Süleyman Seyfi Öğün
Amerikalar ile Asya-Avrupa-Afrika üçlüsünün oluşturduğu kıt’a arasındaki târihsel kopukluk, modern kafalarda şaşkınlığa yol açmış; bir çok spekülasyonun doğmasına sebep olmuştur. (Bunlardan birisi de mâlûm “Kayıp Mu Kıt’ası” efsânesidir.) Bunu çok anlaşılır buluyorum. Çünkü son 500 senelik Modern Dünyâ Târihi ve Sistemi; aslında bu kopukluğun giderilmesini anlatıyor. 16 ve 18. asırlar arasında, iki Avrupa gücü, İspanya ve Portekiz, Atlantik’in iki yakasını dokudu. Değerli malların Avrupa’ya akması ile başlayan genişleme sürecini; İspanyol ve Portekiz aklının akıl edemediği; Britanya, Hollanda ve Fransa’nın hegemonik yapıları tamamladı. Bu rekâbetçi süreci; Fransa ve Hollanda’yı 17. asırda durdurup yayılmalarını sınırlandıran Britanya kazandı. 18. asır, Britanya liderliğinde bir “Modern” Dünyâ İmparatorluğuna da işâret eder. Tabiî ki bu imparatorluğun sıklet merkezi Atlantik olacak; Asya’yı ve Afrika’yı periferileştirecekti. Târihsel olarak düğümlenmiş üç alt kıt’adan Avrupa, kendisini diğerlerinden ayrışıyor ve sırtını “Doğu”; yâni Asya’ya; yüzünü ise Atlantik; yâni Amerikalar’a çeviriyordu.
Bu ayrışmada, çekirdek güçlerin hammadde ve ucuz işgücü ihtiyacını teminine mâtuf olarak düzenlenen bir siyâsal-beşerî coğrafi şekillenme görürüz.
Britanya merkezli Dünya Sistemi, 1870’lerde alarm verdi. Hegemonik düzenin yenilenmesi ise 1945’i; yâni II. Genel Savaş’ın sonunu buldu. Zaman içinde, kültürel olarak İspanyol ve Portekiz etkilerinin yaşandığı Amerikaların Orta ve Güney kesimleri; ağırlıklı olarak Britanya ve biraz da Fransız etkisinin izlerini taşıyan Kuzey’in nüfûzu altına girdi. Sömürgelerin tasfiyesi ile Afrika ve Asya’da zuhûr eden uluslar; salâha, selâmete ermedi. Sonu gelmeyen ulusal, etnik ve sözüm ona sınıfsal çatışmalara mahkûm edildiler.
Aslında “Pan Avrupa-Pan Amerika” gibi düşünceler; yeni hegemonik güç merkezi olan ABD ve Batı Avrupa’nın esastaki birliği düşüncesi; etkili bir oryantalizm üzerinden işlendi. Tek Asya memleketi; Japonya bunun dışında tutuldu ve mazisi ile âtisini kaynaştıran yegâne güç olarak parlatıldı. Sömürgelerin tasfiyesi sürecinde zayıflayan siyâsal kontrol; kültürel olarak takviye edilerek yenilendi. Ucuz işgücü ve hammadde kaynakları garanti altına alındı. Yarı-merkez alanları oluşturan Sovyetler ve Sosyalist Çin’in varlığı, sistem açısından tehdit değil; tam tersine işleyişi kolaylaştıran bir işbölümüydü aslında. Afrikalılık her zaman dışardaydı zâten. İlkelliği, yabanîliği anlatıyordu. Ama bizim için daha ilginci; maalesef yetersiz ve duygusal ideologlar tarafından fetişleştirilen Doğululuk kavramıydı. “Doğu” ve “Doğululuk” kavramlarının ne kadar Asyaik bir kavram hâline getirildiğine dikkât etmek ve aslında sistemi nasıl da takviye ettiğini görmek gerekiyor. Doğu potasında ihrâç edilmiş olan Asyalılık içinde; hem Müslümanlık; hem de Komünist olmak yedeklenmekteydi. Sürecin ne kadar hegemonik olduğunu, birlikte Asyalılığın içine gömülmüş iki hissiyâtın nasıl da iki yumurta misâli tokuşturulduğunu ve birbirine kırdırılmış olması gösteriyor. Kestirmeden söyleyelim; Çan Kay Şek’ten Mao’ya çok bir şey değişmiyordu aslında.
1970’lerden sonra ABD merkezli hegemonik sistemin krizleri derinleşti. Çin’in 1976’dan sonra; Sovyetlerin ise 1989 sonrası hızla kapitalist sisteme doğrudan eklemlenmesi, sistemin zaferi zannedildi. Aslında sermâyenin hırçın, hesapsız büyümesi; özellikle de finansal sermâyenin çılgınlıkları; merkez-yarı-merkez ve çevre dünyâlar arasındaki ilişkileri hegemonik anlamda rasyonalleştirilen ve düzenlenebilen ilişkiler olmaktan çıkardı. Çok karmaşık; kördüğümleşmiş bağımlılık ilişkileri peydahlandı. Yarı-merkez coğrafyaların birikim süreçlerine girmesi; Lâtin Amerika’da Brezilya; Asya’da Hindistan ve Çin gibi; Orta Doğu’da ise Türkiye, İran, Katar gibi görece bağımsız davranabilen güçler türetti. Aslında küreselleşme, bizzat ABD Hegemonyasının derin krizlerini açığa vuruyor. Artık görebiliyoruz ki; Rusya ve Çin’in sistem içindeki rollerinin çökmesi; sistemin zaferine değil; bizzât çevrimsel-yapısal krizine işâret ediyordu. Bunu; 1990’lardaki Pasifik Krizi ile Japonya’nın durağanlaşması; 2008 Krizi ve 2010’larda başlayan AB’nin çözülmeye başlaması tâkip etti. Süreci biraz da domino taşları mantığı ile tâkip etmek gerekiyor.
ABD’nin Lâtin Amerika’daki kontrolü hayli azaldı. Ortadoğu’da savruk siyâsetler izliyor. Çin-Britanya-Fransa üzerinden gelişen; Asya-Avrupa ve Afrika’yı kuşatan ve târihî İpek Yolu’na göndermelerde bulunan yeni bir sıklet merkezi oluşuyor. Bu, Atlantik’in ağırlığını; yâni ABD’nin hegemonyasını tehdit ediyor. ABD buna; İsrâil, Rusya, Almanya, Mısır, Suudiler ve Körfez’i yanına alarak karşılık vermeye çalışıyor. Kazanan kim olacak bilmiyoruz; ama kıt’aların hikâyesi artık çok farklı yazılacak…
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019