Tayfun Atay
Bugün 3 Şubat; Avrupa’da 15’inci yüzyılda matbaa makinesini kitlelerin hizmetine sokan Gutenberg’in 1468 yılında öldüğü gün... Onu, onunla adlandırılmış bir dünyanın, “Gutenberg Galaksisi”nin de zamana yayılan ölümünü an be an gözlemleyip deneyimlediğimiz bir dönemde anıyoruz!..
“Gutenberg Galaksisi”, Kanadalı düşünür ve iletişim kuramcısı Marshall McLuhan’ın 1962’de yayımlanmış çığır açıcı eserinin adı. Kitabın alt başlığı daha da açıklayıcı: “Tipografik İnsanın Oluşumu”.
Tipografi ile kastedilen “yazı”; daha esnek bir yaklaşımla, “yazılı kültür”. Dolayısıyla “tipografik insan”ı da gündelik hayatı yazılı kültürle yoğrulan, okur-yazar olmaktan öte, “okumadan duramayan insan” olarak tanımlamak mümkün; hayatının merkezinde kitabın, daha geniş anlamda “matbuat”ın yer aldığı insan olarak…
Bunu, Almanya’nın Mainz kentinde, Kutsal Roma (Cermen) İmparatorluğu topraklarında doğmuş (1400), yaşamış, çalışmış, üretmiş Johannes Gutenberg’e borçluyuz.
“Demirci”nin devrimciliği!
Demircilik ve kuyumculukla uğraştıktan sonra matbaacılığa merak sararak insanlık tarihinin akışını değiştiren “devrimsel” bir yeniliğe imza atmış Gutenberg, “Modern Çağ”ın en temel kazanımlarına altyapı oluşturan tarihsel şahsiyet olarak tanımlansa bu, abartı olmayacaktır.
Gutenberg, matbaayı “bulan” ve hayata geçiren kişi değil tabii ki. En eski ahşap baskı araç-gereçlerine ve yazılı-basılı ürünlere Çin’de 7’inci yüzyıl ortalarından itibaren rastlıyoruz. Fakat bunlar, kitlesel kullanıma dönük olarak işlerlikte değillerdi.
Gutenberg’in yaptığı, kendisinden yüzlerce yıl önce Çin’de ortaya çıkmış bu “teknik” uygulamayı geniş insan kitlelerinin yaygın kullanımına sokması, böylece bir “kültürel devrim”in önünü açmış olmasıdır.
Dolayısıyla, çokça yapılan bir yanlıştan uzak durarak “Matbaanın İcadı”nı değil, ama “Matbaa Devrimi”ni Gutenberg’le özdeşleştirmek gerekir.
15’inci yüzyıl Avrupa’sında Gutenberg’in gerçekleştirdiği bu matbaa devrimi, “Modern Dünya”yı ortaya çıkaran üç “kültürel devrim”in ikincisidir. Birincisi, 11’inci yüzyılda Orta-Kuzey İtalya’dan başlayarak “tüccar”ı başıboş, serseri, yersiz-yurtsuz bir insan türü olmaktan çıkarıp tarımsal feodalitede bulunduğu alt seviyelerden toplumsal merdivenin en üst basamaklarına taşıyacak sürecin önünü açan “Ticaret Devrimi”ydi (Carlo M. Cipolla, Neşeli Öyküler, Tarih Vakfı Yurt yayınları, 2000, s. 4-5).
Üçüncüsü ise, o tüccarın artık Avrupa’da “yeni” hayatın nabzının attığı şehirlerin efendisi (“burjuvazi”) haline gelmesi sonrasında hem onu hem de “meşgale”sini (kapitalizm) bütün yeryüzüne hâkim kılacak dönüşümün önünü açan “Endüstri Devrimi”dir (İngiltere).
İşte bunların arasında, çok kritik önemde, 15’inci yüzyıl ortasında Gutenberg öncülüğünde gerçekleşmiş “Matbaa Devrimi” yer alır.
Dünyayı değiştiren matbaa
Gutenberg’in 1439’dan itibaren belirginleşen, 1450’de yoğunlaşan matbaacılığa “teknik” yönelimi nihayet 1455’te her sayfasında 42 satırdan oluşan, 180 kopya bastığı, tanesi 30 florinden satılan İncil’i (“Gutenberg İncili”) kitlesel tüketime sunmasıyla çok önemli bir toplumsal-kültürel “sıçrama”ya zemin oluşturmuştur.
Kitap, yüzyıllardır olduğu üzere el-yazması formunda sadece bir seçkin azınlığın değil, halkın da sahip olabildiği bir üründür artık ve saraydan/kiliseden çıkıp “Pazar”a girmiştir. Adına “matbaa kapitalizmi” denilen sürecin önü böyle açılır.
Tabii aynı zamanda “okur-yazarlık” da artık bir seçkin azınlığın ayrıcalığı olmaktan çıkıp giderek kitlesel nitelik ve yetkinlik, insan olmanın temel bir koşulu haline gelecektir. Süreç, eğitim ve okulun insan toplumsallığının ayrılmaz, “olmazsa olmaz” bir parçası olduğu noktaya doğru ilerlemiştir.
İlk basılan İncil’dir. Ancak dinî metinlerin, kilise bildiri ve broşürlerinin seri halde basılmasını şiir, masal, destan, efsaneler gibi “folklorik” (halka ait) sözlü kültür ürünlerinin basılmasının izlemesiyle matbaa, “uhrevi” olmaktan öte insanların gündelik yaşamını dolduran bir dünyevi sunum çerçevesinde işlerliğini artırır.
Bu, artık hayatın dünyevileşmesinin, yani sekülerleşme/laikleşmenin de önünü açan bir işlerliktir.
Aynı doğrultuda dinin (Hristiyanlığın) Papalık ve Vatikan merkezli Katolikliğin tekelinde ve bir “ekonomi-politik” iktidar aracı olmaktan çıkarılması yolunda Protestan Reform hareketini de matbaa devriminin tetiklediği rahatlıkla söylenebilir.
Hayli çarpıcıdır, Gutenberg’in ilk bastığı metinler arasında Katolik Kilisesi’nin insanlara ölünce cennete gitme yolunda günahlarının affedildiğine dair belli bir bedel karşılığı verdiği (sattığı) “endülijans” (“cennet tapusu") belgeleri de vardı. Fakat Protestan Reformizminin lideri Luther’in endülijans-karşıtı pozisyonunu açıklayıp bunu dinen haklılaştırdığı bildirilerin kitlelere ulaşması da matbaa sayesinde mümkün olmuştur.
Ayrıca Protestanlık, Katolikliğin Latince dolayımıyla İncil üzerindeki tekelini kırabildiyse bunu da matbaaya borçludur ki bu aynı zamanda Orta Çağ’ın lingua franca’sı Latince karşısında yerel (vernacular) dillerin önem kazanıp öne çıkmasına itici güç oluşturdu. İncil’in Latince dışında diğer Avrupa dillerinde basılarak yayım ve dağıtım sürecine sokulması, bir yandan Katolik Hristiyanlığın “evrensellik” iddiasına dayalı tekelini kırıp dini “yerel-bölgesel” çerçevelere oturturken, izleyen süreçte uluslaşma ve milliyetçiliğin kitlesel yaygınlaşmasının altyapısını da hazırlamıştır.
Demek ki Reform hareketine olduğu kadar uluslaşma ve ulusçuluğa da Gutenberg’in matbaa devrimi ile sağladığı imkânlar alan açmıştır. Aynı doğrultuda insanı ve aklı öne çıkaran Rönesans ve Bilimsel Devrim’in itici gücü de matbaadır.
“1453” ve “1455”: Bitiş ve başlangıç
Bütün bunlara bakıldığında Gutenberg’in matbaa devriminin, tohumları 11’inci yüzyılda ticaret devrimi ile atılmış bir hayatın geri dönüşsüz biçimde insan dünyasının yeni ruhu, çehresi ve gerçeği olmasındaki asli “yapıcı” etkisi belirginlik kazanır.
Bu nedenle hep söylediğim üzere, yaşadığımız toprakların tarihi açısından 1453-İstanbul’un Fethi’nin önemi kuşkusuz büyüktür; ama kendimizi evrensel-insanlık halinin parçası sayıp “dünya-tarihsel” bir perspektiften baktığımızda 1455-Matbaa Devrimi’nin önemi çok ama çok daha büyüktür.
Çünkü “1453” bir başarıdır, ama “bitmiş bir hayat”a talip olma yolunda bir başarıdır.
“1455” ise “yeni bir hayat”ın önünü açan bir başarıdır!..
Dolayısıyla Nazım’a sığınarak, onun “Anlamak gideni ve gelmekte olanı” dizesinde en çarpıcı karşılığını bulan anlayışla “1453” ve “1455”e bakmak ve onları değerlendirmek gerekir!..
Üç insanlık galaksisi
“Gutenberg Galaksisi” yazarı Marshall McLuhan da matbaanın Batı dünyasında “Modern” dönemin pek çok ayırt edici dinamiğini imkân dâhiline soktuğunu kaydeder; bireycilik, demokrasi, Protestanlık, kapitalizm, milliyetçilik gibi…
Ancak başta da vurguladığım üzere, bugün biz “Gutenberg Galaksisi”nin bitişine, tükenişine, sönüşüne şahitlik ediyoruz.
Elbette “Gutenberg Galaksisi” tabiri, bir metafor (mecaz) ve buna iki tane de biz ekleyip, insan toplumsallığının dünden bugüne akışına ilişkin, “iletişim” değişkenini merkeze koyarak şöyle bir dönemlendirmeye gidebiliriz:
Başlangıçta “Homeros Galaksisi” vardı. “Gutenberg Galaksisi” onu kıyıya itti.
Şimdi de “Bill-Gates Galaksisi”, “Gutenberg Galaksisi”nin yerini alıyor, onu devre dışı bırakıyor!..
Homeros, malûm, elimize ulaşan en eski sözlü kültür ürünleri İlyada ve Odysseia destan-şiirlerini borçlu olduğumuz, günümüzden 3 bin yıl önce Antik Yunan’da yaşamış ozan… Onunla simgesel karşılığını işaret etmeye çalıştığımız üzere, insanlık tarihinde sözlü kültür ürünlerinin gündelik hayatın akışına hâkim olduğu uzun dönem boyunca masallar, mitler (efsaneler), destanlar, hikâyeler, şiirler, türkülerle sarmalandı dünya…
Masal anlatıcısının, destancının, halk ozanı âşıkların hem hayatın hem hayalin hem de “haber”in temsilcisi, taşıyıcısı, aktarıcısı olduğu bir dünya idi bu. Yazılı eserler bu dünyada yok değildi, ama el-yazması mahiyette olup hayli sınırlı kullanımda ve bir seçkin/soylu azınlığa mahsustular.
“Gutenberg Galaksisi”, matbaanın dönüştürücü gücüyle “Homeros Galaksisi”ni sönümlendirerek sözlü-anlatı ve anlatıcının yerinde kalemli-kâğıtlı yazarı ve kitabı öne çıkardı.
Gutenberg Galaksisi’nden Bill-Gates Galaksisi’ne…
Miladi 15’inci yüzyıl ortalarından 20’nci yüzyıl ortalarına kadar 500 yıl, denilebilir ki “Gutenberg Galaksisi”nde nefes alıp veren bir insanlık vardı ortada (dünyanın farklı bölgelerinde farklı derecelerde tabii).
1950’lerden itibaren televizüel görsel medyanın insan yaşamının önemli bir parçası olmaya başlaması “Gutenberg Galaksisi”ni sarsıntıya uğratmakla birlikte yine de onun ışığını çok fazla söndürmedi. (Değil mi ki bu “Galaksi”yi bize takdim eden Marshall McLuhan’ın kitabı da her ne kadar o, bir “elektronik çağ”ın insanlığın ufkunda göründüğünü atlamasa da 1962’de yayımlanmıştır.)
Fakat 1990’lar-2000’lerden itibaren yeni (dijital) medya teknolojileriyle içine girdiğimiz, öncü karakter olarak Bill Gates’i işaret edebileceğimiz ve hepimizi “siber-uzay”da nefes alır hale getirmiş kültürel iklim, şimdi “Gutenberg Galaksisi”ni tarihe havale etmekte görünüyor.
Artık “tipografik insan”ın yerinde “dijital insan” var!..
Artık yazının yerini “yazılım”ın aldığı bir dünya var.
Ve artık “Bill-Gates Galaksisi”nde, kitabın yerini ekranın alabildiğine doldurduğu bir hayat var.
Elbette yazılı kültürün ortaya çıkması, sözlü kültürle hayatını sürdüren insanlık için sarsıcı etkilere yol açmış ve sözlü kültürü temsil eden, taşıyan kişiler açısından hazin mi hazin sonuçlar doğurmuştu.
Şimdi görselliğin, seyrin, görünme-seyretme refleksinin öne çıktığı evrede de yazılı kültürle, kâğıt-kalemle, kitap-gazete ile hayatını geçirmiş insanlar için sorunlu bir tablo var ortada.
Hiçbir şey eskisi gibi değil. Günde 6 saat internette, 3-4 saat televizyon ekranı karşısında vakit geçirirken sadece birkaç dakika kitap okuyan bir insanlık çıktı ortaya.
Evet, Gutenberg bugün öldü!
Peki, yaşasın Bill Gates...
Diyebiliyor musunuz?..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019