Görsem’im, 2006 yılında evlendi. Şimdi kocasının işi gereği, Eskişehir Sivrihisar’da oturuyorlar. Şu an zaman zaman torunlarımızı ve kızlarımızın ailelerini, eşimle birlikte dolaşmaya gidiyoruz. Kitap okumaya ve bir şeyler karalamaya çalışıyorum.
Ya İŞTE BUGÜNLERE BÖYLE GELDİK. Bakalım daha neler yaşayacağız.
15 Aralık 2009, Bandırma.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2014
25.10.2013
16.10.2012
18.09.2012
3.09.2012
23.08.2012
20.08.2012
8.08.2012
2.08.2012
21.07.2012