Taha Akyol
İktisat Tarihçisi Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, Taha Akyol’un sorularını cevaplandırdı.
EĞRİSİ DOĞRUSU- TAHA AKYOL
Sizin ve hocanız merhum Sabri Ülgener’in eserlerinde Orta-Çağ zihniyeti, ahlâkı ve ekonomisi gibi kavramlar geçiyor. Ne demek bu?
Rahmetli Ülgener Hocamız’ın iktisadi düşünce dünyamıza kazandırdığı kavramsal çerçevelerden biri de iktisat ahlâkı ve iktisat zihniyetidir. Ülgener 1933’de Türkiye’ye gelen Alman Hocalar vasıtasıyla, W. Sombart ve Max Weber düşüncesiyle tanıştı. Ülgener Hocanın eserlerinde ortaya koyduğu tarihi gerçek, içe kapanan, anti-madde davranış kalıbını temsilcisi ‘pasif – mütevekkil’ insan tipidir. Osmanlı asırlarında, rûhî ve manevî hayatı şekillendiren bu insandan en fazla şikayetçi olan kişi, Mehmed Âkif [Ersoy] Bey’dir. Max Weber’i hayran bırakabilecek şu dize onundur: «Değer mi koşmaya akşam, sabah, yalan dünya?»
Bu insan, manevî bir Osmanlı mirası olarak Cumhuriyetli yıllara intikal etti. Teşhis doğru idi. Ancak tedavi için meselenin doktrin tarafının inşası gerekmekteydi. İşte Ülgener, Webergil modeli Osmanlı asırlarına taşıdı. Weber, şunu söylüyordu: Dindar bir kimse [zâhid], rasyoneldir. Bu rasyonellik, İslamiyet’te, kozmik dengenin şaşmaz matematiğinden neş’et etmiştir. Şâyet, dinî emirleri bu hassasiyetle yerine getiren zâhid, bu rasyonelliği dünyaya taşırsa [inner worldly], ekonomik düzlemde rasyonel iktisadi birey ortaya çıkacaktır ki, o 17. yüzyıl itibariye, ‘Protestan ahlâkı’nın güdümünde, Hollanda – İngiltere ekseninde, Orta-çağlaşmaya son vermiştir. Aktif-riyâzetçi ideal tiplemesiyle rasyonel iktisadi birey, son üç asırdır dünyayı güdüyor.
Yok, böyle değil de, dinine gösterdiği dikkat ve mesuliyeti öbür dünyaya taşırsa [outer worldly], ortaya Orta-çağda kalmış bir insan çıkacaktır. Mehmed Âkif Bey, ne güzel ifade ediyor: «Ne hükmü var ki, esasen yalancı dünyanın? / Ölürse yan gelecek cennetinde Mevlâ’nın.» İşte bu bâtınî tasavvuf, bizim insanımızın canına okumuştur.
ŞEYHİN İRADESİNE BAĞLANMAK
Merhum Ülgener, ‘Zihniyet ve Dîn’ adlı kitabında ‘pîr ve şeyh, usta ve yol atasına, bir kelime ile üstün iradeye gözü kapalı teslimiyet’ diyor. Bunun, Orta-çağ zihniyetindeki yeri?
Pîr veya şeyhin üstün iradesi akl-ı selime geçiş yerine geleneklere bağlandı ve bunu da bir din adına yaptığını zannetti. Neticeten, zaman içerisinde iptidaîlik kemikleşti. Nereye kadar? ‘Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu’ diyene kadar. Demek ki, maddenin yaptırım gücünü bulanlar, mertlik gibi gerekli bir irrasyonel unsuru dizginleyebiliyor. Bu ortaya çıktı. Orta-çağ esnaf ahlâkının dürüst, müeddeb ahîsi, fütüvvetnâmelerde resmedilmiştir. Elindeki aleti geliştirerek üretimi artırmak dîn ve ahlâka aykırı mı? Bunu tartışmadılar. Bir örnekle somutlaştıralım. Bir üretim aleti olarak kara-saban, 1300’lerden 1875’e değin, tam 575 yıl değişime uğramadan, ilk şekliyle üretimde kullanılmıştır. Taşımacılıkta, deve kervanına müracaat edilirdi. 1880’lerde Muallim Naci Bey, bu durumu söyle seslendirmişti: «Çıkın şu savma’adan [tekkeden] zâhidân! Cihânı görün / Bakın şimendifere! Bir de kârvânı görün.»
İktisadi maddeye şekil vermenin, maddenin maddeyle eklemleşmesinden yeni ürünler elde etmenin bir üst otoriteyle bağlantısı yoktur. Serbest ve hür aklın yapabileceği bu işler, laboratuarlarının ışığının sönmemesiyle, denizlerin altında zemini yoklamakla olur. Yoksa, bu çizginin dışında, geleneğe bağlanmanın bedeli, iktisadî geriliğe sebep olmuştur. Esasen, Kur’ân’da Râd Suresi’nin 11. Âyet’i Allah’ın bu bağlamdaki muradını açıkça ortaya koymaktadır: “Allah bir kavme verdiğini, onlar nefislerindekini bozmadıkça bozmaz.” (Yazır Meali)
Hep düşünmüşümdür; acaba Max Weber, bu âyetten haberdar mıydı?
FELSEFESİZLİK ENGELİ
Sizi ‘Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması’ başlıklı bir kitap çalışmasına iten sebep nedir?
Araştırmalarımda gördüm ki, Rusya’da, 1800 – 1875 yılları arasında yayınlanan iktisada dair kitap, makale, risale sayısı 4500, buna mukabil, Türkiye’de İbrahim Müteferrika’dan 1875’e değin iktisat, siyaset bilimi kitaplarının sayısı 23 idi. Cesaretimi kırmadan, önce iktisadi düşüncenin yayılma teorisinin aydınlığında, olası yayılma kanallarını inceledim. Sonra, neden bizde aklî ilimlerin önüne set çeken bir felsefesizlik vardı? Bu mühim soruya cevaplar aradım. Gördüm ki, önce devlet, ilm-i tedbir-i menzîl mantığını ilm-i tedbir-i devlete çevirmiş. İhdas ettiği Osmanlı hukuku muhitiyle, şer’î hukûku özel alana taşımış, kamusal alanda örfi hukûka işlerlik kazandırarak, toprağı mîrî arazi hâline getirmiş, narh uygulamasıyla fiyatların serbestçe oluşumunu engellemiş ve diğer müdahaleler... Ortada ekonomiyi çekip çevirmesi gereken ‘birey’ yok! İslâm hukununda Hanefî fakihlerin bireysel mülkiyetin önünü açmaları, narh olgusuna karşı durmaları gerekirken, bakıyorsunuz, toplumsal dertler üzerine fikir yürütme yerine, kalb-i selimin alanında olması gereken İlâhî sırlara ilişkin görüşler serdetmişler. 1972’de düşünce ufkuma düşen bu fikir, 15 yıl sonra bu kitap çalışması ile ete kemiğe büründü.
RASATHANE YERLE BİR EDİLDİ
‘Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması’ adlı çığır açan eserinizde felsefe– aklı ilimlerin hor görülmesinden bahsediyorsunuz. Açar mısınız?
Evvela bir metaforla bu cümlenizi açalım. Allah, süt [akıl] verir, sütlaç [fonksiyonel akıl ve onun ürününü] vermez. Subjektif bilgi dogmatiktir, sadece iman sahiplerine hitab eder. Benim, ‘Allah süt verir’ deyişim bile dogmatiktir. Ancak, aklın işletilmesi, eleştirel aklın varlığı ise pratiğiyle vücûd bulur, değer kazanır. Burada akıl rehberdir. Osmanlı asırlarında, aklın rehberliğinin ötelenmesi, bir felsefesizlik sorunu yaratmıştır. Gereğinden fazla mistisizme bulaşmanın, tek yanlılığın bir neticesidir. Devletin merkeziyetçi yönetimi, hukûku ve iktisadı belirleme, siyasi kararlarda ferdin olmayışı; geriye ne kalıyor? Ahiretimizi imâr edelim anlayışı, aklın işletilmemesi ve bâtınî tasavvufa davetiye çıkartmıştır.
16. yüzyılın sonlarına doğru, bir İstanbul Rasathanesi hikâyesi vardır ki, evlere şenlik! Ulemanın fetvasıyla, rasathâne tek taşı kalmamacasına yerle bir edildi. Allah, Kur’ân’da yıldızların yörüngesi üzerine yemin ederken, ulemanın fetvasına ne kaynaklık etmiştir, bilmiyorum. Kadere bakın ki, 1911 yılında, Fatin [Gökmen] Hoca’nın teşebbüsüyle bugünkü Kandilli Rasathanesi kuruluncaya kadar, bizim insanımızın gökyüzüyle bilimsel bir bağlantısı olmamıştır. Bir diğer örneği, iktisat düşüncesinden verebilirim. Dedelerimiz, öte dünyayı düşlerken, Klasik iktisat, 1776 – 1817 zaman aralığında, İngiltere’de, Smith – Ricardo ekseninde, kişisel çıkar temelli kurgulamasını tamamlamıştı. Ancak, kurgulanan bu norm’da, tam istihdamın somut gerçekte bir karşılığı olmadığından bir aldatmaca olduğu görüldü ve sistem tıkandı. Bunun aşılması yönünde, Bentham – J. S. Mill düşünce ekseninde, iktisadî buhranın aşılması için, bu defa merkezden çevreye kolonların atılması fikri işlerlik kazandı. Bizde, dedelerimizin uykusu sürerken Almanya’dan gelen bir iktisatçı, Parvüs, 1910’lar itibariyle, kör gözlerimizi, ilk kez uluslararası ekonomik ilişkilere çevirdi.
İSLAMDA MONARŞİ YOK
Kitabınızda, İslâmiyet’in ferdiyetçi karakterinin despotik devlet anlayışının güdümünde törpülenmesinden bahsediyorsunuz. Bu ne demek?
İslâmiyet’in temel kitabı Kur’ân ‘birey’ temellidir. İnsan, Allah’a inanıp inanmamakta serbest bırakılmıştır. Ama başıboş da bırakılmamıştır. Bunlar ayetle sabittir. ‘Allah – Muhammed’ bağlantısı, insanın varoluşşal sebebidir. Dolayısıyla, insan çok kıymetlidir. Ona siyasî irade (şura ve istişare) ve özel mülkiyet hakkı, piyasa muamelatı verilmiştir. Netice itibariyle, Kur’ân’da monarşi yoktur. Hz. Muhammed, Allah’ın halifesi iken, seçimle iş başına gelen halife ise, bir insanın [Hz. Muhammed’in] halifesidir. Bu modelin uygulamadaki ömrü 30 yıl sürdü. Sonra ayak oyunlarıyla hilafet, evlâdiyelik oldu ve cahiliye döneminin anlayışına dönüldü. Baba – oğul eklemleşmesi ile birlikte, devlet bireyin üzerine abandı, sahneden sildi ve sesini kesti. Bu hâl, İslâmiyet öncesi Türk devlet geleneğine yabancı değildi. Orhun yazıtlarında geçtiği üzere; ‘Göğün altında, insanların üzerinde babam kaanı tahta çıkarmış Tengri’ ifadesi de kaanın insanların üzerinde olduğunu açıkça söylüyor. Osmanlı devlet nizamına baktığımız zaman, kan bağı içerisinde potansiyel olarak tahta namzet kişilerin, evlat – kardeş katledildiklerini görüyoruz. Nizam-ı devlet için ulemanın verdiği fetvanın İslâmiyet’le bir alakası yoktur. Sahneyi asırlar öncesinden terkeden, Hûlefâ-ı Râşidîn’in sünneti olmuştur. Bizde, yüz yaşına ulaşan Cumhuriyet’in ilânı, aslında, Ahmed Ağaoğlu’nun, 1933 yılında yaptığı tespitiyle bir yol haritası hükmündedir: «Kemalist inkılâbın birinci hedefi, ‘ferdi’ ezici ve öldürücü âmillerden kurtarmaktır.»
JAPONLAR VE TÜRKLER
Kitabınızda anlatıyorsunuz, Japon öğrenciler, Londra’da ekonomi derslerine gidiyor, ama Türk öğrenciler ilgisiz. Nasıl bir kültür bu?
Yedi Japon öğrencinin, 1870’lerin başında, Londra’da, University College’da iktisat dersleri veren W. S. Jevons’ın derslerini takib ediyorlar ve ülkelerine dönüyorlar. Onlar, Japonya’da Neoklasik iktisadın tedrisatında öncülük ediyorlar. Gelelim bizim hikâyemize; 1870’lere doğru, siyasi bir eklemleşme sonucu ortaya çıkan Yeni Osmanlılar’dan Ziya Bey, Namık Kemâl Bey, Agâh Efendi ve diğerleri Mustafa Fazıl Paşa’nın yönlendirmesi ve himayesinde Londra’ya gidiyorlar. Kafaları siyasetle mayalandığı için bu muhalif aydınların düşüncelerinde sadece mutlak monarşinin yerine meşruti monarşi arayışı vardır. Ne var ki, düşüncelerinde, bir iktisadi sistem ve politikaları arayışı, kısaca böyle bir dertleri yok. Görebildiğim kadarıyla, Namık Kemâl Bey, Mösyö Fanton adlı, pek kıymet-i harbiyesi olmayan birinden ekonomi dersleri alıyor. Kişisel çıkarı gereği Namık Kemâl’le bağlantı kuran Fanton başka, Japon öğrencilerin hocası Jevons başkadır. Hatta o tarihlerde, Marx da Londra’dadır, muntazam British Museum’da Kapital’in diğer ciltleri üzerinde çalışmaktadır. Ama, bizimkilerden Marx’ı kim biliyor ki?
ANADOLU’DA JAPON MUCİZESİ?
Modern iktisat düşüncesi Osmanlı’ya nasıl girdi. Anadolu’da neden bir Japon mucizesi çıkmadı?
Rossi’nin iktisat kitabı Serendi Arşizen tarafından Fransızcaya uyarlanmış ve ‘Tasarrufat-ı Mülkiye’ adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir.. 1838’de yeniden ihdas edilen Mekteb-i Tıbbıye’ye, pataloji profesörü olarak tayin edilen Arşizen, hekimlik ders programına ilave edilen serbest derslerden birinde, Fransızca iktisat derslerinin mualliğini de yapmıştır. Bu meyanda, 1838 – 1839 Baltalimanı – Gülhâne hattında, gazetelerde serbest iktisat nizamını savunan yazılar ve ekonomi haberleri çıkıyor. İktisat dersleri özel olarak, bey ve paşa konaklarında veriliyor. Bundan sonrası, bir tabana oturması açısından Mekteb-i Mülkiye’nin açılışı ile birlikte ekonomi politik derslerinin okutulmasına geçiliyor. 1880 kadar, iktisadi liberalizm hâkim bir iktisat politikası olarak rağbette iken, Ohannes Paşa’nın savunduğu iktisadi liberalimin karşısında, Hace-i Evvel dediğimiz Ahmed Mithat Efendi tarafından iktisadi himayecilik şiddetli bir muhalefetle savunuluyor. İktisat politikalarında görülen bu dualizm, liberal düşünce de bir büyük ustayla, Cavid Bey’le sürdürülürken, onun karşısındaki dağınık iktisadî korumacılık düşüncesini, Almanya’dan gelen Parvüs, Cumhuriyet’e takaddüm eden yıllarda, çağdaş Türk iktisat düşüncesinde Yusuf Akçura -- Ziya Gökalp – Tekinalp [Moiz Kohen] hattını inşa ediyor. 1908 – 1923 arası, münevverlerin düşüncelerinde gelgitlerin olduğu bir zaman dilimi. Koca bir imparatorluk dağılma sürecini sürdürürken, girişimci rûhundan ve sermaye birikiminden, bankalardan, borsalardan yoksun, dış borç batağına çakılmış, şirketleşememiş, dışa bağımlı Osmanlı ekonomisiyle, Anadolu’da bir Japon mucizesini beklemek muhaldir. Türklerin esas mucizesi, on yıl süren topyekün harpler devrini tamamlayıp ilân ettiği Cumhuriyet’i rasyonel iktisadi bireyine teslim etmesidir.
KİMDİR?
Ünlü yazar Abbas Sayar’ın oğlu olan Ahmet Güner Sayar, Prof. Sabri Ülgener’in talebesidir. Birmingham Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde yüksek lisans yaptı. Halen Beykent Üniversitesi’nde profesör. Sabri Ülgener hakkında üç kitabı yayımlanan Prof. Sayar’ın Süheyl Ünver, Hasan Ali Yücel, Şeyh Bedreddin hakkında eserleri bulunuyor, halen Mehmet Akif üzerine çalışıyor. Prof. Sayar’ın “Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması” adlı kitabı sahasında öncü bir eserdir. (Ötüken Yayınevi)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025