Ufuk COŞKUN
7.sınıf Türkçe ders kitabından küçük bir metin aktararak başlamak istiyorum. Konu; Atatürk ve Türk tiyatrosu “…sahne sanatlarımız, devlet tiyatromuz, operamız ve balemiz bugünkü düzeye ulaşabilmesini Atatürk’e borçludur. Atatürk, Bedia Muvahhit’in sahneye çıkmasını sağlayarak Türk kadınlarının tiyatroda görev almasını özendirmiştir. Bedia Muvahhit, bu konuda şunları anlatıyor: “Beni sahneye Atatürk çıkardı. Türk kadınının başından çarşafı atıp sahneye çıkartmak, Atatürk’ün yaptığı en büyük devrimlerden biri değil midir? Bugün memleketimde ufak bir mevkiim varsa ben bunu Atatürk’e borçluyum.” Ders kitabına göre eğer Atatürk Bedia Muvahhit’in başından çarşafı söküp atmasaydı o çağdaş bir kadın olamayacak ve devlet tiyatrosu gelişmeyecekti. Bu tür metinlerin ders kitaplarından çıkarılması gerektiğini her fırsatta ifade ediyorum bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Bilindiği gibi meclis çalışmalarına başörtüsüyle katılacaklarını açıklayan AK Partili kadın milletvekillerine yönelik ilk eleştiri CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay’dan gelmişti. Altay; Bu süreci Cumhuriyetin ve laikliğin temel niteliğine vurulacak en önemli darbe olarak değerlendirmişti. İlerleyen günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Partili bazı kadın milletvekillerinin başörtülü olarak TBMM Genel Kurulu’na girme kararı üzerine, Ankara’da partisine mensup kadın milletvekilleriyle bir toplantı yaptı. Burada milletvekillerine; Merve Kavakçı dönemini hatırlatan bir tepki gösterilmeyeceğini ve eylem yapılmayacağını gereken tepkinin grup başkanvekilleri tarafından verileceği uyarısında bulundu. Sonrasında malum Pavey’in o kibirli ve seçkin haliyle yaptığı konuşmayla karşılaştık.
Türkiye’de yıllardır yaşanan başörtüsü sorununun “laiklik” gerekçe gösterilerek engellediği bilinen bir gerçektir. Ayrıca başörtülüler bir kesim tarafından gerici, aydınlanmamış, çağdışı insanlar olarak kabul edilir ve kamusal hayatta dışlanırlardı. 2008 yılında TBMM’de başörtüsü serbestliğini sağlayacak olan yasa değişikliği oylamaları devam ederken dışarıda 76 sivil toplum örgütü; aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaşlık, ilericilik ve aydınlanmacılık adına bu hakkın reddi için günlerce eylem yapmışlardı. 411 el kaosa kalktı manşetlerin atıldığı bu süreçte bir takım aydın, yazar ve üniversite hocaları da laikliğin tasfiye edildiğini ve ülkenin gericiliğe mahkûm edildiğini ifade etmişlerdi. Başörtüsü başta olmak üzere farklı kesimlerin özgürlüklerine gösterilen tepkinin en önemli nedenini; resmi ideolojinin, ulusçuluk, devletçilik ve pozitivist ilerlemecilik anlayışıyla oluşturulması dolayısıyla pozitivist yeni bir toplum yaratma idealinin baskın oluşunda aramak gerekir.
Bilindiği gibi tek parti döneminde CHP, laikliği din karşıtlığı biçiminde algılamış ve dini toplumsal hayattan dışlamaya çalışmıştır. Örneğin Hacc’a gitmenin yasaklandığı, Tanrı yerine Allah diyenin 3 ay hapse mahkûm edildiği, şapka kanununa muhalefetten insanların idam edildiği( bir bakıma ilk başörtüsü yasağı erkeklere uygulanmıştır) gibi bir yığın uygulamanın laiklik kisvesi adı altında yürütüldüğü tuhaf bir dönem yaşanmıştır. Bu durum Prof Dr. Mustafa Erdoğan’ın da ifadesiyle; Kemalist laiklik ilkesinin arkasında yatan, onun ilham kaynağı olan dünya görüşü yüzünden, otoriter bir laiklik uygulamasıkaçınılmaz gibiydi. Çünkü Erdoğan’a göre; Kemalist laiklik anlayışı büyük ölçüde 19.yüzyıl pozitivizmden etkilenmiş olduğu için pozitivist bilim anlayışı dinin yerine geçirilmek istenmiş bir tür uygar din yaratılmaya çalışılmıştır. İslami inanç sisteminin yerine bilimsel inanç ve örgütlenme sisteminin geçirilmeye çalışılması bu anlayışın bir sonucuydu. Levent Köker ise; Kemalizm’in laiklik ilkesini, dinsel öğelerden arındırılarak yerine dil, kültür ve ülkü birliğiyle donatılmış yeni ve tek bir Türk ulusu kimliğinin inşası şeklinde değerlendirir.
Cumhuriyet’in kurucuları pozitivizmden etkilenmişlerdi bu bakımdan yeni bir ulus kurma ve kimliğini oluşturma süreci pozitivist dünya görüşü çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bilindiği gibi pozitivizm, Fransız devriminden sonra oluşan toplumsal karmaşayı yeni bir toplumsal düzenleme ve reformla ortadan kaldırmayı isteyen Fransız düşünür August Comte’nin sistemleştirdiği bilimsel bir yaklaşımdır. Comte göre, inançlarda, fikirlerde birlik sağlanmadıkça toplumsal birlik ve düzen sağlanmayacaktı. Bu bakımdan Tanrı buyruğu gibi doğa kanunu da tartışılmamalı ve ona kesin bir inançla bağlı kalınmalı aksi takdirde toplumsal düzen yeniden oluşturulamaz. Habermas; pozitivizme göre çağdaş uygarlık idealinin asli öğesini bilim ve akılcılığın oluşturduğunu ifade eder. Buna göre; tüm toplumsal olaylara ve olgulara bilimsel referanslarla yaklaşılır. Dolayısıyla pozitivizm bir toplumsal dönüştürme aracı olarak toplumları kontrol etme ve yön verme ihtidacığıyla birlikte doğmuş ve bu amaca hizmet etmiştir. Bu bakımdan örneğin Atatürk’ün; “Dünya’da her şey için hayat için en gerçek yol gösterici ilimdir fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır” şeklinde ifade dilen sözü pozitivist bir önermedir. Aynı şekilde Behçet Kemal Çağlar’ın kaleme aldığı 10.Yıl Marşı’da pozitivist ilerlemecilik anlayışının özetlendiği bir marştır.
Aklın ve bilimin öncülüğünde ideal bir toplum oluşturma çabalarının katı bir totalitarizmin ürünü olduğu bilinmelidir. Bu aklı putlaştıran katı tutum; aydınlanmacı, bilimci, akılcı ve rasyonalist önderlerin kendilerini doğuştan haklı ve yanılmaz, kendisi gibi olmayanları ise gerici, hastalıklı, cahil ve işe yaramaz yığınlar olarak görmelerini de neden olmaktadır. Atilla Yayla’nın da ifadesiyle; aydınların akıllarını daha iyi kullanmaları onlarda bir özgüven duygusunun gelişmesine yol açar. Bu özgüven aydını, akılla her şeyin açıklanabileceği akılla açıklanmayan her şeyin reddedilmesi gerektiği ve sırf akla dayanarak ideal bir toplumun temellendirilebileceği noktasına sürükler. Örneğin bugün başörtülüleri gördüklerinde kendilerinin ne kadar da doğru bir istikamette yol aldıklarını sanmalarının altında bu duygu yatmaktadır. Bireyin insan olarak düşünme, inanma, konuşma, yaşama vs gibi en temel vasıfları bilim, akıl ve ilericilik adına yok sayılmakta hatta tehlikeli bulunmaktadır. Bugün Türkiye’de laikçilik adı altında yapılan da budur. Etyen Mahçupyan’ın bir yazısında ifade ettiği gibi ”Çelişkilerin temelinde Kemalizm’in çağdaşlık ve ilericilik anlayışı yatmakta. Bu pozitivist yaklaşıma göre laikler kimlik olarak dindarlıktan daha ileri bir insanlık aşamasında bulunuyor. Dolayısıyla daha bilgili ve daha açık fikirliler. Bu varsayımdan hareket edildiğinde laiklerle dindarların fikir ayrışması yaşadığı her noktada laik kesimin kendini doğal olarak haklı görmesi gibi bir garabetle karşılaşıyoruz.
Aklın, bilimin ve rasyonalizmin dışında olanların değersiz, işe yaramaz olarak görülmelerine neden olan bu düşünce yapısına göre; cahil kitleler olarak görülen dindar kesimlerin, farklı görüşlerin ve mezheplerin mutlaka bilimsel, çağdaş, ilerici ve aklın öncelendiği bir eğitimden geçirilmeleri elzemdir. Bunun için gerekli olan otorite ve bürokrasinin kullanımından da -ideal, çağdaş, ilerici ve akılcı bir toplumun inşası adına- kaçınılmamalıdır. Oysa hayatın gerçekliğine aklın ve bilimin dışında hiçbir ölçü taşıyla ulaşılamayacağına iman etmek demek, farklı kültürlerin, inançların, mezheplerin ve ırkların anlam dünyasına nüfuz edememek ve aynı zamanda onları herhangi bir değerlendirmeye tabi tutmamak demektir. Hâlbuki hayatın içinde çok değişik felsefi görüş alanları, çok farklı siyasi fikirler, inanışlar ve yaşam tarzları bulunmaktadır. Kaldı ki bugünün dünyasında artık 19.yüzyıl bilimsel yaklaşımlarına pek itibar edilmemektedir. Kısacası akılcı, bilimci, çağdaş ve ilericilik adına bir toplum yaratmayı çabalamak ve bu uğurda farklılıkları yok saymak asıl günümüz dünyasının dışında kalan köhne bir anlayıştır.
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019