Ufuk COŞKUN
İnönü’nün”"Milli terbiye istiyoruz; Sizin vereceğiniz terbiye dini değil milli, beynelmilel değil millidir. Sistem bu.Bu konuda yapılan her cahilane itiraz ve teşebbüs de bertaraf edilecektir” diyerek startını verdiği ve “benim dinim ulusalcılıktır” şiarıyla devam eden Tevhid-i Tedrisatçı/Kemalist eğitim sisteminin o katı, dar, milliyetçi, ulusalcı, ötekileştirici damarın günümüze kadar ulaştığı bir vakıadır. Tekçi ideolojinin bireyin zihnini zamanla nasıl çürüttüğünün en bariz örmeklerini Soma faciasının hemen ardından yapılan yorumlarda da gördük. Çünkü ideolojik eğitim bireyin içsel dünyasını tahrip eder ve düşünme melekelerini dumura uğratır. Bu düşünme biçimine göre; madende ya da herhangi bir doğal afette ölen insanlar eğer kendilerinin sahip olduğu dünya görüşüne sahip değillerse ölmeyi hak eden insanlardır. Onlara göre helal ekmek peşinde koştururken ölenler şehit değildir ama Gezi kalkışmasında ölenler birer şehittir. Katırı bile Kürde tercih edecek kadar insanlıktan uzak, bağnaz, kibirli, ırkçı bir ideolojinin içerisine hapsolmuşlardır.
Kemalist eğitim seçkincidir halkı hakir gören elitist bireyler yetiştirir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nunYaban’ında da görüldüğü üzere halk, yontma taş devrinden kalma bir mağara insanıdır. Dolayısıyla en iyi bildikleri şey halkı aşağılamaktır. Onlara göre halk -eğer siyasi tercihini kendi dünya görüşüne göre yapmamışsa- göbeğini kaşıyan, bidon kafalı, gerici, örümcek kafalı, cahil, kendini makarnaya satan gibi bir yığın hakaretlere maruz bırakılacak kadar değersiz yığınlardır.İyi eğitim aldıklarını ifade ederler. Atatürkçü düşünceyi matematiksel formüllerle izah edecek kadar bilimcidirler ama hiçbirinde derinlik yoktur. Aldıkları eğitim onlarda insan ve değerlerine doğru giden bir yol açamaz. Çünkü onlara göre hemen herkes kendileri gibi inanmalı, giyinmeli, düşünmeli yazmalı ve bir yaşam anlayışı geliştirmelidir. Bu bakımdan inancı gereği başörtüsü takanlar gerici, farklı bir dil konuşanlar bölücü, Ermeniler ise haindir!
Bu düşünce yapısında geçmiş tarihi ve kültürel miras da reddedilir. Onlara göre Osmanlı padişahları “Bütün milletin kan ve ter içinde kazanıp vergi diye verdiği parayı kendi keyfine savuran. Yalnız kendi keyfi, kendi dileğiyle is gören, canları istediği zaman yabancı devletlerle harbe giren insanlardı.” Hatta “ Son Osmanlı padişahı Vahdettin yalnız Türkiye için değil, bütün dünya milletleri için bir hıyanet numunesiydi.”(Dönemin ders kitaplarından) Bu bakımdan geçmişle tüm bağlar kopartılacak ve başında şapkasıyla, çağdaş giyimiyle, yeni harfleri, yeni dili, devlet kontrollü dini inancıyla sıfır kilometre yeni bir ulus yaratılacaktı. Haliyle Din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılık. İman: Milli iman! (Abdülbaki Gölpınarlı)Kutsal kitap: bilgiyi esirgeyen, varlığı taşıyan, mutluluğu kucaklayan, Türklüğü yükselten ve bütün Türkleri birleştiren ulusalcılık!(Ruşeni Barkur,1926)
İdeolojik eğitim insanın kendini bilme, insanlığını gerçekleştirme kanallarını da tıkar. Bu bakımdan insan fıtratına yapılmış ciddi bir müdahaledir. Yapay korkular üretir ve bu korkunun, nefretin ve tekçi anlayışın nesilden nesile aktarılmasında öncü rol oynar. Darbeci, devrimci geleneğini diri tutan yeni nesiller peşindedir. Vesayetçi üreten birer fabrika gibi işlev görür. Zihinleri tasnif etmeye kalkar ve bireyi belirli bir kalıba sokmaya çalışır. Bu da karmaşık ve merhametsiz bireylerin yetişmesi anlamına gelir. Başka bir deyişle farklı inançlara, mezheplere, ırklara, dillere ve düşüncelere karşı hoşgörüsüz insanların yetişmesine imkân tanır. Gezi kalkışmasından, 17 Aralık sürecine, Soma faciasından, Okmeydanı’nda tırmandırılan gerginliklere varana kadar sadece son zamanlarda yaşadığımız hadiselerde bile ortaya çıkan tablo, atılan twitler, küfürler, yazılanlar ve yapılan yorumlar bizi haklı çıkartmakta ve ötekine karşı içten içe beslenen nefretin nasıl da açığa çıktığını gözler önüne sermektedir. Bu tekçi, ötekileştirici, ahlak, vicdan ve erdem yoksunu zihin yapısının varlığını acaba neye borçluyuz?
Tekçi eğitim bazen tuhaf duygusal ilişkilerin ve bağların kurulmasına da vesile oluyor. Öyle ki Atatürk’ün kahvesini yudumladığı bir resminin karşısına geçip onunla saatlerce sohbet edilebilir. Çünkü onun ölmediğine, bizi izlediğine, takip etiğine, bazen kızıp bazen de küstüğünehatta bir gün kalkıp kendilerine önderlik edeceğine inanılır.Bu psikolojik durum zamanla ülkeyi sadece benim ideolojimin yönetmeye hakkı vardır takıntısına dönüşür. Bu yüzden halkın oylarıyla iktidar olmuş sivil bir hükümeti diktatör olarak takdim edecek kadar ideolojik bir bağnazlık örneği sergilerler. Elbette bu sistemin cenderesinden geçen hemen herkes böyle bir düşünce biçimi geliştirmiyor. Ülke Yılmaz Özdillerle, Pınar Kürlerle dolu değil ama bu tutum yinede malum tekçi sistemi meşrulaştırmamızın bir gerekçesi sayılamaz.
Peki, ne mi yapılmalı? Sıfırlanmalı elbette. Yeni, özgürlükçü, tüm farklılıkları içine alan ve bize özgü yeni Türkiye’ye yakışır bir eğitim sisteminin imkânları ortaya konmalı.
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019