Ufuk COŞKUN
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın referandumdan iki gün önce Barzani'ye gönderdiği bir mektup ortaya çıktı. Mektupta 'Referandum hakkınızı tanıyacağız' ifadeleri açık bir şekilde dile getiriliyor!
Bu süreçte ABD her ne kadar uluslararası basında 'referanduma karşıyız' açıklamaları yapmış olsa da PKK/PYD ve Barzani'ye bölgede bir Kürt devleti sözü verdiği aşikâr. Kaldı ki önceki yazılarımızda bu ikiyüzlü tutumu defalarca vurguladık. Bakınız aynı dönemde hem PKK/PYD bölgede sözde seçim yaptı hem de Barzani sözde bağımsızlık referandumu yaptı.
Bu gelişmeler, orada oluşacak bir Kürt Devleti'ni, bir sonraki aşamada meşru kılabilmek için cebe konulmuş kozlar olarak görülmelidir.
Rakka'da ABD'nin imal ettiği DEAŞ ve yine ABD'nin kuklası PKK/PYD'nin anlaşması, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin de bu anlaşma sonucu DEAŞ militanlarının tahliyesine müsaade etmesi, bölgedeki planı açıkça ortaya koymaktadır. DEAŞ'in çekildiği noktalara PKK/PYD’nin yerleştirilmesi demek 'söz verilen devlet' için yeni adımların atılması demek!
Bilindiği gibi TSK, Astana’da belirlenen noktalara yerleşti. Diğer taraftan İran ve güdümündeki Haşdi Şabii militanları ise savaşın diğer yüzü olan Kerkük için harekete geçti. Ve Kerkük’e girildi. Bu Kerkük halkı için ciddi bir sıkıntı. Zira orada, bir Şia politeizmine yönelik adımların atılacağı ortada. Kerkük İran politikası ile Şia politeizmine kapılmadan "Kerkük Türk'tür Türk kalacak" ilkesi acilen hayata geçirilmelidir.
Rusya, İran ve Türkiye'nin anlaşması ile başlatılan operasyonda Rusya ve İran'ın yanında bulunduğu ve Türkiye'nin hala karşı olduğu “Esed rejimi” problemi de gözardı edilmemelidir. Zira Suriye haber ajansı SANA'nın, ‘’Esed rejimi Türkiye'nin burada olmasından rahatsız'’ açıklaması da bu handikabın daha şimdiden açığa çıktığının bir göstergesidir.
Suriye krizi ilk çıktığı zamandan bu yana Rusya ve İran deyim yerindeyse Esed rejiminin sigortası olmuşlardır. Bu dakikadan sonra da politikalarını değiştirirler mi bilemiyoruz. Esed'in yapmış olduğu açıklama Rusya ve İran'ın bilgisi olmadan yapmış olduğu bir açıklama mıdır?
Her ne kadar Rusya bu açıklamayı tasvip etmediğini söylese de bu durum yukarıda bahsettiğimiz ABD'nin referandum çıkışı ile aynı şekilde okunmalıdır. Yani Esed rejiminin açıklaması da ileriki süreç için bir koz olarak cebe konulmuş olabilir.
Orada Rusya, İran ve Esed rejiminin istediği durumun gerçekleşmesi akabinde yaklaşık 15 ülkenin bulunduğu topraklarda sadece Türkiye'nin 'işgalci' gibi lanse edilmesinin adımları atılabilir. Baksanıza içeride Erdoğan muhalifi İslamcı basın, STK’lar ve bazı Kürtçü yazarlar daha şimdiden İdlip’te siviller katlediliyor yaygarası yapmaya başladı bile. Burada ciddi bir plan söz konusu!
Rakka, bildiğiniz gibi Musul'dan sonra DEAŞ'in hilafet ilan ettiği başkent olarak biliniyor. Peki, DEAŞ Rakka'yı neden bu kadar kolay terk etti? Neden PKK/PYD ile anlaşarak başkentini bu kadar kolay boşalttı? Ve İsrail bu konuda neden sessiz? İsrail gerek Astana sürecine gerekse Türkiye'nin İdlib operasyonu hakkında neredeyse hiç açıklama yapmadı.
Netanyahu, Trump'ın İran politikası ile ilgili, "Başkan Trump'ı cesur kararından dolayı tebrik ederim" açıklamasında bulundu. Ancak Suriye ile ilgili olarak ise sadece şu açıklamayı yaptı; "Hizbullah ya da İran güçlerinin Suriye'de güçlenmesini özellikle de hassas silahlar elde etmesini önlemek, bu güçlerin İsrail sınırı boyunca sahada varlık göstermesine engel olmak ve İran’ın genel olarak Suriye'nin tamamında askeri varlık kurmasını engellemek…’’
Bu durum açıkça İsrail'in, bölgenin PKK/PYD'ye devredilmesine sıcak baktığını, sonraki hedefinde ise tıpkı ABD gibi İran'ın olduğunu ortaya koyuyor.
Hadise, Astana'nın şartlarının yerine getirilmesinin ardından Rusya'nın tavrı ile netleşecek ve şekillenecek. ABD'nin ve İsrail'in, ‘’Türkiye terör devleti İran’ın yanında yer alıyor’’ ve Rusya'nın da ‘’Türkiye, Esed Rejimi'ne karşı orada işgalci durumundadır ‘’çıkışları söz konusu olabilir mi? Ya da İran ile Türkiye'nin, özellikle Esed rejimi ve Kerkük konusunda, karşı karşıya gelme durumu olabilir mi, bunu zaman gösterecek.
Türkiye bu hassasiyetleri ve gelişmeleri şüphesiz hesap etmiştir. Şu durumda söyleyebileceğimiz; Türkiye, 'ortak' çözümler bularak mevcut ittifaklarını güçlendirme yoluna gitmelidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019