Tayfun Atay
Bugün 5 Aralık. Dünya Toprak Günü...
Uluslararası Toprak Bilimleri Birliği tarafından doğal sistemin en kritik parçası ve insan sağlığının hayati unsuru olarak toprağın önemini duyumsatma hedefiyle 2002’de geldi böyle bir gün önerisi ilk kez. Ama 2010’lar dönümüne kadar beklemek gerekti hayata geçmesi için… Haziran 2013’te Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) konferansında öneri oy birliğiyle desteklenerek resmi kabulün sağlanması yolunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na çağrıda bulunuldu. Genel Kurul da Aralık 2013’teki toplantısında 5 Aralık'ı Dünya Toprak Günü olarak ilan etti.
Geçen yılki Dünya Toprak Günü’nün teması, "Toprak kirliliğine çözüm ol" ("Be the solution to soil pollution") şeklinde belirlenmişti. Bu yılki tema ise "Toprak erozyonunu durdur, geleceğimizi kurtar" (Stop soil erosion, Save our future").
Bütün bu girişimlerdeki temel hareket noktası, toprak sağlığının insanın/insanlığın sağlığı demek olduğu…
* * *
İnsanlık tarihinde toprak, "insanın ikinci aşkı" olarak karşımıza çıkar.
İlk "aşkımız" taştır. Taş-alet yapımının, dolayısıyla "kültür"ün başlangıcını oluşturan 2 milyon yıl öncesinden başlayarak uzun süre taşa biçim vererek var oldu insan. Günümüzden 10 bin yıl öncesinde doğayla ilişkisinde köklü bir dönüşüme yol açacak mahiyette tarıma başladığında ise artık tutkulu bir aşkla toprağa bağlandı.
Bu aşk, bizim coğrafyamızda en tutkulu şekilde Veysel’in dilinden ifade bulur:
"Koyun verdi kuzu verdi süt verdi / Yemek verdi ekmek verdi et verdi / Kazma ile döğmeyince kıt verdi / Benim sadık yârim kara topraktır // Karnın yardım kazmayınan belinen / Yüzün yırttım tırnağınan elinen / Yine beni karşıladı gülünen / Benim sadık yârim kara topraktır."
Âşık Veysel, toprağı tarla ya da mera (otlak) olarak değerlendiren tarımcı insanın toprağa aşkını böylesine veciz ve dokunaklı anlatmıştır.
Veysel’in bu şiiri yazdığı günlerde yeryüzünde Dünya Toprak Günü yoktu.
Çünkü Dünya Toprak Günü’ne ihtiyaç yoktu.
Âşık Veysel Şatıroğlu
* * *
Toprağın kıymetinin bilinmez olduğu yakın zamanlar bizi bugün Dünya Toprak Günü’ne çıkarmakta, insan için onun hayati değerini tekrar hatırlama yolunda!
İnsanlığın "makineye aşk"ına geçilen dünyada toprak insanın alabildiğine ihanetine ve istismarına uğrayan, ihtiraslarına kurban giden bir kaynak-değer oldu.
Bakın bu durumu da yine bu coğrafyadan bir ses, gelenekçi-muhafazakâr düşüncenin en önemli simalarından ve mevcut dinbaz iktidar sahiplerinin lafa geldi mi yere göğe sığdıramadıkları Nurettin Topçu nasıl bir serzeniş içinde dile getiriyor:
"Kalbi ile yaşayan her insanın vatanı topraktır. Topraktan uzaklaşan insanın ilk işi, yine topraktan çıkardığı demire yakınlaşmak oldu. Burada toprak sevgisi yerini demirin hırsına bıraktı. İnsanın eliyle aletleşen demir, ihtirasları kımıldattı. Bugün büyük makine halinde dünyamızın üstüne kâbus gibi çöken makine saltanatı, kendisine hayran insanın kalbini çürütmüş ve huzur ile mutluluğu yeryüzünden kovmuş bulunuyor."
Hep söylediğimiz gibi, bu memlekette ne din ne muhafazakârlık ne de Nurettin Topçu gibi gelenekçi-muhafazakâr-milliyetçi düşünce erbabı, bu dinbaz iktidar mahfillerine ve onların akıldanelerine bırakılmayacak kadar mühim konular-şahsiyetlerdir. Çünkü, "İnşaat Ya Resulullah" şiarıyla yıllardır memleketi bir şantiye cehennemine çevirmiş bu iktidarın, Topçu’nun sözlerindeki duyarlılığa, ondaki "toprak-aşkı"na kıyısından köşesinden yaklaşabilecek hali var mı?
Yok.
Nurettin Topçu
* * *
Yok, zira onların aşkı toprak değil, beton...
Buyursunlar, en karakteristik örnek olarak Çevre ve Şehircilik eski bakanlarından İdris Güllüce’nin 2015’te Cevizli Bahçe kentsel dönüşüm konutlarının temel atma töreninde sarf ettiği sözler:
"Beton makinesinin sesi bu ülkede hiç eksik olmasın! Bu beton makinesi böyle pat pat vurdukça Türkiye kalkınıyor. Bu beton pompaları hiç durmasın! Silah sesleri yerine, terörün yerine, insanların birbirine acımasızlığı yerine beton santrallerinden beton çıksın ve o beton pompaları insanlara güzel güzel evler, yollar, otobanlar, havaalanları yapsın. Rabbim bunu hep nasip etsin!.."
Beton santrallerinden beton çıkıp, beton makineleri pat pat vurdukça Kuzey Ormanları gitti elden!
Şimdi o beton pompaları hiç susmamacasına çalıştırılarak İstanbul toprağı ortasından ve yukarıdan aşağıya yarılarak "Kanal İstanbul" denilen modern barbarlık projesi hayata geçirilmeye hazırlanılıyor.
"Terörün yerine beton çıksın" diyor ya eski AKP’li bakan…
Aslında toprağın, onunla irtibatlı şekilde havanın suyun, berdevam bitkilerin-hayvanların katline imza attıklarının zerre farkında olmaksızın, "Nasıl da dehşet verici bir rahatlıkla konuşuyorlar böyle Ya Rab" diye çığlık atmak geliyor içimizden!
Yine böyle olduğu için diyoruz ki Dünya Toprak Günü haramdır bu beton-sever, betona-tapar iktidar mümessillerine…
Çünkü beton, toprağa düşmandır!
Ve yukarıda aktardığımız şekilde "beton-duası" yapanlardan toprağa hayır gelmez.
* * *
Geçen yılki Dünya Toprak Günü münasebetiyle Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli neler demiş, ona da bakalım:
"Toprak, 81 milyon vatandaşımız ve geleceğimiz için en değerli varlığımızdır. Toprağın korunması için 7 milyon hektar alanda 258 ovamızı ‘tarımsal sit alanı’ ilan ettik. Koruma altına alınan ova sayısını 2023’e kadar 300’e çıkarmak için çalışıyoruz. İnşallah, 2023’te erozyonla taşınan toprak miktarını 130 milyon tonun altına indireceğiz."
Güler misiniz, ağlar mısınız?
Yahu, memleketi beton ormanına, beton tarlasına, beton dağlarına çevirdiniz, "Betonistan" yaptınız be!
Üstüne üstlük "Kanal İstanbul" diye çılgınlaşmış halde, belki de yeryüzünün en büyük toprak katliamlarından birine imza atmanın eşiğindesiniz.
***
Erdoğan’ın ha bire "En büyük hayalim" dediği, Mevlüt Çavuşoğlu’nun ise geçenlerde "Kazmayı vurduğumuz zaman tarih değişecek, dönüm noktası olacak" diye lafın daha da belini kırdığı, kendi deyişleriyle "çılgın", bize soracak olursanız çıldırmışlık demek olan "Kanal İstanbul" için yaklaşık 1-1,5 milyar metreküp toprak alanı kazılacak. Toprak, makinelerle yarılacak, patlayıcılarla patlatılacak.
Muazzam bir ekosistem, hayvan ve bitki örtüsü mahvedilecek.
Çıkan toprak, "ölü toprak", denizin ortasında adacıklara dönüştürülecek; adeta denizyıldızlarını alıp kurutup duvara asarcasına bir barbarlıkla!
Kanal çevresindeki yeraltı su kaynakları tahrip olacak, yörede tuzlanma baş gösterecek.
Deprem riski zaten ortada ve kanal inşa edilirse o bölgede deprem, olursa eğer, 9-10 şiddetinde olacak.
Elbette kanalın kazılması sırasında toprak kaymaları, heyelan ve göçmeler, yani erozyon hayda hayda olacak.
Öyleyse hatırlatalım tekrar bu yılki Dünya Toprak Günü’nün temasını: "Toprak erozyonunu durdur, geleceğimizi kurtar."
("Kanal İstanbul"un yol açacağı felaketin, yukarıda aktardıklarımızı da borçlu olduğumuz ayrıntılı dökümü için Prof. Dr. Naci Görür’ün değerlendirmesine bkz. )
* * *
Bu ülkeyi yönetenler, "Kanal İstanbul" denilen korkunç çevre cinayetini, felaketini, kıyametini hâlâ ısrarla hayata geçirme şehveti içinde karşılıyorlar bugün Dünya Toprak Günü’nü. Sizce böyle anlamlı bir günün parçası, paylaşanı, katılımcısı olmaya hakları var mı?
Bizce yok.
O yüzden diyoruz ki Dünya Toprak Günü’nden uzak durun!
Sakın ola ki onun "mânâ ve ehemmiyetine binaen" lâflar etmeye tweet’ler atmaya kalkışarak bu Gün’ün özünü de ruhunu da kirletmeyin!
Siz "Dünya Beton Günü" ilan edin, "Kanal İstanbul" çıldırmışlığınızın ve toprak düşmanlığınızın hem tamamlayıcısı hem nişanesi olarak!..
Size bu yakışır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019