Ufuk COŞKUN
Bilindiği gibi Türkiye’de cumhuriyet dönemi boyunca “milli eğitimi” Kemalist CHP ideolojisi yön vermiştir. Eğitim kurumları resmi ideolojinin yeniden üretim merkezleri olarak kurgulanmış ve eğitim yıllardır ideolojik bir endoktrinasyon kurumu olarak işlev görmüştür. Eğitimi ulus devletin ihtiyaçları doğrultusunda kurgulayan CHP zihniyeti 90 yıldır bu ülkenin çocuklarının en verimli çağlarını gasp etmiştir. Yaşam kadar önemli en temel insan haklarından biri olan düşünme ve hayatlarını kontrol etme haklarını ellerinden almıştır. Yıllardır ülkenin çocuklarına tek bir ideolojiye mahkûm bırakarak özgürce düşünebilmelerinin tüm yollarını tıkamıştır. CHP bu tekelci zihniyetin eğitim alanında hâkim olması için hala çaba sarf etmektedir. Hatırlayınız 4+4+4 değişikliğine en sert tepki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelmişti. Kılıçdaroğlu yaptığı grup toplantısında aileleri, üniversiteleri ve sivil toplum örgütlerine bir çağrıda bulunarak bilhassa annelere çocuklarınızın geleceği ellerinden alınıyor uyarısını yapmıştı. Aslında Kılıçdaroğlu: “Çocuklarınızı bizim elimizden almayın” demeye getiriyordu. Çünkü eğitim anlayış olarak CHP zihniyetini besleyen en önemli kurumlardan biri. Buyurun inceleyelim.
Tek parti dönemi eğitim anlayışı
1931 CHP programının Milli Talim ve Terbiye başlıklı bölümünde: “Kuvvetli cumhuriyetçi, milliyetçi ve laik vatandaş yetiştirmek tahsilin her derecesi için mecburi ihtimam noktasıdır” denilmektedir. Yani eğitimden beklenen kuvvetli milliyetçi, laik ve devlete azami hürmet eden bireyler yetiştirmesidir. O dönem topluma tepeden baskılarla yaşatılmaya çalışılan ilginç bir modernleştirme çabalarına tanıklık ediyoruz. Bu süreç ise hem bu ülkede yaşayan dindarlara hem de Kürtlere ciddi bir dışlama ve saldırı temelinde işlemekteydi. Dolayısıyla CHP’nin hüküm sürdüğü tek partili dönemde farklılıklara asla yer verilmedi. Kimlikleri, dilleri, inançları inkâr edildi. 1938 yılında M. S. Toprak adında bir milletvekilinin verdiği kanun tasarısı buna çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır. ” Bu tasarı, Türk vatandaşlarının evlerinin dışında umuma açık yerlerde, her zaman Türkçe konuşmalarını, aksi takdirde 1- 7 gün arasında hapis ve 10 ile 100 kuruş arasında para cezasını öngörüyordu. Bunların diplomalarına da el konulacak ve doktorluk, öğretmenlik ya da gazetecilik yapamayacaklardı. Ceza olarak toplanan paraların bir bölümü de ihbarcılara ödül olarak dağıtılacaktı. Yine bu tasarıya göre Türkçe bilmeyen Türk vatandaşları bir yıl içinde Türkçeyi öğrenmeye mecburdu. Yoksa onları Türk vatandaşlığından çıkartılmak bekliyordu.”
Bu dönemde CHP bilhassa ders kitapları aracılığıyla ulus devletin ihtiyaçları doğrultusunda yeni nesiller yetiştirme hedefi gütmektedir. Yurttaşlık, Tarih, Coğrafya ve Din derslerine özel önem veriliyor. Bu derslerin amacı yeni rejimin ilkelerini benimsetmek ve resmi ideolojinin propagandasını yapmaktır.. Örneğin Din Kültürü kitabında(bunu her fırsatta dillendiririm) iman bile “dini” ve “milli” iman olmak üzere ikiye ayrılıyor. Milli iman bahsinde; “Bizim bir de milli imanımız vardır. Biz Türküz. Türkler medenidir. Türk adı anılınca göğsüm iftiharla kabarır, basım yükselir. Milletime, vatanıma faydası dokunanları severim, mübarek yurduma fenalık edenleri hiç sevmem vs deniliyor.Yurt Bilgisi derslerinde de “ Ben Türküm! Türk yalnız yurdu ve milleti için yasar. Yurdunu ve bayrağını kurtarmak için hiç düşünmeden canını milletine armağan eder. Millet uğruna yasamak kadar, millet yolunda ölmek de benim en şerefli dileğimdir” denilerek ölüm yüceltiliyor.
“Maarif Vekâleti” eğitimi, öğretmenleri ve okulları kutsallaştırarak bireye vazifelerini öğreten milliyetçilik dozu yüksek bilgileri ders kitaplarına eklemekten geri kalmıyor.” Herkes ne olduğunu, nasıl bir millet olduğunu, devlet için yapacağı işleri bilmelidir. Bu bilgi mekteplerde öğretilir.” Dünyada anamızdan da canımızdan da çok sevdiğimiz iki şey vardır; Türk yurdu ve Türk milleti” türünden bireye devlete karşı vazifelerini hatırlatan çok sayıda bilgilere rastlamak mümkün.
Dahası var; Spartalıların Cumhuriyet dönemi ders kitaplarında da yer ettiğini görüyoruz. Örneğin 1942 Lise 1.sınıf İlkçağ Tarihi kitabında Sparta’dan bahsedilirken “Devletçilik düşüncesinin Ispartalıların hayatına hâkim olduğu ve özel menfaatler devletin menfaati uğruna feda edilirdi. Devletin menfaati daha doğumda göz önünde tutulur, zayıf ve kusurlu doğan çocuklar ıssız yerlere bırakılırdı ”denilerek bir bakıma millet ya da devlet varlığının/menfaatinin bireysel yaşamlardan önce geldiği, devletin bireyler için değil, bireylerin devlet için var olduğu mesajı veriliyordu.Dönemin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mazhar Osman’da 1939’da verdiği bir konferansta “Sağlamları çoğaltmağa teşvik ve mecbur etmeliyiz, çürüklere de sen yetersin, senden nesle lüzum yok demeliyiz” diyordu. Tevhid-i Tedrisat’ı, Harf inkılabını, Türk tarih tezlerini ve eğitimin hala tekçi bir yapıda işlev görmesini vs saymıyorum bile.
Kısacası CHP’nin bu ülkenin çocuklarından da bir özür borcu vardır.Milyonlarca çocuğun hakkına girmiştir. Ne var ki bu özeleştiriyi yapacak kadar erdem sahibi değiller. Oysa 90 yıldır bu ülkenin çocuklarına çok zarar verdiler. Şimdi bu zarar ziyanın telafi edilmesi gerekmektedir. Yeni Türkiye’nin inşasına eğitim alanında başlanmalıdır. Çocuklarımız Kemalizm’in kıskacında işlev gören bir eğitim sistemini artık hak etmiyor.
twittr.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019