Taha Akyol
Az okuyan bir millet olduğumuz için çağımızın zorunlu bilgilerini okumaktan ziyade ıstıraplı tecrübelerle öğreniyoruz: Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi felsefi kavramlar…
Ve akıl almaz bir miktar olan “128 milyar dolar”ın erimesiyle de Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ne demek olduğunu öğreniyoruz.
Başbakan Erdoğan Merkez Bankası’na karşı 2014’ten itibaren kamuoyu önünde cephe almış, “faizci” diye suçlamıştı. Ben de 4 Haziran 2014 günlü yazımdan bu yana Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savunuyorum.
TCMB’NIN BAĞIMSIZLIĞI
İktidar tabanından hayli tepkiler gelirdi: Devlet içinde bağımsız kurum mu olurdu?.. Milli irade Merkez Bankasına söz geçiremeyecek miydi?..
Numan Kurtulmuş da şöyle diyordu:
“Askeri vesayet büyük ölçüde kalktı, sıra Merkez Bankası, üst kurul ve yargı vesayetine geldi…Araçsal bağımsızlığa eyvallah, ama hükümet başka telden Merkez Bankası başka telden çalarsa bunun adı araçsal bağımsızlık olmaz. TC Merkez Bankası A.Ş. bağımsız olsun, peki TC devletinin bağımsızlığı ne olacak?” (Hürriyet, 23 Haziran 2014)
Egemenlik anlamındaki bağımsızlıkla, görev-yetki anlamındaki bağımsızlığı karıştıran söylemler kitlelerde çok itibar görüyor, oy da getiriyordu.
Çünkü sermaye birikimin çok yetersiz olduğu ülkemizde herkesin düşük faizli krediye ihtiyacı vardır. Ama kaynak yaratmak yerine emirle ucuz kredi dağıtınca ekonomik kriz oluyor.
İktisadın temel kurallarını da biz böyle yaşayarak öğreniyoruz.
2001 KANUNU
Bizde Merkez Bankası’nın bağımsızlığı Ecevit Hükümeti zamanında 2001 yılında kanunla getirildi. O yıldan itibaren Süreyya Serdengeçti, Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı, kanun gereği 5’er yıl süreyle başkan olarak başarıyla görev yaptılar.
Aynı kanuna göre bankanın bütün yönetim kadrosu banka içinde belli süreler tecrübe kazanmış isimlerden atanırdı. Böylece Merkez Bankası’nın iç kuralları, çalışma usulleri, kurumsal kültürü, etik değerleri atamalara ve işlemlere yön verirdi.
Bu durum Merkez Bankamıza itibar ve güvenilirlik kazandırıyordu.
Bütün işlemler şeffaftı, kamuya açıktı. Olağandışı işlemler olmaz, “arka bahçe işlemleri” hayal bile edilmezdi.
Durmuş Yılmaz’ın Euromoney tarafından 2009’da “yılın merkez bankası başkanı” seçildiğini belirtmeliyim.
CB SİSTEMİNDE
Merkez Bankası bu yetkilerle siyasi baskılara direnebiliyordu. Fakat OHAL döneminde, 2017’de 375 Sayılı KHK ve 2018’de de 703 Sayılı KHK ile Merkez Bankası Kanununda değişiklikler yapıldı. CB sisteminde “kurumsal hedeflere ulaşılamaması” gerekçesiyle Cumhurbaşkanına istediği an banka yöneticilerini değiştirme ve banka dışından yönetici atama yetkileri verildi.
Ve, TCMB geleneklerini sürdürmek isteyen Murat Çetinkaya “laf dinlemediği” için 6 Temmuz 2019’da görevden alındı, Murat Uysal getirildi.
Murat Uysal 7 Kasım 2020’de görevden alındı Naci Ağbal getirildi.
Naci Ağbal 20 Mart 2021’de görevden alındı, Şahap Kavcıoğlu getirildi...
Yirmi ayda dört başkan!
TCMB yönetiminde istikrarın nasıl bozulduğunu görüyorsunuz değil mi?
Tabii bütün bu tasarruflara “faiz sebeptir” söylemi eşlik etti… Ve…
Merkez Bankası’nın yönetsel ya da araçsal bağımsızlığı KHK’larla ortadan kaldırılınca, Merkez Bankacılığının kurallarına, geleneklerine, yöntemlerine, mantığına aykırı işlemler yapılabilir, yaptırılabilir oldu.
NELER YAPILDI?
İşte, Merkez Bankası ile Hazine arasındaki “Protokol”de 26 Kasım 2018’de değişiklik yaparak ve de Merkez Bankası’nı da “muhabir banka” sıfatıyla devreye sokarak “128 milyar dolar”ı tüketti…
Madem döviz satacaktı niye banka usulüne uygun “ihale” açılmadı da milyarlarca dolar Hazine ve Maliye’den dolaştırılarak, Ziraat Bankası’nda da ihale açılmadan dövizler satıldı?
İyi Partili Prof. İsmail Tatlıoğlu, bu şekilde, “dövizleri denetlenemeyen bir alana çıkarıp orada satış işlemleri gerçekleşti” diyor…
Baş sorun şeffaflık ve denetim dışı işlem yapılmasıdır; hem de milyarlarca dolar!
Bugün Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan “kasım ayından beri bu yöntemi uygulamıyoruz” diyor! Sayın Bakan bu sözleriyle o “yöntem”in ne kadar yanlış, ne kadar şüphe verici olduğunu söylemiş olmuyor mu?
Merkez Bankası’na bağımsızlık kazandıran 2001 Kanunu değişmeseydi, bankanın bağımsızlığı devam etseydi bunlar yaptırılabilir miydi?
Görüyor musunuz, devlet yönetiminde “kurallar ve kurumlar” ne kadar önemli!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025