Ufuk COŞKUN
Hükümet, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda kapsamlı bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Basında yer alan haberlere göre; görevini iyi yapmayan memur işten çıkarılabilecek. Memurun verimliliği ölçülecek. Çok çalışan çok, az çalışan az maaş alacak. Yeri değiştirilen bürokrat mahkemeye başvurup geri dönemeyecek. Kimilerine göre bir devrim, kimilerine göre de “oh olsun hak ettiler” şeklinde takdim edilen bu öneriyi biraz daha yakından(insan ve değerleri açısından) bakmaya ne dersiniz? Takip eden okurlarım bilir, Türkiye’de yerleşik memur zihniyetini en sık eleştiren yazarlardan biriyim. Bilindiği gibi eski Türkiye rejimi, sistemini resmi ideolojiye sıkı sıkıya bağlı memur ve bürokratlar üzerine inşa etmiştir. Hal böyle olunca kamu kurumları, verimliliği ve kaliteyi arttırmak yerine statükonun sürekliliğinin sağlanmasında etkin bir rol oynamışlardır. 2010 yılında yazdığım bir yazıda 1960’lı yılların darbeci zihniyetiyle yürürlüğe sokulmuş olan 657 sayılı kanunun neden değiştirilmesi gerektiğini uzun uzadıya anlatmıştım. Çünkü mesele ne memur sayısındaki fazlalık ne de onların tembelliği meselesidir. Asıl mesele Türkiye’deki memur zihniyetini besleyen resmi ideolojinin kendisidir. Başka bir deyişle sorunun asıl kaynağı sistemin kendisidir, işleyiş şeklidir.
Devlette çalışmayanlar, devlet memurlarının üretime hiç katkıları olmadığını düşünürler. Memurluk “ Devlete kapak at, yan gel yat” “Devletin tembeller çiftliği’ “Yan gelip yatsam da, bu devlet bana bakacak” türünden biraz da ezber laflarla tarif edilir. Elbette iş garantisinin de verdiği rahatlıkla bir kısım memurlar vazifelerini yerine getirmiyor. Lakin bunu genele mal etmek yanlıştır. Diğer taraftan Türkiye’nin bir memurlar cenneti olduğu sıklıkla ifade edilir. Oysa Türkiye’deki memur sayısı birçok Avrupa ülkesine kıyasla daha azdır. OECD verilerine göre, Finlandiya’da her 10, Kanada’da her 12, ABD ve Macaristan’da 13, İrlanda’da 14, Almanya ve Hollanda’da 19, İspanya ve İtalya’da da 25 kişiden biri memur unvanı taşıyor. Türkiye’de ise her 30 kişiden ancak 1’i memurluk yapıyor. Fransa’da 4,8 Milyon, Almanya’da 4.5 Milyon, İtalya’da 2,3 Milyon memur bulunmaktadır. Türkiye’de ise yaklaşık 22 Milyon çalışanın( kayıt dışı olanlarla birlikte) sadece 2 Milyonu memur statüsüne sahiptir. Peki, nasıl oluyor da ülkedeki verimsizliğin, kalitesizliğin tek sorumlusu bu 2 milyon zavallı memura fatura ediliyor? Bununla ilgili elimizde herhangi bir çalışma var mı? Yani iş güvencesi olmayan insanların daha başarılı olduğu yönünde herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Ya da özel sektör çok mu başarılıdır? Örneğin 820 bin gibi en fazla memur barındıran MEB’te iş güvencesi ortadan kalktığında PISA raporlarında en üst sıralarda mı yer alacağız? Ya da başarısızlığın tek nedeni iş güvencesine sahip olan zavallı memurlar mı?
Bakınız Almanya kıta Avrupa’sında güçlü memurluk geleneğinin önde gelen temsilcilerinden biridir. Almanya’da memurluk yüksek statüye sahiptir ve iş güvencesi yüksek düzeydedir. Personel rejim yasasına göre memurlara önemli anayasal güvenceler getirilmiştir. Onlardan adil ve tarafsız olarak kamu yararı içinde hizmet etmeleri beklenir. Ayrıca her ülkede olduğu gibi demokratik anayasal sistemi savunmaları gereklidir. Almanya memurlarını geniş haklar sağladığı gibi görev ihmali söz konusu olduğunda da bunu cezasız bırakmamaktadır. Türkiye’de memurluk sisteminin sorunlu olduğu bir gerçek… Kıt kaynaklarla geçinen bu kesimin yüksek performans göstermediği de bir gerçek. Demokrasi ve insan hakları konularında yetersiz oldukları da ortada.. Lakin onları topyekûn tembeller ordusu şeklinde itham etmek ve bu sebeple iş güvencelerinin kaldırılmasını teklif etmek acımasızlıktır. Çünkü sorun tam olarak bu değildir. Bu bakımdan gerek Atilla Yayla’nın ve gerekse Gülay Göktürk’ün şimdi “pabuç pahalı “ şeklinde liberal değerlerle bağdaşmayan biraz da tehditkâr ifadeleri bana insan ve değerlerinden uzak geldi. İnsan ve değerlerini çalışan bir fikriyatın onun derinliklerine inmeden tamamen sistemin işleyiş düzenine odaklanması izaha muhtaç bir durumdur.
Oysa sistemin işleyiş çarkından önce insan ve değerlerini öne çekmek durumundayız. ” Tembeller çiftliği” şeklinde yapılan yorumlar ve “iş güvenceleri ortadan kalksın, zenginlik gelsin” şeklindeki çıkarımlar aceleci bir o kadar da basit, tercümeye dayalı bir bakış açısıdır. Bu aynı zamanda gayri adil acımasız bir yaklaşımdır. Hükümet memurların iş güvencesinden evvel, kurumların işleyiş şeklini değiştirmeli daha da önemlisi memurların resmi ideoloji bağımlılıklarına son vermelidir. Bakınız yarın binlerce öğretmen “Atatürk milliyetçiliğine bağlı kalacağım” şeklinde bir yemin metnini ezberleyerek görevlerine başlayacak. Ve görevlerini ifa edecekleri kurum ise tam da bu yemin metninin esasları üzerine kurulu. Bu kurumdan doğan kalitesizliğin nedeni 820 bin memurun üzerine fatura edilemez. Eğer iş güvencesini kaldıralım bu insanları korkuya dayalı çalıştıralım derseniz yine değişen bir şey olmayacaktır. Evet, yıllardır ifade ettiğim gibi 657 topyekûn değiştirilmeli. Köklü bir reform şart. Lakin insan ve değerlerini görmezden gelerek acımasızca kıyımlar yapılmasın. FETÖ, PKK, DHKP-C VE DAEŞ gibi terör örgütlerine mensup olan, ülke karşıtı faaliyetlerde bulunan memurların ilgili kanunda yapılacak tanımla ve gerekli düzenlemeyle görevlerine son verilmelidir. Bugün devlet kurumlarında hala ülke düşmanı terör örgütlerini savunan çok sayıda memur var. Bu kişiler tespit edilip görevlerine derhal son verilmelidir. Bunun için özel bir düzenleme yapılabilir.
Diğer taraftan performans ölçme kriterleri de adil olmalıdır. Kim neye göre performans ölçecek açıklığa kavuşturulmalıdır. Aldığım duyumlara göre bazı kurumlarda memurlar arası yaşanan en ufak bir husumette, taraflar birbirlerini terör örgütü mensubu olmakla itham ederek diğerinin ayağını kaydırmaya çalışıyor. Bu tür hadiselerin önüne geçilmelidir. En önemlisi de kurumlar artık resmi ideolojinin hedefleri doğrultusunda değil, Türkiye’yi her alanda ileri taşıyacak yeni bir vizyonla faaliyet yürütmeli. Öğretmen, öğrencisini Atatürk ilke ve inkılapları doğrultasında değil, medeniyet perspektifli büyük düşünen vizyon ve proje sahibi bir anlayışla yetiştirmelidir.
Memur dediğimize bakmayın, onlar birer insan, iş makinesi değil! Onların da aileleri, çocukları ve kirada oturdukları evleri hatta bol miktarda kredi borçları var. Onlar da devlette çalışmayan insanlar gibi nefes alıp veren canlılar. Demem o ki; yeni Türkiye’de memurları ilgilendiren her köklü değişiklikte onların da birer insan oldukları lütfen unutulmasın. FETÖ dahil olmak üzere illegal faaliyetlerde bulunan kimsenin gözünün yaşına bakılmasın. Sonuna kadar destekliyorum. Lakin memurların özgürlük alanları da kısıtlanmasın..
@sivildemokrat /[email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları



































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019