Taha Akyol
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan, sosyolojinin temel dinamikleri bakımından ‘akıntıya kürek’ çekiyor…
Yani piyasa ekonomisi, şehirleşme, eğitim, dışa açılma gibi temel sosyolojik dinamiklerin ortaya çıkarmakta olduğu toplum tipinin duygu ve taleplerine aykırı politikalar izliyor.
Gerek kendisinin büyük oy kayıplarına uğraması, gerek ekonomide ve hukukta yapısal sorunların ağırlaşması bu yüzden.
En büyük kayıpları şehirlerde yaşaması da bu yüzden.
Erdoğan’ın çeyrek asra yaklaşan iktidarındaki farklı politikalara bakalım…
REFORMLAR DÖNEMİ
Evvela, Başbakan Erdoğan’ın ‘Önsöz’ yazısıyla Başbakanlık tarafından 2013’te yayınlanmış “Sessiz Devrim” adlı kitap… Şu satırların altını çizdim:
“Gelişen ekonomi ve özellikle özel sektörün dünyadaki gelişmelere daha hızlı ayak uydurması, siyasal iktidarları bazı yapısal reformları hayata geçirmeye zorlamıştır. Ekonomik standartların yükselmesiyle birlikte değişik toplum kesimlerinin hak ve özgürlükler noktasındaki duyarlılığı artmıştır. Bu duyarlılık nedeniyle yasama ve yürütme organları, insan hakları taleplerine daha fazla eğilmek durumunda kalmışlardır…”
Sanki Weber’den, Lipset’e, Inglehart’a bir dizi sosyolog ve siyaset bilimci yazmış bu satırları.
Kitapta girişimci sınıfın ve ekonominin gelişmesi yanında, dünyaya açılmanın ve iletişim teknolojilerindeki gelişmenin de vatandaşlarımızı “Türkiye’deki durumla mukayese ederek… her zaman daha iyisini istemeye” yönelttiği anlatılıyor.
2025 yılında Türkiye’nin bu faktörlere göre, hukuk ve insan haklarında daha ileride olması lazımdı, değil mi? Aksine, Erdoğan on yıldır otoriterleşen politikalar izliyor; akıntıya kürek dediğim bu.
İNSAN HAKLARI, AİHM…
Erdoğan 7 Eylül 2007’de Meclis’te okuduğu 60. Hükümet programında şöyle demişti:
“Yeni anayasa, Cumhuriyetimizin değiştirilemez temel nitelikleri olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini tam olarak hayata geçirmeli, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalı, temel hak ve özgürlükleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına almalıdır…” (s.36)
Erdoğan ilk üç hükümet programında Merkez Bankası’nın bağımsızlığını ve “reel faiz” kavramını da savunmuştu.
Dahası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yerli kanunlardan üstün olduğunu Anayasa’ya yazmıştı. AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu vurgulamış, AİHM kararlarına aykırı mahkeme hükümleri için “yargılanmanın yenilenmesi” yolunu açmıştı.
Şimdi bu yollar çalışmıyor. “AİHM kararları bizi bağlamaz” diyor.
Son on yılda ve özellikle de CB sistemi sürecinde Erdoğan’ın ağzından, yeni anayasa derken “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” kavramlarını duyan var mı?
Sözünü ettiğim “Sessiz Devrim” adlı resmi yayında, “Kopenhag Kriterleri, Türkiye’nin demokratikleşme standardının yükseltilmesine ciddi katkı sağlamıştır” deniliyordu. (s. 38) Artık “Ankara Kriterleri” deniliyor.
İKİ AYRI DÖNEM
Türkiye’de ekonomi, şehirleşme, dışa açılma gibi dinamikler açısından demokrasi ve hukukun son on yılda “evrensel standartlara” yaklaşmış olması lazımdı, değil mi?
Tersine gidildiği yaşadığımız gerçeklerle belli olduğu gibi, Cumhurbaşkanı’nın “evrensel standartlar, insan hakları sözleşmesi” gibi kavramları terk etmiş olmasından da belli.
Dünya Hukuk Devleti İndeksi’nin “Temel Haklar” bölümünde, Türkiye, 1 tam puan üzerinden 2011 yılında 0.42 puanla ortaya yakın bir sıradaydı… 2024 endeksinde ise 0.32 puanla 113. sıradayız! Hele de “Hükümetin Sınırlandırılması” daha kötü, 0.29 puanla 135. sıradayız ki bu CB sisteminin yansımasıdır. (Düzen ve Güvenlik’te 0.72 puanla 70. Sıradayız.)
Ekonomiye de kötü vurdu. 2003-2013 arasındaki reformlar döneminde kişi başı gelirimiz 3.600 dolardan 12.614 dolara çıktı. Yılda 900 dolar artış, elbette başarıdır.
2023’te ise 15.463 dolar oldu. Yılda 285 dolarcık artış! Bununla hiç kimse övünemez.
Zaten 25.000 dolar olması lazımdı!
Belli başlı ekonomilerden hiçbiri son on yılda bu başarısızlığı yaşamadı.
Demek ki, ekonomi hukuka bağlı. Erdoğan hukuk ve siyaset alanında CB sistemiyle, ekonomide “faiz sebeptir”le sosyolojik gelişme dinamiklerinin tersine gitti. Sonuç ortada.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025