Şevki ÇELİKCİ
Tutuklama olayına geçmezden evvel 12 Eylül’ün geldiği güne dönmek istiyorum. Herkesin de bildiği gibi 12 Eylül, ülkenin üzerine bir karabasan gibi çöktü. Her şeyi alıp götürdü. İşte o sabah yine işe gitmek için evden çıktım. Otobüs durağına vardığımda her yer ıpıssız idi. Sıkıyönetim ilan edilmiş, sokaklar bomboştu. Askerler devriye geziyor, benim gibi bilmeden gelenleri evlerine geri yolluyorlardı. Sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. Hemen eve döndüm. Eşimle birlikte evde ne kadar legal, illegal yayın varsa yakmaya başladık. O gün akşama kadar kitap yaktık. Sanki faşist Hitler Almanya’sı gibi, faşist 12 Eylül Cuntası kendi ellerimizle bize o güzelim, bin bir emekle hazırlanmış aydınlanma araçlarını yaktırıyordu. Ne acı bir olay! Ama faşistler şunu hep unuttular. Onurlu bir yaşamı seçmiş olan insanlar, hiçbir zaman böyle olumsuzluklara boyun eğmezler. Acıya dayanamadığımız anlık olaylar olur. Ancak insanın ileriye daha hızlı gitmesini sağlar, kamçılar. Yeri ve zamanı geldiğinde toplumsal mücadele ve o güzel ütopyanın gerçekleşmesi için komünistler, ölmeyi de göze alırlar. Bunu gerçekleştirirler de. Bunların örnekleri çoktur. Yine bu 12 Eylül döneminde önemli saydığım bir olay da şu: Tutuklanmazdan önce Ulvi Oğuz bana, pasaportumun hazır olduğunu, Moskova’ya Parti Okulu’na eğitime gönderileceğimi bildirdi. Ancak bu gerçekleşmedi. Çok kısa bir süre sonra TKP’ye karşı o korkunç kâbus gibi operasyon başlatıldı. Partili yaşamda şunu özümsediğimi söyleyebilirim: TESLİM OLMAMAK. Partiyi her şeyin üzerinde tutmak. Çünkü o, emekçi halkın biricik kurtarıcısı, gözbebeğidir. Yukarıda da değindiğim üzere TKP’ye yönelik linç operasyonu Mayıs 1981’de başladı. Bursa, Balıkesir, Zonguldak, Kocaeli, Bolu, Kastamonu, Sakarya illerine yönelik operasyonlar düzenlendi. Daha doğrusu bütün Türkiye’de düzenlendi de, bizim yargılandığımız dava, bu illerdeki yoldaşlardan oluşuyordu. Bandırma’da Ben, Sefa Çavuşoğlu ve Celal Işık Tuncer, 29 Mayıs 1981 Salı günü sabaha karşı, polis tarafından evlerimizden alındık. Polisin, evi bir araması vardı ki tam bir trajikomik olay. 40 günlük yeni doğmuş olan kızımız Görsem’in beşiğini ve üzerini bile aradılar. Ne bulacaklardı ki? Birkaç müzik kasetini aldılar. Zaten yayınların hepsini önceden imha etmiştik. Hiç aklımdan çıkmıyor kendi ellerimizle yok etmiştik. Şimdi o kitapları bulmak mümkün değil.
Polis karakolunda tam beş gün, üç arkadaş, sorgusuz sualsiz tutulduk. Nezarette bizim yanımızda bir de deli vardı. Üzeri kir pas içinde ve bitli idi. Bir de işemiş, pisletmişti
yedi metrekare odayı. İşte o beş gün, öyle bir odada geçti. Balıkesir’den gelen bir polis ekibi, üçümüzü bir minibüsle İl Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürdü. Daha Emniyet binasına girmeden gözlerimizi bağlayarak binanın dördüncü katına çıkardılar. Her birimizi ayrı ayrı, iki metrekare bile olmayan hücrelere koydular. Tam bir hafta boyunca, bana çeşitli işkence yöntemleri uygulandı. İstedikleri, önlerindeki kâğıtlarda bulunan kişilerin parti üyesi olduğunu onaylamamdı. Açıklıkla ve tüm samimiyetimle söyleyebilirim tam bir hafta ağzımdan tek bir kelime alamadılar. İntihar etmeyi çok düşündüm, karar da verdim. Yoldaşlarımı ve partiyi ele vermektense ölmek daha iyiydi. Bunu içime sindirmiştim. Bu arada tek başıma kaldığım hücreyi değiştirdiler. İki kişilik hücrede yalnız kalan Sabahattin Beyaz’ın yanına yerleştirdiler. Sabahattin, Halkın Kurtuluşu’ndandı. Hayatımı belki de hala ona borçluyum. Beni intihar etmekten o arkadaş vazgeçirdi. Her işkenceden sonra bana moral veren o oldu. Benim Bölge Sekreteri olduğumu bir şekilde öğrenmişti polis. Burası bende saklı kalsın. Bir arkadaş, benim parti adım olan “Yazman” kelimesi ile “Parti Sekreteri” kelimesini karıştırarak istemeden de olsa benim sekreter olduğumu kabul etti. Parti adımı, daha önceden biliyordu polis. Onu nereden öğrendiğini bilmiyorum, merak da etmedim zaten. Polis, var gücü ile bana yüklendi. İntiharı da orada düşündüm işte.
Bu arada babamın geldiğini öğrendim ama görüştürmediler. Sigara içiyordum o zamanlar. Bafra sigarası getirmişti. Olacak şey değildi, oysa ne kadar da karşı çıkardı sigara içmeme. Polis, “Baban geldi” deyip, pencereden bakmama izin verdi. Zavallı babacığım başını öne eğmiş gidiyordu, beni göremedi. Zaten görmesini de istemezdim. Uzun sakallı ve bitkin halde idim. Benim sevgili babacığım, ışıklar içinde uyusun. Yine Emniyet’te iken, eşim, büyük kızım Vildan’ı da yanına alarak beni görmeye geliyor ama görüşmek mümkün olmuyordu. Bir ara karakolun arka bahçesinden on saniye kadar göz göze geldik. Tabii ben Emniyet’in dördüncü katında, onlar yerde. Az kalsın unutuyordum; yukarıda bana moral veren Sabahattin’den bahsetmiştim. Bunun yanında Bursa’dan geçici olarak getirilen Numan Dönmez Hoca’nın da moral açısından çok katkıları olduğunu söylemeliyim.
Sonuç olarak, aşağı yukarı 20 gün sonra hepimiz, onların istediği doğrultudaki ifadeleri imzalamak zorunda kaldık ve imzaladık. Şunu da anmadan geçemeyeceğim. Ayşe Ay yoldaşımız, hasta olmasına karşın kahramanca direndi, her türlü işkenceye karşı koymaya çalıştı.
Cezaevi Dönemi
Emniyet faslı böylece yarı yarıya tamamlandı ve biz Balıkesir’deki Kızpınar askeri birliğine nakledildik. Askeriyeye gidince, o 20 günün ağır bunaltıcı şartları ve işkenceleri sonucu, ilk isteğimiz banyo yapmak oldu. O kâbusu, sanki üzerimizden yıkanarak atmak gibi bir istekti bu. Banyo yapmamıza izin verdiler, gelen yemekler de pek fena sayılmazdı. Zira poliste iken kendi paramızla yiyecek alıyorduk, onun da yarısını polisler yiyordu. Burada abartı yapmıyorum, gerçekten bu, böyle idi. Örnek olarak; köfte istersiniz bir porsiyon, gelen iki küçük köfte, bir kilo kiraz aldırırsınız gelen nerde ise yarım kilo. Ona da sizinle birlikte yine oturup ortak olurlardı. Onun için o koşullarda askeriye, bize cennet gibi geldi. Askere ne çıkarsa bize de o geliyordu. Askeriyede bir hafta kaldıktan sonra, polis bizi oradan alarak adliyeye, yani mahkemeye çıkardı. Hepimiz tutuklanarak Balıkesir Kapalı Cezaevi’ne gönderildik. Cezaevine girince, açık söyleyeyim, sanki özgürlüğüme kavuşmuş gibi sevindim. Ne garip bir durum! Etrafıma baktığımda benim gibi insanlar vardı. Bir aydan beri hep polis ve yine polislerdi. Hakaretler, işkenceler, o güne kadar ömrümde sadece duyduğum, ama başıma ilk kez gelen durumlar son bulmuştu. Cezaevi yaşamı görece iyiydi. Sabah ve akşamüzeri olmak üzere iki defa havalandırma oluyordu. Yemekler çok iyi olmamakla birlikte yenebilir durumda idi. Şu anekdotu da ekleyeyim, bitlenmiştim. Cezaevine girdiğimizin birinci günü öğrendim. Omzumda, atletimin içinden hafif bir kaşıntı geldi. Çıkarıp baktığımda hayatımda ilk biti orada gördüm.
Tam tarihini hatırlamıyorum, belli bir süre sonra mahkeme aşaması başladı. Mahkemeler,
Balıkesir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyordu. Arkadaşlarımız, dostlarımız, yakınlarımız, duruşmalar boyunca bizleri yalnız bırakmadı. Onlara sonsuz teşekkürler. Cezaevinde onbeş günde bir ziyaret olur, eşim hiç aksatmadan ziyaretime gelir, temiz çamaşırlar bırakıp evimize dönerdi. Ben cezaevine girince, evin geçimini sağlamak da eşime düşmüştü. Bu nedenle eşim, evleri dolaşarak çamaşır sattı. Bu işi de böylece çözmüş olduk. Bu arada biz de içeride file örerek evin gelirine katkı yapmaya çalıştık. Yapılan fileler, fabrikalarda arkadaşlar kanalı ile satılıyordu. O dönemde arkadaşların maddi yardımları olmasa idi olmazdı. Bir duruşmada savcı, tahliyemizi istedi. Mahkeme heyeti, bu kararı değerlendirmek için bir hafta ara verdi. Bir hafta sonra, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan gelen kararla davamız, Gölcük Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne nakledildi. Bizim tahliye işi de böylelikle yattı. Balıkesir Davası, Gölcük-Konca Davası ile birleştirildi. İlk tutuklanmamızdan bu yana sekiz ay geçti. Balıkesir’deki cezaevi hayatımız örgütlülük açısından, kötü olmamakla birlikte iyi de sayılmazdı. Çünkü Gölcük’teki örgütlülüğümüz tam bir mükemmellik örneği idi.
Parti burada, tam örgütlü ve dışarıya göre daha rahat çalışıyordu. Gizli bir parti değildik yani. Kendi aramızda büyük ölçüde açık çalışıyorduk. Bu mükemmellik de işte orada bizimle birlikte tutuklu bulunan, yetkin yoldaşlarımızın varlığından kaynaklanıyordu. Partimiz, Konca’da tam örgütlenmişti ve bu cezaevi yaşamı bitinceye kadar aralıksız devam etti. Bu Konca konusunu biraz açmak istiyorum. TKP grubumuz, tutukluluk boyunca belirttiğim gibi hep örgütlü yaşadı. Parti örgütlenmesini anlatacağım ama ne kadar “açık çalışıyorduk” desem de yine belli gizlilik gerektiren konular oluyordu. Bilebildiklerimi aktaracağım. Bir üst yönetimimiz var, esas işi yürüten planlayan ve tüm sorumlulukları üzerinde toplayan kurum. Zannedersem dört kişiden oluşuyordu. Bu yoldaşlarımız Rahmi Aslan, Abdülkadir Bülent Karataş, Cengiz Ömer Altınok ve Oktay Zor’dan oluşmakta idi. Bu yönetimde, zaman zaman değişiklikler oldu. Yine hatırlayabildiğim kadar, Bülent Karataş yoldaş ile Cengiz Altınok yoldaşlarımız bu üst komitede aralıksız devam ettiler. Ta ki tahliye oluncaya kadar. Bir de bu üst yönetimle koordineli çalışan Komün Yönetimi’miz var. Bunun da yönetimini, Hasan Öztürk yoldaşımızın başkanlığında oluşan komite yapmaktaydı. Yine hatırlayabildiğim kadarı ile (eksik veya yanlış da olabilir) bu komite Hasan Öztürk, Ata Cihan Özarı, Burhan Oto’dan (daha sonra Burhan Oto’nun yerine Selami Akın’dan) oluşuyordu. Tutukevi ile görüşmeleri Ata Cihan Özarı sürdürüyordu. Tutukevindeki yaşamımızın eksiksiz devam ettiğini, bazı açıklamalarla sürdüreyim. Parti çalışmaları, 12 Eylül koşullarına ve tutuklu olmamıza karşın eksiksiz sürdü. Parti yayın organı aralıksız yayınlandı. İçerde iki veya üç günlük gazete yayınlandı. Bunların yanında çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bunlara örnek olarak tiyatro, müzik ve dil kursu çalışmalarını sayabiliriz. Her ilin komiteleri, üst komiteye bağlı olarak çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Öyle zamanlar oldu ki inanın bazen zaman yetmez oldu. Sabah beşte kalkıp parti çalışmalarına başladığımız zamanları hatırlıyorum. Bugün edindiğim bilgilerin büyük çoğunluğunu ben, o parti çalışmalarında öğrendim. Felsefe sözcüğünü çok duymama karşın, özünü orada öğrendim. Çetin Alpdündar yoldaşımızın bir yakınının getirdiği dünya klasiklerinin büyük bölümünü orada okudum. Önemli konulardan biride Atılım Gazetesi’nin içeride yayınlanması idi. Bunu şöyle anlatayım: Yasak olmasına karşın, yoldaşlarımızın becerileri sayesinde içeriye üç veya dört radyo sokulmuştu. Bir Radyo Ekibi’miz vardı. Bu ekibe Mehmet Aydın başkanlık etmekte idi. Bu ekibin çalışması şöyle anlatılabilir belki: Her gün düzenli olarak yayın yapan TKP’nin Sesi Radyosu’nun sabah-akşam yayın saatlerinde Radyo Ekibi, radyonun başında yerini alır. Grubun başkanının elindeki çubukla değdiği kişi, o an radyodan duyduklarını yazar ve hemen sıradakine değer, o da duyduklarını yazar ve bu böyle devam eder. Sonra yayın bitince, sırası ile bütün yazılar yan yana getirilerek redakte edilir ve metin meydana çıkar. Bu, bence çok ama çok önemli bir buluştu. Sanırım bu yöntemin mucidi bizim yoldaşlardan biri idi ama öğrenmek aklıma gelmedi. Kim buldu ise aklına sağlık. O radyolardan birkaçını Konca’dan ayrılırken duvarın içine gizlemiştik, sanırım hala oradalar. Önemli faaliyetlerimizden biri de, sportif konulardı. Çeşitli yarışmalar düzenlenirdi ve aramızda spor yapmayan yok gibi idi. Konca anılarından biri de Çetin Alpdündar ve Muzaffer Duymaz yoldaşların her yemek öncesi ve sonrası müzik ziyafetleri idi. Çetin’in süper saz çalışına Muzaffer’in o güzel sesi eklenince, harika müzikler çıkardı ortaya. Dinlemesi ise ayrı bir güzellikti. Her şey çok güzeldi ama yine de tutsaktık. Önceleri havalandırmalar uzun bir süreyi alırken, daha sonraları, sabah yarım saat, akşamüzeri yarım saate indirildi. Bir de cezaevi yönetimi, asker gözetiminde “yanaşık düzen eğitimi” yapmamız gerektiğini bildirdi. Cezaevi Müdürü, faşist bir subaydı. Bu, sadece bize değil, tutukevinde bulunan bütün siyasi tutuklulara yönelik bir durumdu. Partimiz bu sıkıntılı durumu da atlatmayı başardı. Şöyle ki: Cezaevi Müdürü olan subayla görüşmelerde, “Biz zaten spor yapıyoruz. Siz çok istiyorsanız, adamınız gelsin, bir kenarda oturup baksın.” görüşü iletilerek kabul ettirildi. Bu olay, belli bir süre sonra daha da gevşedi. Durum normale döndü. Ama öbür gruplar, böyle bir dayatmayı kabul etmeyeceklerini söyleyerek direneceklerini bildirdiler. Ama sonuç korkunç oldu. O gruplar, korkunç işkenceler gördü, o güne kadar sürdürdükleri örgütlü yapılarını kaybettiler. Çünkü işkenceye dayanamayıp hepsi darmadağın oldular. Biz ise çelik gibi ayakta kaldık. Yemek zamanları ayrı, tatlı ve güzel telaş zamanları idi. Bu Konca konusu anlatıp bitecek gibi değil ama burada bitirelim.
Şimdi ise mahkeme safhasından bahsedelim. Mahkemeye gidiş ve gelişlerimiz, tam bir şölen havasında devam etti. Mahkemelerdeki tutumumuz ayrı bir şölendi. Orada iş, parti politikalarını savunmaktan tutun da hâkim ve savcılarla dalga geçmeye kadar varıyordu. Bu konuyu bir örnekle tamamlamak istiyorum. Bir duruşma esnasında, yine mahkeme heyetine yönelik bir tavır sergilenmişti. Bu dönemde sıkıyönetim mahkemelerinde bir de (hâkim sınıfından olmayan) asker üye bulunurdu. Bu mahkemede de bir albay üye vardı. Bizim ara sıra sürdürdüğümüz onlara karşı alaycı tutumumuza karşı ayağa kalkarak “Erkekseniz tek tek gelin” deyip çılgına dönmüş, biz de hep birlikte gülerek alaylı tavrımızı sürdürmüştük.
Sonuç olarak; 250 kişiye yakın sanığın olduğu davada 120 kişiye yakın insan çeşitli cezalara çarptırıldı. Cezalar, 10 ile 5 yıl arasında değişiyordu. Geri kalanlar beraat etti. Ben gizli TKP üyesi olmaktan 5 yıl hapis ve 2 yıl da Manisa’da sürgün cezası aldım. Mahkeme sonuçlandığında 33 aydır tutuklu idim. Aldığım ceza, şartlı salıverildiğimde 32 ay olması gerekirken 1 ay fazla yatmış oldum. Bu da mahkemenin zamanında bitirilemeyişinden kaynaklandı. 1984 Mart ayında tahliye oldum.
Bu cezaevi olayını trajikomik bir olayla noktalayalım. Tam salıverileceğimiz sırada infaz savcısı, incelemesi sonucu “Asker kaçağısın demez mi?” Savcıya ne dedimse anlatamadım. Tam bir Aziz Nesin’lik olay. “Ben askerliğimi yaptım, nüfus cüzdanımda yazıyor” dedimse de olmadı. “Neden yoklamanı yaptırmadın?” sorusuna, üç yıla yakın bir süredir tutuklu olduğumu söylediysem de kar etmedi. Kendi de biliyor tutuklu olduğumu ama olmadı. Bir gece jandarma nezaretinde, 34 kişi, on metrekare yerde kaldık. Ertesi gün bir uzman, beni İzmit Askerlik Şubesi’ne götürdü. İşlemleri yaptılar ve ben nihayet serbest kalabildim.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2014
25.10.2013
16.10.2012
18.09.2012
3.09.2012
23.08.2012
20.08.2012
8.08.2012
2.08.2012
21.07.2012